Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/294

Bu sayfa istinsah edilmiş

Tam o sırada mutfağın penceresinden başını uzatan Etem,

— Affedersin sen onu -dedi-, çingene hemşireciğim; Etem olsa idi bir at hırsızı, çalardı önce sizin kibarlardan Küheylân ablayı, ururdu onun sırtına bir Çerkes kaltağı, atlardı üstüne cenabetin, çalardı kamçıyı ona, geçerdi Üsküdar'a çoktan!

Emine fena bozuldu. Meğer, köpoğlu Etem, deminden beri bahçeden mutfağa geçmiş, oradaki pencerenin dibinde bizi dinliyormuş... Buna canım sıkıldı, kendisini azarladım:

— Haydi sen git işine, karışma böyle şeylere, hem ayıptır, gelip de gizli konuşulan şeyleri dinlemek!

— Peki, ben giderim şinci işime, ve dua ederim zatınıza ki sizin sayenizde olduk şinci bir de at hırsızı... Bakalım yakında da oluruz belki it çobanı!

Etem gittikten sonra Emine tekrarladı:

— Tornavida, bunun kafasını niçin yarmış acaba?

— Onu git de Reha Beye, Feridun'a, Benli Lâtif'e sor! Bak, işin içine kafa, göz yarmak da girdi. Artık bu işlerden hayır gelir mi? İyisi mi, sen çekil bir tarafa keyfine bak, ben de burada biraz başımı dinleyeyim!

— Keyfime mi bakayım? İlâhi İrfan Beyciğim, bende keyif kaldı mı ki? Ayol, hastayım, ayol ben bitkinim, ayol ben peruşanım, ayol ben genç yaşta verem olacağım?!

— Bol süt, yumurta iç, et ye, hava al, bir şeyciğin kalmaz!...

— Benim derdim yetip de artıyor İrfan Bey,

296