Sayfa:Carel Zwollo.pdf/12

Bu sayfa istinsah edilmiş

10

ürünüdür. Bu kitap, Yasemin tarafından hazırlanan 59 soruya verilen yanıtlarla hazırlandı. Bilindiği gibi soru-cevap metodu medeniyetimizin en eski din kitaplarından Tevrat, İncil, Kuran ve diğer dinlerin bir eğitim tarzı gibi….. İyi hocalar öğrencilerin sorularını cevaplıyorlar, kötü hocalar ise öğrencilere kâğıttan dersler veriyorlar.

Hollanda bir Kuzeybatı Avrupa ülkesidir. Bu ülkede iki ünlü hümanist filozof var: Rotterdam'dan Desiderius Erasmus (1469-1536) ve Amsterdam'dan Baruch Spinoza (1632-1677). Onlar, laiklikten önce insanın hayatında dinîn rolünü küçültmeye çalıştılar. Dinin yerine "ahlak"ı koydular. Hollanda, İkinci Dünya Savaşı'nda hem Almanya hem de Japonya tarafından çok zarar gördü. Savaştan sonra bizim ülkemiz en önemli sömürgesi olan Endonezya'yı kaybetti. Yalnızca bakir ve az gelişmiş (Papua) Yeni Gine kaldı. Bu olay Hollanda'nın ekonomisini önemli ölçüde değiştirdi; hammadde ve ticaret 1950'den sonra Üçüncü Dünya Ülkeleri'ne yönelik yapılmaya başlandı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra devletler diğer ülkelerle ilişkilerinde hem ticarete hem de kalkınma projelerine önem verdiler ve hålå vermeye devam ediyorlar. Benim ailem bu ilişkilerin bir örneğidir. Büyükbabam sömürge döneminde Endonezya'ya gitti ve zengin oldu. 40 yaşında Hollanda'ya geri döndü. Utrecht yakınlarında Zeist kentinde dört ev inşa etti ve hobi olarak Angora Tavşanı yetiştirdi. 1920'li yıllarda bu çok normaldi. Babam Papua'da (Hollanda Yeni Gine) memur olarak dokuz sene kalkınma çalışmalarında bulundu (1946), ben de bağımsız ülkelerde sosyal kalkınma projeleri üzerine çalıştım. Ailemin üç kuşağı da benzer şekilde yaşadı. Benim ailem yurtdışına hep meraklı oldu. Şu anda ağabeyimin ve ablalarımın çocukları, dokuz yeğenimin çoğu, Ortadoğu, Asya, Pasifik ve diğer ülkelerde yaşıyorlar, çalışıyorlar.

Hollanda kraliyetle yönetiliyor. Aynı zamanda dünyanın bilimsel bakımdan en gelişmiş on ülkesi arasında bulunmaktadır. Hollanda ABD'den sonra miktar olarak dünyanın en büyük gıda ihracatçı ülkesi konumundadır. Konya kadar büyüklüğe, İstanbul kadar nüfusa sahip bu ülke nasıl oluyor da bu konumda olabiliyor ve bu durumu sürdürebiliyor? Bunun bir sebebi var ve bu bir tesadüf değil. Bu kitapta yukarıda sorduğum soruya istatistikler veya derin ana lizlerle değil, benim kişisel hayat hikâyemle dolaylı olarak cevap