Sayfa:Ahmet Şık'ın 25 Aralık 2017'de Cumhuriyet Davası'ndaki savunması.pdf/62

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Atatürk'e ait bir sözden alınarak ve Atatürk paravan kullanılmak suretiyle özellikle seçildiğini düşünüyorum. Ayrıca darbe teşebbüsünün başında olan Adil Öksüz ve 15 Temmuz sonrasında yakalanan komuta kademesindeki üst seviyede asker kişilerin tamamını isim olarak olmasa da yüz olarak tanıyorum ve önceden biliyorum. Akın Öztürk hariç. Diğerleri de kod isim kullanırlardı. Gülen darbe hazırlığını her ayrıntısı ile ilgilenerek aylarca çalışmış olabilir. Konuyu sivil ve asker kişilerle ayn ayrı müzakere etmiş olduğunu değerlendiriyorum. Örneğin, Akıncı üssü komutanı olan Hakan Evrim İzmir Bozyaka'da Gülen'in talebelerindendi yani onun elinde yetişmiş talimatı dışına çıkmayacak bir insandır. Hatta darbe teşebbüsünün yaşandığı dakikalarda bile sürecin bizzat Gülen tarafından idare edildiğini düşünüyorum.

Can Dündar'ın bana sormuş olduğunuz siyasette "Nasıl geldiysen öyle gidersin”, “Piyonlar devrildi sıra şahlarda" yine ”1 numara Erdoğan" diye yaptığı röportaj bütünüyle hükümete karşı darbe girişiminin yolsuzluk operasyonu adı altında Cumhuriyet gazetesi de ele geçirilmek suretiyle gazete üzerinden halka servis edilme şeklidir.

Cumhuriyet gazetesinde çıkan ve logonun üzerinden verilen “Fakirhaneme malikane diyorlar” şeklindeki haber Cumhuriyet gazetesinin Gülen tarafından ele geçirildiğinin en açık delilidir. Dündar kaset hukuki süreçlerde yardım vadi gibi yollarla ele geçirilmiş olabilir. Yine basında çıkmış olan Ankara'daki villasını fahiş fiyatlarla sattığı iddiası da bu yolu açmış olabilir. Fakat Gülen bu kadar büyük bir operasyonda tek bir kişi ile bağlı kalmayıp daha garantici hareket etmiştir. Dolayısıyla mutlaka gazete içinden açıktan para vermek yoluyla veya tehdit şantaj yöntemleri kullanılarak ele geçirdiği birileri daha vardır.

Erdoğan'ın bulunduğu yerin “1 haftadır yoktu nerede olduğu ortaya çıktı” başlığı ile Cumhuriyette haberleştirilmesi de habercilikten ziyade suikastçilere adres gösterme niteliğindedir.

Önceden kanaatim farklı yönde olsa da şuanda ben de Hrant Dink cinayetinin arkasında da FETÖ'nün olduğunu düşünüyorum. İlk bakışta cemaatin Dink ile bir hesaplaşması olamayacak gibi görünse de sonraki süreçte Ramazan Akyürek üzerinden hükumete yüklenilmesi bu suikastin FETÖ ve onun arkasındaki dış güçler tarafından planlanıp organize edildiğini ortaya koymaktadır. Hatta FETÖ burada dış güçlerin taşeronu konumundadır.

Cumhuriyet sıradan bir gazete değildir. FETÖ mensuplarının dahi Zaman gazetesine açık bir şekilde okuması yasaklanmış bir durumdur. Oysaki Cumhuriyet güvenle devletin her Kurumuna, özellikle de orduya girebilecek TSK mensupları tarafından okunabilecek bir gazetedir. Bu sebeple birinci tercih olmuştur. Atatürkçü laik çizgideki insanlarla Gülen cemaatini aynı çizgide buluşturmayı hedefleyen ve ortak düşman algısı yaratan üst akıl burada önemlidir. Dedi.

Beyanı okundu. İmzası alındı.

Slayt 59: Kuryeye dair beyanlar 2