Sayfa:İstiklal Harbimiz.pdf/9

Bu sayfa istinsah edilmedi

miş olması, maddî ve manevî kuvvetinin bozulmamış bulunması dolayı­sıyla millî hareket esasının ancak Erzurumda kurulabileceği kararıyla bu orduya gönderilme fırsatlarını aramış ve nihayet 1335 senesi (1919) Ni­san ortalarında bütün şarktaki ordunun başına geçmek imkânını bul­muştur.

Karabekir Erzurum’da işe başladıktan sonra, İzmir’in işgali hâdisesi ile millî hareket hızlanmış ve önceleri 15. Kolordu kumandam ve sonra Şark Cephesi kumandam olarak Ermeni ordusunu Sarıkamış dağlarında, Kars kalesinde mağlûb ve Gümrü civarında da büsbütün perişan ederek Eiviyei selâsenin (Kars - Ardahan - Artvin’in) vatana ilhakını temin etmiştir.

Gümrü ve Kars muahedeleri Karabekir paşanın riyaseti altında akdolunmuştur. Kars zaferinden dolayı Ferikliğe terfi olunmuştur. Karabekir’in «Şark Fatihi» unvanım tahkim eden bu başarıları, millî mü­cadeleye katılanlarm iman ve ümidini artıran birer zafer olarak karşılan­mıştır. Bu suretle hem şark cephesi tahtı temine alınmış, aziz vatanın bu kıymetli kısmı düşman çizmelerinden kurtarılmış oluyor, hem de Garp cephesi ordularına muhtaç olduğu esliha ve mühimmatın nakli mümkün kılınarak, zaferin o cephede de sağlanması temin ediliyordu.

Kâzım Karabekir Paşa’mn millî mücadelenin başından nihayetine ka­ dar olan tutumu, tam bir «feragat ve işbirliği zihniyetinin», müstesna bi­ rer numunesi halinde gelişmiştir.

Bunun en beliğ misali, her türlü askerî sıfat ve selâhiyetlerinden tecerrüt etmiş bir Üziyette bulunan Mustafa Kemal Paşayı tevkif edip İstanbul’a göndertmek emrine Kâzım Karabekir Paşanın uymayışı ve o tarihlerde şarkın yegâne hâkimi durumunda bulunduğu halde, sivü Mus­ tafa Kemal Paşa’nın karşısına geçip «Bütün kolordumla yine emrinizdeyim. Bütün emirleriniz yine eskisi gibi harfiyen ve derhal yerine getirile­ cektir» deyişinde görülür.

Bu tarihî sahnenin - halen yaşıyan tek şahidi sayın Rauf Ortaay'ın, vak’ayı aynen nakleden tarihî mektubu, kitabın sonunda «vesikalar kısmında» yer almıştır. Okuyucuların bu vesikayı dikkatle ve ibretle incelyecekleri şüphesizdir. Sayın Rauf Orbay’m kendi ifadeleriyle «Ka­ rabekir hiçbir şey için olmasa bile, sadece bunun için dahi millî mücadele’nin temelidir, direğidir".»

İstiklâl Harbi, işte bu gibi feragatlerin ve samimi işbirliğinin ölmez eseridir.

Kâzmı Karabekir, tek cepheli bir kahraman değildir. İstiklâl Harbi sırasında, ayni zamanda Edirne meb’usu bulunan Karabekir, millî za­ ferden sonra merkezi Ankarada bulunan 1. Orda müfettişliğine tâyin olunmuştur. 2 nci intihap devresinde de İstanbul meb’usu olarak teşrii hayata geçmiştir. Karabekir, gerçek demokrasinin bayramdır. Millî mu­