Sayfa:Carel Zwollo.pdf/171

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

169

harika bir konakta yaşıyordu. Uzmanlarla birlikte toplantılar yaptım, onlardan fikirler aldım. Hollanda büyükelçisini ziyaret ettim. UNDP’deki bölgesel raporları topladım ve bunların yanında bir de doktora gittim. Çünkü başım çok ağrıyordu. Doktor bana, “San’a’nın serin bir iklimi var. Rakımı çok yüksek ve 2 bin metre. Sizin ağrınız ondan kaynaklanıyor ve bünyenizin havaya alışması gerekiyor,” dedi. Birkaç gün sonra Aden’e gideceğim ve Aden deniz seviyesinde olduğu için alışmam gerekmeyecek, diye düşündüm.

San’a’nın çok ilginç bir mimarisi var; eski konaklar harika, insanların yaşam biçimi, yani geleneksel Arap kültürü değişmemiş. Toplum tarım, hayvancılık ve ticaretle ilgileniyor. SNV sadece Hollandalı uzmanlarla çalışmıyordu. Yerel ve farklı uyrukta kişilerle de, örneğin Hindistanlı bir sağlık proje müdürüyle de çalışıyordu. Böylelikle tabandan itibaren toplumla yakın ilişki içindeydiler ve Arapça öğreniyorlardı. Çantam belgelerle dolu bir şekilde uçakla Aden’e gittim ve limandaki ünlü Crescent Hotel’de klimalı bir oda tuttum. Otel sanki otuziki yıl önce İngilizler tarafından terkedilmiş ve sonra da hiç dokunulmamış gibiydi. Ara sıra lobide elinde eski model bir elektrikli süpürgeyle bir hizmetçi görüyordum. Restoranın menüsünde her gün ıstakoz vardı. Yakında bir Çin restoranı bulunuyordu ve ben çoğunlukla orada yemek yiyordum. Gittiğim diğer restoran ise sosyalist kardeşler tarafından işletilen “Balkan” adı verilen yerdi ve orada şiş kebap ve döner yerdim. Benim odam iş odası olmuştu. Her yerde raporlar, fotokopiler ve kitaplar duruyordu ve hizmetçiye, “Bak Süleyman, ben odamı kendim temizliyorum, bu kâğıtların hiçbirine dokunma lütfen,” dedim. O da bana, “Ne iş yapıyorsunuz?” diye sordu. “Sizin ülkeniz için çalışıyorum, yeni balık türleri arıyorum,” dedim. Bana saygıyla baktı ve gitti. Tam olarak yalan söylemiş sayılmazdım. Çünkü kooperatif projesi raporumda yeni balık türlerini uluslararası balık pazarına kazandırmak konusunda birçok tavsiyeye yer verdim. Ülkenin tek zenginlik kaynağı balıktı.

O günlerde bilgisayar yoktu. Bu yüzden başka bir çalışma yöntemi bulmuştum. Notların ve raporların fotokopilerini makasla kestim, sonra parça parça tutkalla A-4 kâğıtlara yapıştırdım ve raporum bu şekilde oluştu. İlk günden itibaren dükkân dükkân daktilocu aradım. “Sizde daktilo bilen var mı? Benim notlarımı yazabilirler mi?

Yemen’de balıkçılar tarafından tutulan ve satılan balıklar. Maalesef bu değerli balıklar soğutma sistemleri olmamasından dolayı yeterince pazarlanamıyor, 45-50 0C’lik ortamda hızla bayatlıyordu, 1989.

San’a’nın çok ilginç bir mimarisi var; eski konaklar harika, insanların yaşam biçimi, yani geleneksel Arap kültürü değişmemiş. Toplum tarım, hayvancılık ve ticaretle ilgileniyor.