Sayfa:Ahmet Şık'ın 25 Aralık 2017'de Cumhuriyet Davası'ndaki savunması.pdf/172

Bu sayfa doğrulanmış

Avukat Akın Atalay, iftiraların her birini ait oldukları yere; tarihin çöp sepetine gönderdi. Bilirkişi sıfatlı tetikçilerin yalan söylemekte savcılardan aşağı kalır yanı olmadığını kanıtladı size.

"İddianame sorunlu, kabul ediyorum" sözlerini, "Bilirkişi onusunda serzenişler bizce de haklı" diyen siz mahkeme başkanından duyduk. "Tanıkların bir kısmını çağıracağız. Gülerce gibileri değil tabii. Dışarıdan dedikodu mahiyetinde olan ifadelerin hukuki değeri yok" sözleri de size ait.

"Dedikoducu" diye nitelediğiniz bu tanıkların yalanlarının iddianamede nasıl işlendiğini ve ne çok yer kapladığını biraz önce size gösterdik. Omurgasının tamamını bu yalanların kapladığı iddianame üzerinden yargılamaya devam etmekle kalmayıp bizleri de hapiste tutuyorsunuz.

Eğer ki; dediğiniz gibi bu yalancıların söylediklerine hukuki değer biçmiyorsanız yapmanız gereken bellidir; bu yargılamayı hemen şimdi beraatla sonuçlandırıp bu haksızlığa son vermek.

Sözlerinizde bir tekinin adı geçiyor ama dedikoduculardan kimleri kastettiğinizi anlıyoruz. Birisi 25, diğeri 40 yıl boyunca örgüt denilen Gülen Cemaati'nde yöneticilik yapmış Hüseyin Gülerce ve Latif Erdoğan. Bir diğeri de devr-i saadet döneminde Hoca Efendisi'ne methiyeler düzmüş olan Küçük Cem.

İddianame ve soruşturma evraklarında imzası olan ve olmayan meslektaşlarınızın makbul/muteber bulduğu bu tanıkların dedikodu yaptığını, anlattıklarının hukuki bir değeri olmadığı tespitini yapıyorsunuz.

Çok haklısınız.

Haysiyeti olmayanların, şeref ve onurdan yoksun olanların sözlerinin, değil hukuki hiçbir değeri yoktur. Çünkü Sevgi Soysaľ'ın ifadesiyle "Lümpenler düzenin çamurudurlar."

Ve düzenin kendisi çamur olmuşken lümpenlerin sözlerini sadece onlarla aynı sınıfsal çöplükten beslenenler ciddiye alır.

Sahibinin kim olduğuna göre pozisyon alan bu lümpenler bizleri "terörist" ve "vatan haini" olmakla suçluyorlar. Onlardan övgü dolu bir söz duysak, asıl o zaman kendimizden kuşku duyardık.

Hukuki değer biçmediğiniz o dedikoduların, iddianamenin tamamında yer bulmasının, o yalanlardan yola çıkarak suçlamada bulunmakta ısrar etmenizin çelişkisinin açıklamasını da size bırakıyorum.

Tanıkları dedikoducu, bilirkişisi taraflı, kendisi de sizin ifadenizle sorunlu olan bu iddianameyi tensip zaptınızla kabul ettiniz. İftiraları doğru bulduğunuzu, bizleri peşinen suçlu kabul ettiğinizi de, "Toplanacak delillerin kuvvetli suç şüphesi içereceği ihtimali bulunduğunu" belirttiğiniz o tensip zaptınızdan anladık.

172