Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/298

Bu sayfa istinsah edilmiş

şimdi ben de şaşırmış, elim, ayağım buz kesilmişti. Bereket versin, Etem çabucak yetişti ve mutfaktan getirdiği, geçen yıldan kalma halis gül sirkesiyle Emine'nin yüzünü, gözünü şakaklarını, kalbini, kollarını, bacaklarını iyice oğdu; beş dakika sonra onu kendine getirdi.

Ve o gün Emine, annem, ben üçümüz bir arada bizim arka odada verdiğimiz karar şu oldu:

Ben gidip, bana iki yıl önce Bakırköyü'nde darılıp kaçan eski arkadaşlarımdan Aksaraylı Nâzım'ı bulacağım, ona tarziye verip, kendisiyle barışacağım... Nâzım, yarı efendi, yarı çapkınlık hayatından biraz çaktığı ve belki de bu âlemlerde Feridun'u da tanımış olduğu için ona bütün meseleleri anlatacağım, yalvaracağım, yakaracağım; kendisini ne yapıp yapıp Feridun'a göndereceğim, olmazsa araya başka vasıtalar da koydurup Feridun'u yumuşatmaya çalışacağım ve sonra yine Nâzım vasıtasiyle Feridun'a, bizim evde parlak ve dört başı mamur bir ziyafet çekeceğim... Bu ziyafette onunla ahret kardeşi olacağım... Bu da olduktan sonra, ziyafetteki diğer ahbaplar kendisine Emine'nin bu halini münasip bir dille tasvir edecekler ve bir genç kız hayatının kurtarılması için ondan artık Emine'nin serbest bırakılmasını dileyecekler... Hatta bunun için icap ederse annem de kalkıp Feridun'un annesine giderek bu işi uzun boylu görüşecek... Ve hatta daha olmazsa Feridun'un annesine, vaktiyle beslemelik ettiği büyük ve kibar bir ailenin hanımefendisi de bu çok nazik ve acıklı mesele için eteklenip kendisinin bu işte yardımı istenecek...

Karardan sonra, Emine'nin yüzüne öyle bir

300