Sayfa:Abdullah Öcalan'ın 1999 - 1296 esas numaralı davası.pdf/8

Bu sayfa doğrulanmış

konuşmaları duygusallıkla yaptığını,

18.6.1998 günü Panel programında geçici köy korucuları ile ilgili yaptığı konuşmanın doğru olduğunu, korucuların, üzerlerine en çok gelen grup olduğunu, kendilerine saldırdıkları için korucuların hedef alındığını,

PKK'nin şiddet anlayışında sivil vatandaşlara yapılan saldırıların çok olduğunu, bilhassa 1987 yılından sonra yoğunlaştığını, yarı çete anlayışı olan saldırıları kendisinin tasvip etmediğini, önüne geçmek için büyük mücadele verdiğini ancak başarılı olamadığını,

PKK'nin terör eylemlerinden en fazla zararı bölge halkının gördüğünü, başlangıçta bölgenin özgürlüğü için ortaya çıktıklarını, daha sonra kendilerine katılımlar olduğunu, bölgede önceden beri süregelen düşmanlıkların olması, Şemdin gibi, Kör Cemal gibi, Şahin Baliç gibi Cemil gibi; PKK'den yönetimi ele geçirenlerin baskılarını ve eylemlerini daha duyarlı bölge halkı üzerinde yoğunlaştırıldıklarını, kendisinin buna sonuna kadar karşı koyduğunu, hatta bu şekilde eylemleri gerçekleştirenlerden bazıları (Kör Cemal kod) Halil, (Hogir kod) Cemil, (Mete kod) Şahin gibilerini cezalandırdığını, Şemdin'i de cezalandıracağı sırada ellerinden kaçtığını, suçlu görülen şahısların merkez komitesince yargılandıklarını, yargılama sonucunda kendisinin özel onayıyla cezaların infaz edildiğini, kendisinin özel onayının önemli kişiler için alındığını, cezalandırmaların ARGK yönetmeliği çerçevesinde yapıldığını,

Terör eylemleri sonucu meydana gelen ölü yaralı sayısı ile ilgili bilançonun doğru olup, ölü ve yaralı sayısının belirtilenden de fazla olabileceğini, bu olayların emrini kendisinin verdiğini, sorumluluğun kendisine ait olduğunu,

1993 yılında ateşkesle ilgili olarak bu tarihte Celal'in Şam'a geldiğini, kendisine zal'ın ateşkes konusunda talebi olduğuu ilettiğini, böyle bir beklentisi olduğunu söylediğini, daha önceden bazı gazetecilerle yaptığı röportajlarda da bu izlenimi edindiğini ve bunun üzerine 15 Mart 1993 günü Celal ile birlikte ateşkes ilan ettiğini,

Örgütün mali kaynaklarının büyük çoğunlukla Avrupa'dan bağış ve kampanyalardan elde edilen gelirler olduğunu, vergilendirme adı altında para toplandığını, 1991, 1993 yılları arasında bölgedeki müteahhitlerden yüzde itibarıyla bir miktar örgüte gelir adı altnda para alındığını,

Körfez savaşında kuzeye doğru sürülen insanların bıraktıkları silahları topladıklarını ve bir kısmını da para ile satın aldıklarını, PKK tarafından kullanılan 20 adet Strella füzesini, Yunanistan temsilcisi Rozalin kod Ayfer'in yardım kampanyası oluşturup, kiliselerden ve kendilerine yakın halktan topladıkları paralarla tüccar aracılığıyla Sırbistan'dan satın aldıklarını ve kendilerine Kuzey Irak'ta teslim edildiğini, yine örgütün kullandığı Sam 6 ve 7 füzelerini de Kuzey Irak'taki boşluktan yararlanarak temin ettiklerini,

PKK'nin siyasi görüşüne uygun propaganda yapmak amacıyla MED Televizyonu'nu kurduklarını, finansını bağış yoluyla temin ettiklerini ve toplanan paraları yasal hale getirmek için vakıflar kurduklarını, bu televizyonda çalışan kişilerin örgüt elemanları olup, gönüllü olarak çalıştıklarını,

Kendisinin bilgisi dahilinde PKK örgütünün uyuşturucu kaçakçılığı yapmadığını, ZAROS bölgesi dedikleri Van ve Hakkari bölgesinde yapılan uyuşturucu ticaretinden; oradak isorumlularının pay aldıklarını, bunun dışında örgütün uyuşturucu ticareti ile iştigal etmediğini, kendisinin uyuşturucu ticaretine karşı çıktığını,

1995 yılında Lahey'de kurulan ve merkezi Brüksel'de olan sürgünde Kürdistan Parlamentosu'nun kurulmasını desteklediğini, bu parlamentonun 65 üyesi mevcut olup, 12 tanesinin PKK temsilcisi olduğunu, diplomasi alanında faaliyet göstermek ve Avrupa'daki birçok kişi ve kuruluşlar için, rahatça ilişki kurabilecekleri legal ve kabul görmüş bir oluşum meydana getirmek için kurulduğunu,

PKK örgütünün klasik anlamda siyasi parti olmaktan öte; parti, ordu ve cephe şeklinde teşkilatlandığını,