Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/93

Bu sayfa istinsah edilmiş

— Evet, bunu da başka todilerden öğrendim.

— Kimlerden üğrendiniz? -elleri ile Hazinedar çiftliği tarafını göstererek: bizim Aznadarlılardan mı?...

— Hayır... Topçularda, Toskarların harmanlarında çalışan Etem'den öğrendim...

Etem sözünü duyar duymaz, sekiz on çingene hep birden:

— Ha dediler, o Etem'in kısılsın kuyruciği düven arasına... Demek zatınız Etem'i tanırsınız...

— Tanırım ya...

Yine hep birden,

— Hay Etem, hay Etem, hay Etem! Misasuyu lâçi Etem! (Kaynanası güzel Etem).

— Ne oldu ya, Etem sizi niçin bu kadar söyletiyor ?

Orta yaşlı kadın:

— Ah ki bilsen, ne gâvur Etem'dir o!...

Başka biri:

— Sabahlayın burada idi o şeytanın kardaşı amma... kim bilsin şinci bu saatte nerededir?

— Siz Etem'i pek seviyorsunuz galiba?...

Orta yaşlı kadın:

— Onu sevsin şeytanlar... O ne zaman ki gelecek buraya, serhalar içinde sanırsınız ki...

Kapkara, palabıyıklı adam hemen kadına gizli bir işmar etti, kadın, sustu ve kendisi söze başladı:

— Sizden iyi olmasın, Etem iyidir, hoştur... ille velâkin birazacık ziyadece delişmendir, birazacık ziyadece çapkındır, birazacık ziyadece aylazdır. Ona sebep oturur daim kendi akrabaları içinde... Buralara

da gelmez değil, gelir amma arasıra... Zatı -çadırla-

95