Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/155

Bu sayfa istinsah edilmiş

aramızdan atlatarak Reha Beyle gizli buluşup, onun getirdiği ve benimle tanıştırdığı başka arkadaşlarla filan kendi kendimize âlemler yapıyoruz. Dahası var:

Reha Bey, kış ortasında bizim Topçular'ın çekilmeyeceğinden dem vurarak benim de annemi kandırıp Cibali Yenikapısına taşınmamızı; kendisine yakın komşu olmamızı istiyor. Buna, benim de pek aklım yatmıyor değil ama, bakalım, bunun için annemi kandırabilecek miyim?

Dün yine cuma akşamı olduğu için Reha Beyle Galata'daki birahanelerin birinde buluştuk. Vakıa burada da mükemmel bir incesaz vardı ama, çalgıcıların hepsi, Reha Beyin tâbirince bizimkilerden (!), yani çingenelerden değildi. Sazın şefliğini yapan çok meşhur kemençeci Rum'du. Kanuncu Yahudi idi, hânendelerin ikisi cami müezzinliğinden, yahut tekke zâkirliğinden hânendeliğe tornistan etmiş güzel ve gür sesli birer hafızdı. Kemancı Ermeni idi, ve yalnız utçu ile klarnetçi, Reha Beyin bizimkiler dediği Ayvansaraylılardandı. Ancak, her ikisinin de kılıkları o kadar temiz, tirendaz, düzgün ve şıktı ki insanın bunlara çingene demesi için seksen şahit lâzımdı. Zaten artık böylelerine çingene demek de doğru değildir. Bunlar, tam manasiyle centilmen birer salon çalgıcıları idi. Utçu ile klarnetçiye dikkat ettim ki, bunlar, bu yaz, Bakırköy'ünde bana darılıp da hâlâ yüzüme bakmayan arkadaşımın eski mektep arkadaşları değil mi? Zavallı Reha Bey, alaturka musikinin çılgın bir tiryakisi olduğu için saz çalarken boyuna kendinden geçiyor; arada bir, gözlerini kapayıp eski derviş-

157