Sabah İskambil Atar Kahvede, Akşam Domine...

Köylünün bir şeyi yok, sıhhatı, ahlakı bitik;
Bak o sırtındaki mintan bile tiftik tiftik.
 
Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldıysa diri;
Nerde evvelki refahın ancak onda biri?
 
Dam çökük, arsa rehin, bahceyi icra ister;
Bir kalem borca bedel faizi defter defter!
 
Hiç bakım görmediğinden mi nedendir, toprak,
Verilen tohmu da inkar edecek, öyle çorak,
 
Bire dört aldığı yıl köylü emin ol, kudurur:
Har vurur bitmeyecekmiş gibi, harman savurur.
 
Uğramaz, gün kavuşur, çitine yahut evine;
Sabah iskambil atar kahvede, akşam domine.
 
Muhtasar, gayr-i mufid ilmi kadardır dini;
Ne evamir, ne nevahi, secemez hiçbirini.
 
Namazın semtine bayramlarda uğrar sade;
Hiç su görmez yüzünün düşmanıdır seccade.
 
Hani, üç beş kişiden fazla musallı arama;
Mescid ambarlık eder, başka ne yapsın, imama!
 
Okumak bahsini geç, Çünkü o defter kapalı,
Bir redif zabıtı mektepleri debboy yapalı,
 
Sıtma, fuhuş, içki, kumar, türlü fecayı salgın...
Sonra söylenmiyecek şekli de var hastalığın.
 
Bir taraftan bulanır levse hesapsız namus;
Bir taraftan serilir toprağa milyonla nüfus.