Sayfa:Carel Zwollo.pdf/198

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

196

1 Dükkânların önünde müşteriyi kendi dükkânından alış-veriş yapmasını sağlamak üzere dükkân önünde duran ve çığırtkanlık yapan kişilere verilen isim. Otogarda, turistik yörelerde bu kişilere çokça rastlanmaktadır.

Ofiste çalışırken

o dönemde barışın sembolü güvercin rolünü oynadı. Fakir ve aç kalan Avrupa ülkelerine buğday ihraç etti. Atatürk’ün amacı, ekonomik olarak, özellikle gıda bağımsızlığıydı. Bu anlamda Türkiye tipik bir Orta Doğu ülkesi sayılamaz. Coğrafik olarak Asya Galata Köprüsü’nden sonra başlıyor, Coğrafya bakımdan veya biyologlara sorulduğunda onlardan şöyle bir cevap gelebilir: “Eşeklerin rengine bakılırsa, Avrupa Suriye’de bitiyor; çünkü Türkiye’deki eşeklerin rengi ‘doğal’ olarak kahve/gri. Arap ülkelerindeki eşekler çoğunlukla beyaz.’’ Antropologlara Avrupa’nın nerede bittiğini sorduğumuzda, “İran, Suriye, Irak sınırında” derler. Çünkü o ülkelerde dükkânların önünde “Schlepp”ler1 vardır. Bu kelime Yahudi, Polonyalı ve Almanlarca kullanılan “schleppen”, Hollandacada “slepen” kelimesinden gelir ve bir sosyal durumu anlatır. Yahudiler genellikle bir gettoda yaşarlardı ve yan yana çok küçük dükkânları olurdu. Terziler bir sokakta bulunurdu ve sokağa bir müşteri geldiğinde kapıdaki bir adam müşteriyi dükkâna sokmak için çabalardı. Türkiye’de bu genellikle turizm yörelerinde turistler için yapılan bir uygulama. Ancak eğer bir turist, taciz iddiasıyla polise şikâyette bulunursa bu dükkân sahibine ceza verilebilir. Yahudiler bu ve benzeri ticaret âdetlerini yüzlerce yıl önce Orta Doğu’dan Avrupa ve Amerika’ya taşıdılar.

Eğer savaş zorunlu ise o zaman en az zararla bu savaştan çıkmak gerekir. Savaştan çıkarken bile bir “zafer” gibi çıkılmalıdır. Türkiye hem savaşa katılmadı hem de bir bölge kazandı; Hatay. Antakya önemli bir şehir (eski adı Antiochia) ve İskenderun önemli bir Akdeniz limanı. Tarafsız kalmak bir kazançtır. On sene sonra Türk diplomatlar Kore Savaşı’nda Türkiye için “Marshall Yardımı” aldılar ve Türkiye’yi NATO’ya üye yaptılar. Bunun sayesinde batı kulübüne girdiler ve daha sonra da Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini başlattılar.

İkinci Dünya Savaşı’nda bir gerçek vardı; Bakü’nün petrol kaynaklarını işgal etmek için Birinci Dünya Savaşı’ndan da hatırlanacağı üzere, Anadolu’nun dağları en önemli engeli oluşturuyordu. İstanbul’dan Hopa’ya yalnızca dar bir yol söz konusuydu. Burada Türk askerleri konvoyları engelleyebilirdi. 2005 yılında Gelibolu’yu gezerken oradaki müzede bir Avustralyalı askerin mektubunu görmüştüm. O genç asker anne ve babasına yazdığı mektupta şöyle