Sancağ-ı Şerif Huzurunda
Ey rayet-i Peygamber, ey ümmid-i ahiri
Milyonla kulubun;
Ey nefha-i gaybiye-i nusret, ki safiri
Vecd- aver olur ruhuna şarkın ve cenubun;
Kudsiyyet-i feyzinle açıl, rengini göster,
Varsın soluk olsun
Bir hahzacık ey seyf-i cihad, oyna kınından,
Aksın koyu kanlar;
Vadeyliyor Allah, olacaktır sana kurban
İslam’a ihanet düşünen can-ü cihanlar.
Gafil medeniyyet, seni en sonra muhakkak
Hüsran ile tetvic edecek akl-i tebahın
Allahına şükret:
Şükret ve maasine olup taib-ü nadim,
Haktan talep-i ecr-i cihad et... Ne saadet,
Rabbin ne saadet ki, bugün din uğrunda
Emvalimi verdim;
Rabbim ne saadet, ne saadet ki yolunda
Emvalimi, eşgalimi, amalimi verdim.
Artık yürürüm... avn-i Hüda meşal-i rahım,
Biazm-ü iradet;
Peygamberimin sancağı oldukça penahım.
Elbet benimdir ebedi savn-ü selamet
Artık yürürüm... Yıldırım insin beni yakmaz,
Boğmaz beni tufan;
Ben hıfz-ı melaikteyim, elbette bırakmaz
Onlar beni düşmanlara, yoktur buna imkan.
Gözler yumulu, sine açık, can müteselli,
Vicdansa pür-ümmid.
Ben Rabbime doğru
Her an müteveccih, mütevekkil ve saburum,
Ölsem de ne mutlu bana, kalsam da ne mutlu!