Kâ’be-i kûyin Tavaf etmek olurdu tâ seher
Şâm-ı gamda tutmasa hâr-ı mugaylan yolları
Şemsi-i dil hasteye can vermeden gönder haber
Ey tabibim sendedir bu derde derman yolları
Tîr-i âhı âşıkın çerh-i muallâdan geçer
Katre-i eşg-i nigârâ ka’r--ı deryâdan geçer
Gel cehennem var deme korkutma ey zâhid beni
Tâlib-i dîdâr olan firdevs-i a’lâdan geçer
Seyr ederken dün temâşâ eyledim gülzârda
Kamet-i ra’nâsı yârin serv-i bâlâdan geçer
Yüzünü görmek değil zâhid işitse nâmını
Zikrini teşbih eder halvette esmâdan geçer
Cür’a-i aşkın şerâbıdır anı mest eyleyen
Sanma her dem Şemsi’yi câm-ı musaffâdan geçer
Zâhidâ vâkıama söyleye ta’bîr nedir
Hizmetinde bileyin ben dahi taksîr nedir
Pîrim ol perde-i pindârımı kaldır göreyim
Kalmayalım ikilikte bileyin bir nedir
Olacak hod ezel olmuştur ana çâre mi var
Ya bu insânı zaîf ettiği tedbîr nedir
Her işi işleten oldur eden ol ettiren ol
Bîgünahın ya bu boynundaki zencîr nedir
Nice mest eyledi Şemsî’yi görün bâde-i aşk
Bilmedi zevk-ı cevânî elem-i pîr nedir