121
bitkileri çok daha ilginç. Her tür kuraklığa karşı kendi stratejilerini kullanıyorlar, tam bir Darwin bahçesi.
Segou’ya gelince evi kolayca buldum. Bir hizmetçi beni bekliyordu. Çok zayıf, çok siyah ve kafasında küçük bir fesle bana çok ciddi bir şekilde baktı ve “İyi akşamlar patron, sizi bir aydır bekliyorum,” dedi. Yaşlı değildi, sadece açlıktan yaşlı görünüyordu. Ona hemen bir görev verdim ve “Mustafa, arabadaki kartonları mutfağa götür,” dedim. Ev ufak, inanılmaz derecede sıcaktı. Elektrik üç günde yalnızca birkaç saat vardı. Bahçesi ufaktı, bahçede sadece bir Neem ağacı vardı; ama her dalı kesilmişti. Su derin bir kuyudan geliyordu. Fakat önce bir metre kazmak gerekiyordu ve sonra biraz çamurlu, ama serin su çıkıyordu. Su filtresi, petromax gazlı lamba ve birçok mum aldım. Ancak lamba sıcaklık yarattığı için mumlar sıcaktan eridiler. Pazardan deve yününden kilimler, pamuklu çarşaflar aldım ve bir terzi yastıklarımı yaptı. Yastıklar ve kilimler evin salonuna Bedevi çadırı gibi bir görüntü vermişti.
Bir kooperatif bürosu vardı ve oradaki memurlarla tanıştım. Bana açıkça, “Bizim patron yeni ve kooperatif prensiplerini bilmiyor,” dediler. Üç senede üç defa kooperatif şube müdürü değişmişti. Personelin de, altı aydır maaş alamadıkları için motivasyonu çok düşüktü. Yaşamak için başka işler yapıyorlardı. Bana, “Balıkçılar bizim bölgenin en zengin topluluğu, onlar tekneleriyle balıkçılığın yanında ticaret ve taşımacılık da yapıyorlar. Göreceksiniz ki mösyö bizim balıkçılar kralın öküzü gibi şişmandırlar. Hanımları da, balıkları güneşte kurutup satıyorlar, onlar da şişmandır. Onların gıdaya ihtiyaçları yok, yani Bozo ve Somono ırkları sağlıklı ve dev gibi insanlardır,” dediler.
Önce inanmadım, 77“Olmaz, bu proje için Cenevre’de ve Roma’da çok güzel bir program yapıldı, hepsi teori miydi? Yani benim hedef grubum yanlış mı, açlık yok mu? Olur mu böyle bir şey?” dedim. Bu programda benim en güçlü silahım, raporları iyi okumam ve gerçek durumlarla test etmemdi.
ILO Cenevre, ILO Dakar, ILO Bamako sonrasında en ufak bölge olan Segou’daydım. Segou ili Hollanda’nın yüzölçümünün iki katı ve bu il Mali’nin en büyük tarım merkezi konumundaydı. Benden raporlar, yerel olgular, sayılar, istatistikler, kuraklık mağduru toplumun
Elektrik üç günde yalnızca birkaç saat vardı. Bahçesi ufaktı, bahçede sadece bir Neem ağacı vardı; ama her dalı kesilmişti. Su derin bir kuyudan geliyordu. Fakat önce bir metre kazmak gerekiyordu ve sonra biraz çamurlu, ama serin su çıkıyordu.