Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/278

Bu sayfa istinsah edilmiş

— Yooo! İnan olsun, benim bir şeyden haberim yok!

— Rica ederim Reha Beyciğim, zannedersem, o sizin tayfaların gözdelerindenmiş... Onu siz himaye ediyormuşsunuz. Kendisine söyleyin, rahat dursun, sonra iyi kaçmaz!

Reha Bey, manalı manalı Lâtif'in yüzüne baktı ve Latif, yarı istihzalı, yarı tehditli bana sordu:

— Demin Feridun için o katır buyurmuştunuz; onun katır olduğunu size kim söyledi?

Hemen beynim attı; fakat yine kendimi tuttum:

— Hiddetle ağzımdan öyle bir şey çıktıysa bunda beni mazur görün; çünkü onun kırdığı cevizler artık haddini aştı!...

— Aştıysa bize ne söylüyorsun? Biz Feridun'un kâhyası değiliz ya! Aranızda halledilecek kozunuz varsa, git kendisini bul, karşı karşıya, dobra dobra konuş!

— Yaaa... Lâtif Bey, demek şimdi böyle? Eşeklik bende ki, sizi büyük, söz anlar kimseler yerine koyup da buraya gelmişim!

Lâtif oturduğu yerden ayağa fırlayarak,

— Yalnız eşeklik değil, hem de eşşoğlu eşeklik sende ki burada âlemin muhabbetini bozmaya gelmişsin!

Lâtif'in bağırarak savurduğu bu çok ağır hakaret üzerine bence artık yapılacak bir şey kalmıştı ki onu da hemen yaptım; etrafta oturanlara döndüm:

— Şahitsiniz ya, beyler! Duydunuz ya, bey bana, «Eşşoğlu eşşek!» dedi. Yarın hakkında dava açacağım!

Lâtif, yine gürledi:

280