Sayfa:BİTKİLERİN BİYOTEKNOLOJİK YÖNTEMLERLE TİCARİ ÇOĞALTIMI; MEVCUT VE GELECEKTEKİ DURUM.pdf/4

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Ahmet Onay, Hakan Yıldınm, Vedat Pirinç, Engin Tilkat, Yelda Özden Çiftçi, Hülya


dayanıklılığa yönelik olarak modifiye edilmişlerdir. Herbisit toleransı çiftçilere daha seçici yabani ot kontrolü sağlamaktadır. Bu anlamda çiftçiler ekim işleminden önce herbisit uygulamak yerine, bitkinin gelişimi süresince ihtiyaç duyulduğu zamanlarda herbisit uygulayabilmektedir. Bitki biyoteknolojisindeki diğer gelişmeleri ise iyileştirilmiş ürün, artırılmış besin içeriği, tıbbi özellikler ve ilaçlar, daha sağlıklı pişirme yağları, uzatılmış raf ömrü, yenilenebilir kaynaklar ve endüstriyel besin maddeleri ile diğer istenilen besinleri de içeren birçok gelişme olarak sıralanabilir.

Bugün bitki biyoteknolojisinin ticari olarak kullanımını iki ana başlık altında toplayabiliriz [4]; A. Bitkilerin özelliklerinin iyileştirilerek çoğaltılması veya klonlanması; B. Farmasötik sanayi için ham madde üretimi.

Bitkilerin özelliklerinin iyileştirilerek çoğaltılmasında, çoğu 1960 ve 1970'li yıllarda kurulmuş bitki doku kültürü laboratuvarlarının da uyguladıkları doku kültürü teknikleridir. Pierik (1997) tarafından doku kültürü tekniklerinin bilimsel uygulamalarını şöyle sıralamaktadır [5];

1. Bitkilerin ıslahı ve moleküler biyolojisi, 2. Botanik araştırmaları, 3. Sekonder metabolit üretimi, 4. Fitopatolojik çalışmalar, 5. Vegatatif çoğaltma.

Doku kültürü teknikleri öncelikli olarak araştırma amaçlı yapılmakla birlikte; sonraki adımlarda başarılı çoğaltma metotları geliştirildikten sonra ticari üretimde kullanılmaktadır. Bu teknolojilerin kullanımı gelişmekte olan ülkelerde besin yetersizliği ve açlığa karşı savaşta önemli bir rol oynayabilir. Bugün Dünya üzerinde yaklaşık 800 milyon insan yeterli besin alamamaktadır. 2030 yılına kadar dünya nüfusu 8 milyarın üzerinde olacağı tahmin edildiği için besin temini daha da güçleşecektir. Dünya nüfusu artarken buna paralel olarak besin üretimi başa baş gitmemektedir. Çünkü dünya üzerindeki karaların sadece %10'u tarıma elverişli ve hatta bazı bölgelerde yoğun toprak erozyonu önemli bir problemdir. Bu zorlukları yenmek için çiftçiler birim alanda daha fazla besin hammaddesi üretmek zorundadırlar. Bitki biyoteknolojisi; temel besin kaynakları üretiminin artırılması, üretimin iyileştirilmesi, tarım üzerine çevrenin etkisinin azaltılması ve küçük ölçekteki çiftçilerin daha fazla besin hammaddesi üretmesine olanak sağlamaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise, artan gıda ve ilaç taleplerini karşılamak için yatırımlar yapılmış ve her geçen gün yeni yatırımlar yapılmaktadır. Bu derlemenin amacı; bitki biyoteknolojisinin en önemli kullanım araçlarından birisi olan in vitro bitki doku kültürü teknikleri hakkında başta ülkemizdeki

Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, Cilt 1, Sayı 2 (2012)

Batman Üniversitesi Uluslararası Katılımlı Bilim ve Kültür Sempozyumu, 18-20 Nisan 2012 Batman, TÜRKİYE

14