Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/16

Bu sayfa istinsah edilmiş

Kocakarı:

—Ben -dedi-, kocakarıyım... Benden geçmiş öyle şeyler...

Sonra çocuklara esmer, narin, tirşe gözlü kızı, göstererek:

— Te söyleyin, ep birlikte bunlarla,

Tirşe gözlü kız önce utanır gibi nazlandı. Sonra arkadaşımın gösterdiği bir çil kuruşu görünce:

— Ha bakayım... -dedi-, sen bulaş çalmaya, biz de tutturalım peşinden !...

Ahenk bu sefer daha şatafatlı başladı... Tirşe gözlü kızın billûr gibi, pürüzsüz bir sesi vardı. Kız ve oğlan çocukların da karışık, alacalı sesleri pek fena kaçmıyordu. Şimdi etrafımızı sarmış olan seyirciler gülmeden katılıyordu. Ahenk böylece bir kaç defa tekrarlandı... Bizim arkadaş bir gece önce yarım yamalak bellemiş olduğu çingene ninnisini böylelikle adamakıllı pişirmiş oldu.

O gece bizim kır tarafındaki mahalle kahvesinin aylandüşlü, kahkahalı, havuzlu bahçesinde bu ninni belki yirmi kere çalındı ve genç arkadaşlardan bir çoğu armonik çalan arkadaşla hep şöyle alay ettiler:

— Bravo sana, yahu, sen anadan doğma çingene imişsin de haberimiz yok!...

Bizim arkadaşı artık, hergün, ikindiden sonra koydunuzsa bulun... Eskiden yaz akşamları arasıra gittiği harman yerine şimdi her akşam damlıyordu. Zavallı artık başka gezme yerlerini, civardaki başka bağları, bahçeleri, su başlarını hep unutmuştu. Varsa Toska-

 
18