Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/42

Bu sayfa istinsah edilmiş

— Neyi bitireceksin yahu? Onlarda bitecek bir şey yok ki...

— Vidos taraflarında ayıcılar, maymuncular, şebekçiler, iskemle kuklacıları varmış ki, bunlar hem oynatır, hem çalar, hem söylerlermiş...

— Kulak asma! Onların bütün çalıp söyledikleri şeyler, hep bildiğimiz şeylerdir. Hem, onların çalıp söyledikleri şeyleri berikiler onlardan kat kat üstün, kat kat şatafatlı çalarlar.

— Yağma yok... İstanbul'un en meşhur zurnacısı Yakomi Vidoslu imiş...

— Bunu da kim öğretti sana a çocuk?

— Etem öğretti!

— Hay o Etem'in boynu altında kala!...

— Sonra Üsküdarlı Arap Mehmet'in de dünyada eşi yokmuş!...

— Bir kere Yakomi öleli iki yıl oluyor. Arap Mehmet'e gelince; o da artık yaşlanmış, bitmiş gibidir. Zurnacı Arap Mehmet zurnasını hâlâ klasik çalar. Halbuki bugün Sulukule'de, Ayvansaray'da öyle zurnacılar vardır ki...

— Ha, bana Etem söylemişti. Sulukule'de de çok meşhur bir İbo varmış...

— O da klasiktir. Onun da modası geçmiştir. Bugün Sulukule'nin en iyi zurnacısı Şahin, Ayvansarayın en iyi zurnacısı Çakır Emin'dir.

— Peki, sen bunları nereden biliyorsun?

— Ben bunlar mektep arkadaşlarımdan öğrendim!

— Hangi mektep arkadaşlarından?

— Malum a, ben eskiden İğrikapı Merkez Rüştiyesinde okumuştum. Burası Ayvansaray'a yakın olduğu için benim bu mektepte çalgıcı çocuklarından yedi

 
44