Sayfa:Abdullah Öcalan'ın 1999 - 1296 esas numaralı davası.pdf/9

Bu sayfa doğrulanmış

kendisinin örgütte genelde APO kod adıyla anıldığını, yazışmalarda Ali Fırat kod adını kullandığını, ayrıca yurtdışı temsilciliklerinin olduğunu, yine örgüte bağlı Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği (YAJK) örgütünün olduğunu, emrinde Avrupa'dakiler dahil 3000 kadar örgüt elemanının bulunduğunu,

1979 yılında Suriye'ye geçtiğini, Filistin örgütü ile irtibat kurarak bu örgütten demokratik cephe kimliğ itemin edip, bu kimliklerle Lübnan'a geçtiklerini, Filistin örgütünün kendilerine Bekaa Vadisi'nde kamp yeri verdiğini, Helve adı verilen bu kampın daha sonra isminin Mahsun korkmaz Akademisi olarak değiştirildiğini, 1992 yılında tekrar Suriye'ye geçtiklerini, burada El Muhaberat elemanı Ağa kod Mervan Zerki ile ilişki kurduklarını, bu şahsın Suriye İstihbaratı ve devleti ile aralarında bir halka oluşturduğunu, Suriye'ye geldiklerinde evler satın aldıklarını veya kiraladıklarını ve daha sonra bu evleri parti okullarına çevirdiklerini, Suriye'de bulunduğu süre içerisinde Ali Ammar adına tanzim edilmiş Demokratik Cephe kimliği ile dolaştığını, 1992 yılı sonundan 9 Ekim 1998 yılına kadar ağırlıklı olarak Şam'da kaldığını,

9 Ekim 1998 günü Rozalin kod Ayfer ile birlikte Suriye'den çıkış yapıp Yunanistan'a geldiklerini, o zamana kadar PKK'ya dost olduğunu ifade eden Yunanistan'ın iltica talebi kabul etmemesi nedeniyle buradan ayrılıp Moskova'ya gittiklerini, Rusya'da kalmasını Duma'nın kabul etmesine rağmen, Rusya Başbakanının karşı çıkması nedeniyle 33 gün sonra buradan da ayrılmak zorunda kaldığını, bazı İtalyan milletvekillerinin daveti üzerine, yanında Roma temsilcisi Ahmet olduğu halde, Rus yolcu uçağı ile Roma'ya geldiklerini, İtalya'da siyasi iltica talebinin kabul edilmesini beklerken, tutuklanmasının gündeme geldiğini, daha önce gerek İtalya gerekse Avrupa devletlerinin, her gün yüzlerce Kürt'ün siyasi bile olmayan iltica taleplerini kabul ederken, kendisinin siyasi olan iltica talebini kabul etmediklerini, giderek üstündeki baskıyı arttırdıklarını, kaç kurtul şeklinde kendisine karşı bir tutum göstermeye başladıklarını, bu baskılarla İtalya'da toplam 66 gün kaldıktan sonra 16 Ocak 1999 günü İtalya'dan ayrıldığını, ayrılmadan önce Rozalin vasıtasıyla Güney Kıbrıs'tan kırmızı pasaport temin ettiğini ve tekrar Moskova'ya döndüklerini, Moskova'nın ters tutum takınması sonucu 29 Ocak 1999 tarihinde tekrar Rusya'dan ayrıldıklarını, Yunan gizli servisine ait uçakla yeniden Yunanistan'a geldiklerini, Yunanistan yetkililerinin karşı çıkması sonucu tekrar kendisini uçakla Minsk Havaalanı'nı bıraktıklarını, burada da kabul görmemesi üzerine sonuçta mecburen Yunanistan'a dönme gereğini duyduğunu ve oradan da kendisini Kenya'ya götürdüklerini,

Yunanistan'ın PKK örgütü ile ilişkilerinin, Suriye'nin PKK örgütü ile ilişkilerine benzediğini, 1988 yılında übnan'da Badovas ve Nagazakis'in ziyaretleri ile bu ilişkilerin başladığını, 1994 senesinde Yunanistan'da PKK örgütünün kamplarının açıldığını, Lavrion kampında PKK'lı gençlere daha çok ideolojik eğitim verildiğini, ayrıca bomba eğitimi yapılan Dimitri Elen kampının olduğunu, bu kampın sorumlusunun Mahir kod Fethi olduğunu, Yunanistan'da sivil kurumlardan, kiliselerden ve sendikalardan para yardımı aldıklarını, İran'da Urumiye'de bir hastahanelerinin mevcut olduğunu, ayrıca İran- Irak sınırına yakın ve İran topraklarında kalan kamp yerlerinin olduğunu, Ermenistan'da temsilciliklerinin bulunduğunu, Almanya'da çok sayıda dernek ve temsilciliklerinin olduğunu, Avrupa'nın kendisini Türkiye'ye karşı kullandığını, Türkiye ile kendisini karşı karşıya getirirken, Türkiye'nin de önünü kesmeyi hedeflediğini, insan haklarından çok sık bahseden Avrupa'nın kendisini kullanmak suretiyle çok kan dökülmesine sebep olduğunu ve sonuçta insan haklarını işletmeyerek iki yüzül olduğunu gösterdiğini, bu nedenle Avrupa'yı kınadığını, kendisinin sebep olduğu eylemler nedeniyle yüzbinlerce Kürt'e siyasi olmadığı halde iltica hakkı tanırlarken, kendisinin PKK örgütünün başı ve bir numaralı siyasi adamı olduğu halde, kendisine siyasi sığınma hakkı tanımadıklarını beyan etmiştir.

Sanık Abdullah, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılarınca alınan 3.4.1999 günlü ek ifadesinde de önceki ifadesine benzer beyanda bulunmuştur.

Sanık, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Hakimliği'nce alınan 23.2.1999 günlü sorgusunda; 22.2.1999 günü Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi C. Savcılarınca alınan ifadesini aynen tekrar ettiğini beyan ederek kendisinin PKK örgütünün kurucusu ve lideri olduğunu, örgütte alınan kararların en son olarak kendisinin onayına sunuluğunu, örgütün, ideolojik ve siyasi faaliyetlerinin 1973- 1978 tarihleri arasında olduğunu, 1977- 1978 tarihleri arasında da Hilvan- Siverek'de mahalli otorite ile toprak sahipleri ve