Sayfa:Ahmet Şık'ın 25 Aralık 2017'de Cumhuriyet Davası'ndaki savunması.pdf/63

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Yayın Müdürü olarak ikisini de ihtiva edecek şekilde değiştirdiler.

Burada şunu açıklamak istiyorum, Zaman Gazetesinin kuruluşu, personelinin ve yazarlarının seçimi, yazarlarının yazıları, baskıya girmeden önce kontrolü daime Gülen tarafından Yapılmıştır. ABD öncesi dönemde mesela benim dönemimde bizzat biliyorum ki baskıdan önce Altunizade FEM deki 5. Kata gazete fakslanırdı. Kendisi gerekli değişiklikleri yapardı ve baskıya bu şekilde verilirdi. Yani gazetenin patronu ve gerçek yayın yönetmeni Fetullah Gülen'dir. ABD'ye gittikten sonra da faks yöntemi devam ettirilmiştir. Buna Amerika'da da bizzat şahit oldum. Hatta ben Pensilvanya'da bizzat gazeteleri incelerken yanında da bulunmuştum.

Gazetenin özellikle 28 Şubat sürecinde derin devletle çatışmayacak daha doğrusu Askerle karşı karşıya gelmeyecek diyalogdan yana bir tavır koyacak insan ve yüzlere ihtiyacı vardı, bu yüzden ön plana çıkarıldığını sonradan anladım. Özellikle bu konuda Mustafa Yeşil'in yaptığı bir konuşma beni çok aydınlatmıştır. 25 Aralıktan sonra Yalova'da evde bulunduğumuz bir gün o günkü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil hoca efendiden bir mesaj getirdiğini söyleyerek evimi ziyaret etmişti. Konuşma sırsında bana kolunu göstererek "Asıl kol silahlı kuvvetleri ele geçirmektir. Eğitim, kitap, gazete işlerinin tamamı bunun etrafın saran koruyuculardır." dedi.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurulmasından sonra Gülen 95 yılımda açılım adı altında gazete patron yöneticilerini ziyaret etmeye karar verdi. Bu kapsamda benim de bulunduğum gruplarla bizzat kendisinin de katılımıyla çeşitli gazeteler ziyaret edildi. Bunlardan ilki de Aydın doğan ve Hürriyet gazetesiydi. Aydın Doğan ziyaretinde Gülen özellikle yurt dışındaki Türk okullarını gündeme getirdi. Hatta Aydın Doğan bu anlatımdan çok etkilenerek heyecanlandı ve “Size söz veriyorum 1 milyon buroşür bastırıp bu hizmetlerinizi halka duyuracağım" dedi. Fakat Gülen “Dostumuz düşmanımız var bizi hedef haline getirmeyin” diyerek bunu reddetti. Aynı gün Hürriyet Gazetesine geçtik. Orada bizi Ertuğrul Özkök ve Oktay Ekşi'nin de aralarında olduğu üst yayın kadrosu karşıladı. Tevazu içindeki tavırları onlar üzerinde de çok ciddi bir etki bıraktı. Bu kapsamda biz Milli Gezete, Yenişafak gazetesini de ziyaret ettik. Oralarda da iltifatla karşılaşılınca bana “Hüseyin bey siz Cumhuriyet gazetesini de ziyarete gitseniz” dedi. Kendisi bizzat ziyaret etmeyi o dönemde uygun görmedi. Çünkü Hikmet Çetinkaya o dönemde çok aleyhli yazılar yazıyordu. Ben, Abdullah Aymaz ve şuanda adını hatırlamadığım bir arkadaş İlhan Selçuk'u ziyaret ettik. İlhan Selçuk bu ziyarette gazetenin ekonomik olarak zor durumda olduğunu söyleyerek


herkesi ziyaret ediyoruz Hikmet Çetinkaya'ya da gidelim” dedim "Ya onu gazetede bile seven yok, sevilmeyen bir adam niye ziyaret edeceksiniz” dedi ve ziyaret gerçekleşmedi. Fakat benim tahmin ettiğim kadarıyla bu diyalog çalışmaları medyanın ele geçirilmesinde temel etkiye sahip değildir. Asıl kazanım doğrudan para alışverişi yoluyla olmuş olabilir. Bir de dinlemelerden doğan şantaj faaliyetleri olabilir. Eğer gazeteye doğrudan nakdi bir yardım yapıldıysa bu mutlaka elden iş ya'nın bu işleri yapmış Nitekim Gülen bu sürecin . Can Dündar'ın yaptığı 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce Can Dündar'ın yaptığı "Mit turlarındak silahlar” başlıklı haber AK Parti aleyhinde seçimlerin etkilenmek isteminden dolayı Yapılan haberlerin açık öreğindendir. Bana göre Taraf Gazetesi de kuruluşundan itibaren Gülen'in medya yapılanması içerisinde değerlendirilmelidir. Gazetenin ekonomik desteğinin Alaattin Kayn olduğunu duydum, Taraf ve





“UYAR Bilişim Sisteminde yer al bu dakümaza ayvalar yap gor resimde İNEZZRO - KSBrCJ6 < ZÖYİSET — ONOĞOZ Kada ari.



63