Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/72

Bu sayfa istinsah edilmiş

çesindeki bando da Tuna dalgasını çalıyordu. Lâkin bu gece ortada in cin yoktu.

Vay köpoğlu Etem vay, amma antika şeymiş ha! Ben, kaç gündür bana dargın olan bizim arkadaşın halini merak ederken kösele suratlı, sırım gibi çingene, şimdi zihnime büsbütün başka meraklar salmıştı.

Herif, Epikür'den, Çiçeron'dan bahsediyor, Epikür'ün anasının yaman bir falcı olduğunu söylüyor, kendi falcılarının türlü dalaverelerini anlatıyor; sonra da kendisinin anadan doğma sütbesüt çingene olmayıp sonradan çingeneleştiğinden dem vuruyordu.

Zaten ilk görüşte bana tuhaf, garip, esrarlı bir adam gibi görünen bu eli, yüzü, kolları, göğsü acayip dövmelerle dolu adam, şimdi büsbütün tuhaf, garip, esrarlı bir adam gibi gelmeğe başlamıştı,

Ancak, böyle bir adamın sözüne ne dereceye kadar inanılabilirdi? Köpoğlu belki de böylelikle benim merakımı uyandırarak bir yandan başka yollarla bizim arkadaşı, bir yandan da beni sızdırmak için bunları söylüyordu. Ben bu düşünceyle yüz elli, iki yüz adım kadar çadırlardan uzaklaşmıştım ki, bir de baktım, arkamdan çingenenin sesi geliyor:

— Hoy beyağa, hoy küçük bey!...

Döndüm:

— Ne oldu, Etem, ne haber?

74