Sayfa:Carel Zwollo.pdf/162

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

160

Kamerun’da balıkçılık araştırmaları. Yeni fırın teknolojileriyle daha az odun kullanarak ve çevreye daha az zarar vererek balık kurutma çalışmaları geliştirildi, 1986.

lun, biz çok problemler yaşıyoruz,” dedi.

Lamido ayrıca, “Kamerun devleti bizim liderlik rolümüzü ve statümüzü ciddiye almıyor, hidroelektrik barajı yaptılar ve arazide elektrik bağlantısı için söz verdiler. Gelin görün ki elektriğimiz yok, hâlâ bekliyoruz,” dedi. Lamido bizden hiç yardım istemedi, ama bize çok yardım etti. Lagdo’da küçük bir Katolik cemaat ve de bir papaz vardı. Ben oraya yerleştikten sonra hemen haber almışlardı. Bir papaz benim evime geldi ve “Hoş geldiniz, sizi tanımak istiyorum,“ dedi. Nasıl da haber hızla yayılıyor diye biraz şaşırdım. Fakat o izole bölgede yeni bir beyaz yüzün hemen fark ediliyor olması normal gelmeye başladı. Papaza ilk söylediğim şey, “Ben Katolik değilim, Protestanım,” oldu ve onu bir daha görmedim.

Özetlemem gerekirse, Kamerun’da 1982 yılında, Çin Halk Cumhuriyeti’nin desteğiyle Benue Nehri’nde Lagdo köyünde bir hidroelektrik santrali kuruldu. Bölge bir anda 697 kilometrekarelik, 29 metre derinliğinde, 70 kilometre uzunluğunda ve 47 kilometre genişliğinde bir tropikal göle dönüştü. Çin devleti vapurla binlerce işçi göndermişti ve tipik Mao Zedong dönemi gibi karınca misali kürekle, kum torbalarıyla işe başladılar. Kamerun Cumhuriyeti’nin Başbakanı Paul Biya bu duruma son verdi ve Afrikalı iş gücünü kullanmak istedi. Binlerce Çinli Çin’e geri gönderildi. Baraj seti bitince, bir savan ve göl havzası içindeki tepeler yavaş yavaş su altında kalmaya başladı. Köylüler, büyükbaş hayvanlar, filler, zürafalar, bufalolar, maymunlar, leoparlar kaçtılar; ancak bazı küçükbaş hayvanlar göl içindeki tepelere sığındılar ve maalesef oralarda açlıktan öldüler veya su altında kaldılar. Çevreciler hiçbir yardım kampanyası düşünemediler. Çinliler bu barajın ikinci amacı olarak sulamayı önerdiler ve ilk olarak pirinç tarlalarında bunu gerçekleştirdiler. Pirincin üretim maliyeti Tayland’daki pirincin iki katından fazla olduğu için, bir fiyasko oldu. Elektrik de yerleşimlere 1985’te verilmeye başlandı.