Sayfa:İstiklal Harbimiz.pdf/5

Bu sayfa istinsah edilmedi
Naşirin Sözü

Tarih kavimlerin, mdlletlerin ve beşeriyetin köküdür. Yeryüzünün toplumlarım tanıyabilmek için onların hallerine bakmak kâfi olmayıp, mutlaka kökü teşkü eden tarihleri ile birlikte görmeğe ve bu suretle onlan bir kül halinde mütalâa etmeğe ihtiyaç vardır. Bu hakikat böylece kavrandığı takdirde de bir miilet için yapılacak birinci iş, varlığının en az yarısı değerinde olan tarihini ihtimamla ele almaktır. Burada kullan­ dığım yarı mikdarı söz gelişi değil, tabiattan alınmış bir ölçüdür. Bilindiği gibi, ister küçük ve körpe fidanlar olsun, ister asırlar görmüş çınarlar ol­sun, hepsinde gövde ve dallar köklerile mütenasip ve ona denktir.

Türk milleti coğrafyada yaygın olduğu kadar, kökleri bakımından beşeriyetin arkada kalan asırlarına muvazi olarak uzanıp gitmektedir, Türk milleti her bakımdan dünyanın en köklü milletidir. Fakat esefle iti­ rafa mecburuz ki, her yaprağı bir millete yetecek kadar yüklü ve şerefli olan büyük tarihimizin yazılıp, çizilip muhafazasında affolunmaz kayıtsıziıldar göstermişizdir. Her kavim ve her millet bir yapar on gösterir ve yüz öğünürken biz binleri arkaya atıp geçmişiz ve arkamıza bakmamışız. Bunu bir millî hususiyet ve haslet mi yoksa bir zaaf mı saymalı?. Bu da ayrı bir mesele...

Ingiliz İmparatorluğunun erkân ve ricalinin matbaa icat edilir edilmez hâtıra yazıp bastırdıklarım ve bunu bir an’ane halinde bu güne kadar devam ettirdiklerini ibretle görüyoruz. Gerçi Türkiye'ye matbaa pek geç gelmiştir. Fakat hâtıra yazıp bastırmak daha da geç kalmıştır. Cumhuriyete kadar Türkçe neşredilmiş olan hâtıra kitaplarının sayısı iki düzineyi geçmez. — Ecnebi memleketlerde ve Türkçenin gayri dillerde Türkiyelilerin neşretmiş oldukları hâtıralar bu mikdarm dışında ve hayli kabarık adette olup bu husus ayrıca mütalâaya değer. —

Cumhuriyetin ilânından sonra tarihimize karşı olan bu affolunmaz ihmali yıkan Atatürk olmuş, İstiklâl Harbi hâtıralarını «Nutuk» gibi ha­ cimli bir eser halinde ortaya koymuştur. Ondan sonradır ki bu yolda yü­ rüyenlerin, uzun ve kısa hâtıra neşredenlerin sayıları artmağa başlamıştır. Bunlar arasında Kafkas Fırkası Kumandanı Dadaylı Halit Beyin 2 ciltlik hâtıralarım ve sayın Ali Fuat Cebesoy’un son yıllarda yayınladığı hâtıra ciltlerini bilhassa zikretmek isterim. İstiklâl Harbirimizi yaprak yaprak aydınlatan bu eserlere — uzun yıllar geciktikten sonra — nihayet eli­ nizde tuttuğunuz bu büyük eser ütihak etmiş bulunmaktadır, istiklâl Harbimizin ünlü Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa Gazi Mustafa Kemal’in «Nutuk» unu bütün cephelerinden, bilhassa gark Cephesi bakımından tamamlayıcı bir vesikalar hazînesi olan bu eserini vücude getirip Türk milletine ve onun ordusuna armağan etmekle kılmcıyla gördüğü şerefli hizmetlerini kalemiyle tetviç etmiştir.

1919 Mayısında Atatürk Samsun’a çıktığı zaman istinat sahamızın