Sayfa:Bektaşi Şairleri ve Nefesleri 19 Asıra Kadar Cilt 1-2.pdf/119

Bu sayfa doğrulanmış
116
BEKTAŞİ ŞAİRLERİ

Girdim muhît-i aşkına sandım ben anı sığ
Başımdan aştı mevc-i belâ nâgehan dirîğ»

Hüseynî’nin Bektaşîliği terennüm eden bazı şiirlerine mecmualarda rastlıyoruz. Bunlardan bir kısmı, hece vezniyle yazılmıştır.

Birkaç manzumesini dercediyorum:

―1―

Yâ İlâhî bize bildir nicesidir hallerimiz
Gözümüz görmez nicedir kande gider yollarımız
Aşkın deryâsın boylarız her şeyin aslın soylarız
Bir acep yerden söyleriz kimse bilmez kallerimiz
Âdem-i Safî’ye erdik Mustafâ’nın sırrın bildik
Ali ile hemdem olduk sır sözüdür kallerimiz
Âşık ol serden geçersin gelme meydana kaçarsın
Âb-ı hayvandır içersin akup gider sellerimiz
Mahabbet cür’asın içtik akl u dil ü candan geçtik
Tevhid gülistânın açtık seyr et bizim dillerimiz
Benden benliğim çekildi gayrıdan gönül üzüldü
Dîvân-ı Hak’dan yazıldı bak göresin kallerimiz
Bu menzile cinnî gelmez zîr-ehlullah dilin bilmez
Varlığından fenâ olmaz baka ildir illerimiz
Gizli yoldur kimse bilmez bu menzilde kimse ölmez
Hemîşe yoncadır solmaz verd-i ahmer güllerimiz
Hüseynî canını nider yola yokluğ ile gider
Uşşakları efgan eder gulgul eder bülbülümüz


—2—

Bu gün bî cân idim ben câna erdim
Ki cânım verüben cânâna erdim
Muhammed çünki ilmin şehri olmuş
Kapu olmuş Şeh-i merdân’e erdim
Ki bin yıl olmadan durmuş yerinde
Muhammed Mustafâ sultâna erdim