Sayfa:Ömrüm.pdf/94

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

tisalen gerek Paris'te ve gerek Mısır'da birçok ifsadatın önünü almağa muvaffak oldum. Fakat şu son zamanlarda Avrupa'ca işler her nedense yüzüstü bırakıldığı için gerek Zat-1 Velinimet-i Azamileri ve gerek Saltanat-ı Seniyeleri aleyhinde her taraftan mühlik fesadlar çevrilmekte olduğunu kemal-ı hüzün ile gördüm, gördüklerimi de gerek Başkitabet-i Celile ve gerek vesait-i saire ile Atebe-i Zilluullahilerine arzeyledim.>>

«Yemen'e, Manastır'a ve memalik-i şahaneye gönderilen yaftaların beyannamelerin aslını, hakaikini daha kable tabi ihbar ettim. Şimdi Fransa'nın ve İngiltere'nin bazı evrak-i mühimme-i havadisini âda-yı saltanat-ı hümayunları ele aldılar. Şiddetle icra-yi hükm eyliyorlar. Avrupa'da bu gazeteleri mütalea edenler memâlik-i şâhanelerinde kan gövdeyi götürüyor, sanıyorlar. Eracif o derece hadden efzundur.>>

«Saye-i Şevketvaye-i Hümayunlarında vaktiyle Murad Bey kullarının Derisaadet'e avdeti esnasında ittihaz edilen tedabire yeniden iktifa olunursa bütün bu yolsuzlukların önünü almak bugün gayet kolaydır.»

«İşlerin böyle yüzüstü terkedilmesinden cesaret alarak gerek Hidiv Abbas Paşa ve Muhtar Paşa ve gerek saireleri âda-yı hümayuna muavenetten geri kalmıyorlar. Ferman.>> Kulları Ali Kemal Bu «jurnali» ne zaman ve niçin yazdığını da Ali Kemal şöyle izah etti: «Temmuzun ikinci günü idi. Kanunuesasî bir gün evvel ilan olunmuştu. fakat arzettiğim gibi bu hallere asla ittialaim yoktu. Bir endişem var idiyse o da derhal Mabeyn'e giderek.. ikinci bir darbe-yi hapis ve nefie uğramaktan yakamı kurtarmakdı. Bunun içindir ki o vakit hakan-ı mahlua sırf bir muvazzaadan, bir hile-i meşrudan ibaret olduğu her satırından tebeyyün eden mahut ilk mektubumu yazdım. Nazar-i insafda ancak bir nev'i fıkdan-ı şecaat, şecaat-ı medeniyeye vasfedilebilen bu hareket için beni bugün muvahaze etmek kolaydır. Fakat o devrin yine benim gibi darbelerimi yiyenler bu nev'i ihtiyatların ihtirazların ne zaruri olduğunu bilirler.>> İzahatına devam ederek ikinci mektubunu niçin ve de nasıl yazdığını anlattıktan sonra «jurnallar» konusundaki savunmasını Şöyle topladı :

<<Bütün o âda-yi keram! İşte mal bulmuş mağrebi gibi bu iki mektubumu ele aldılar, gazetelerle neşrettiler, Avrupalı'lara ifşaa ettiler. Sade o kadar mi? Tarihen tahriften bile çekinmediler. Temmuz'u Mart yaptılar. Hesab-ı müfteriyanelerine tevafuk etmiyen satırları okunamıyor diye kaldırdılar. Recep Paşa'nın ismini sıfırlarla geçirdiler, çünkü Abdülhamid'e o sıralarda yalnız Recep Paşa'yı tevsiye etmiş olmak beni her türlü suiniyetten, her nev'i ithamdan tebriye için kâfidir.>> «Aleyhimde bu müfteriyat ilk parladığı vakit doğrudan doğ- ruya İstanbul'a avdet ile yukarıdan beri arz ettiğim vechile hakk-ı sarihimi, masuniyet-i baheremi müdafaaya azmettimdi. Fakat tahrifat-ı maruzayı, garaz ve avzın o mertebe-yi müthişesini görünce tehaşi eyledim, azmımdan vaz geçtim.» «<Ah, fakat hakikat bir gün setrolunur, belki bir sene, beş sene, on sene setrolunur... nihayet yaman bir şaşaa ile tezahür ediverir. Satirlerini perişan, hail ve hailelerini ise taraç eyler. İşte Garp'ta ahiren bir mesele-yi meşhurede böyle olmadı mi? Bu dekaike vukufumdandır ki bütün o haksızlıklara karşı emin, müsterih aylarca sakit kaldım.>>

Derginin bu ilk sayısında bir makale daha vardı. Başlığı Hatt-i Hareketimiz idi. Bunda Ali Kemal yeni rejim karşısında aldığı tutumu açıklamıştır. Makalenin kilit bölümünde şunları yazmıştır:

«Hükümet-i hazıra-yı meşrutemizin hayrini, muvaffakiyetini candan temenni ederiz. Fakat rical-ı hükümetimizin siyaseten hatiyatını gördükçe -insan hatadan münezzeh olabilir mi? göstermekten de çekinmeyiz. Fikren pek çok mesailde muhalif olduklarımıza hilafgirlik ederiz. Ancak bilfarz Fransa'da o mutedil "Tepms', İngiltere'de muhafazakâr 'Times', öyle ciddi gazeteler firka-yı müfriteden firka-yı ahrardan bir heyet-i vükelaya nasıl, ne nezahatla muhalefet gösteriyorlarsa biz de öyle yapmağa çalışırız. Meselâ bilhassa matbuat ka- nunu, hakk-ı içtima kanunu gibi meşrutiyemizin selamet-i tecellisine mugayır gördüğümüz icraata muarız, hele yara, ağyara karşı payitahtımızda idare-yi örfiyenin böyle senelerce temdidini kanun-u esasîmiz için bir nakise addedenlerdeniz. Lakin diğer cihetten siyaset-i hariciyimezin mecrayı lahikini, dostluğundan bu sıralarda bihakkın müstefid olabi-

173 173