Sayfa:Ankara 13. İdare Mahkemesi.pdf/5

Bu sayfa doğrulanmış


     T.C.
    ANKARA
13.İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO: 2012/1746

KARAR NO:  : 2013/952

içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağının belirtilmesi ve bu kapsamda yer alan Lozan Antlaşmasının 40. ve 41. maddelerinde müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşlarına eğitim ve öğretimi de kapsayan birtakım haklar verilmiş olması karşısında, bu hususa ilişkin olarak yukarına açıklanan Kanun hükümleri ile Lozan Antlaşmasının aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde Lozan Antlaşması hükümlerinin esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu bağlamda; Lozan Antlaşmasının azınlık haklarının düzenlendiği 37 ila 44'üncü maddelerinde "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşları" ifadesinin kullanıldığı, herhangi bir şekilde bu azınlıkların kimler olduğuna ilişkin bir belirleme yapılmadığı gibi herhangi bir isim de zikredilmediği halde 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 2. maddesinin (e) bendinde azınlık okulları; Rum, Ermeni ve Musevi azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları olarak tanımlanmış olup, bu haliyle anılan Kanun maddesi ile Lozan Antlaşmasının aynı konuda farklı hükümler içerdiği anlaşıldığından ve yine 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi İle Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanunda ise milletlerarası andlaşma hükümlennin saklı olduğu hükmüne yer verilmiş olduğundan, uyuşmazlığın Lozan Antlaşması hükümler esas alınmak sureliyle çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu durumda, müslüman olmayan Türk vatandaşı olan Süryanılerin Lozan Antlaşmasının 40. ve 41. maddelerined müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk vatandaşlarına verilmiş olan eğitim ve öğretime ilişkin haklardan yararlan diril mal an gerekliğiaçık olduğundan, davacı Beyoğlu Süryani Kadım Meryemana Kilisesi Vakfı bünyesinde açılacak anaokulunda milli eğitim müfredatına ek olarak hartanın belirli gün ve saatlerinde Süryanıcc dersi verilmesi istemiyle yapılan başvurunun bu kapsamda de gedendirlerek işlem tesis edilmesi gerekirken, anılan başvurunun "2823 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Kanun'un 2/1-(a) maddesinde yer alan 'Eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına Türkçe'den başka hiçbir dil, ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez' hükmü ile aynı fıkranın (e) bendinde yer alan, "Türkiye'de eğitimi ve öğretimi yapılacak yabancı diller, Bakanlık Kurulu kararıyla tepit edilir" hükmü gerekçe gösterilerek reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan Anayasanın 10. maddesinde herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düzünce felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aile zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükme bağlanmış olup, bu madde hükmünde öngörülen eşitlik ilkesi ile güdülen amaç, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır.


  Süryanilerin de Rum, Ermeni ve Museviler gibi müslüman olmayan Türk vatandaşı statüsünde bulundukları, dolayısıyla aynı durumda bulundukları halde Süryaniler için ayrı Rum, Ermeni ve Museviler için ayrı hukuk kuralları öngörülmüş olup, bu durum hukuk

5/6