Sayfa:C.H.P. 15. Yıl Kitabı (1938).pdf/594

Bu sayfa doğrulanmış
585

Dilimizin tarihi grameri araştırmalarına esas olmak üzere eski ve yeni eserler arasından seçilen ve her biri bir devrin yazı dili karakterini gösteren eserlerden gramer malzemesi taranmaya vrilmiş ve böylece bir seri tarihî gramer fişleri de toplanmıya başlamıştır.

Dilimizin gramer varlıkları ile Indo-Oropeen dillerin grameri arasında da ayrıca karşılaştırma fişleri hazırlanmaktadır.

Bu çalışmalar, ileride Derleme Dergisi, Büyük Türk Kumusu ve Türk Lehçeler Lûgati verimleriyle de kuvvetlendirilerek dilimizin mukayeseli ve tarihi gramerlerini ve nihayet ana Türk dili gramerini ortaya çıkaracaktır.

Sentaks üzerine yapılacak araştırmalara esas olmak üzere yurd içinde konuşma dilinde görülen cümle yapısının şekillerini derlemek ihtiyacı da göz önüne alınmış, öğretmenler ve Halkevleri yolile bir sentaks derlemesi için talimat yapılarak her tarafa bildirilmiştir. Şimdiye kadar gelen dört binden fazla fiş Kurum Merkezinde daktilo ettirilerek bir yandan sıraya konmaktadır. Bu derleme tamam olduktan sonra sentaks araştırmalarına da girişilecektir.

Lengüistik - Etimoloji çalışmaları :

Türk lehçelerinin kelime, ses, ek elemanları üzerinde yapılan araştırmalar. Türk dili ile başka yeryüzü dilleri ve dil grupları arasında fonetik, semantik, morfoloji ve etimoloji bakımlarından yapılan karşılaştırmalar, Türk dilciliğini çok önemli bir yeni dil teorisine varmak bahtiyarlığına erdirmiştir. Bu teorinin ilk çerçevesi yine Türk dili varlıkları olmakla beraber Indo-Öropeen, Şamito-Semitik. Fino-Uğriyen.. denilen dil gruplarına ait kültür kelimeleri bu teorinin ışığı ile aydınlanınca Türk orijinleri meydana çıkmaktadır.

«Güneş-Dil» teorisi adını alan ve dünya dilciliği tarihinde bir dönüm noktasını gösteren yeni Türk dil tezi, Türk tarih tezinin öz kardeşidir. Çünkü tarih tezinin neolitik medeniyeti Orta Asyada doğmuş ve oradan göçlerle yer yüzüne yayılmış gösteren esasının lengüistik delilleri bu teori ile her türlü şüphe ve tereddütten kurtulmuş olarak meydana çıkmaktadır.

«Güneş-Dil Teorisi», ilk neolitik medeniyet devrinin ana totemi «güneş» olduğunu ve bu medeniyet sahipleri olan en eski dedelerimiz Türklerin ses dilini bu ana toteme ilk verdikleri isimle kurmuş bulunduklarını göstermektedir. Güneş kültünün eskiliğine ve ay kültünden daha önce insanlığa hâkim bulunduğuna ait olan deliller her gün biraz daha artmaktadır. Şimal Akdenizi ve Onega gölü kıyılarında Sovyet bilginlerinin buldukları resimler, çiftçilik devrinden daha önce insanlığın çobanlık ve avcılık devirlerinde bile güneş kültüne sülûk ettiklerini göstermektedir. Amerika yerlilerinin çok eskiden kalmış bütün âyin ve ananeleri güney toteminin oralarda da eskiliğini ve hâkimliğini ortaya çıkarmıştır.

«Güneş-Dil Teorisi», ses dilinin ana kaynağını güneş toteminde topladıktan sonra, ilkin bu totemi ifadeye yarayan ilk net sesi aramakta ve bunu