Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Bir Tanrıtanımaz İyi Hareket Etmek, Tavır ve Davranışlarında İyi ve Dürüst Olmak İçin, Bir Sofudan Daha Çok Nedenlere Sahiptir

Bir dinsizin iyilik yapması için, ne sebep ve gerekçeleri olabileceği sorulur. Kendi kendisine beğenilmek, hemcinslerince beğenilmek, mutlu ve rahat yaşamak, varlıkları ve tabiatları, gerçek içyüzünün bilinmesi mümkün olmayan bir zatın varlık ve tabiatından daha çok bilinen ve güvenilen insanlar tarafından sevilmek ve saygı duyulmak sebep ve gerekçeleri vardır. İlahlardan korkmayan kimse, bir şeyden korkabilir mi? İnsanlardan korkabilir; aşağılanmaktan, rezil olmaktan, yasaların cezalarından ve intikamdan korkabilir. Sözün kısası, kendi kendisinden korkabilir; hemcinslerinin düşmanlığına uğramış ya da buna hak kazanmış olduğunu bilen herkesin hissetmesi gereken vicdan azaplarından korkabilir.

Vicdan, kendileriyle birlikte yaşadığımız kimselerin saygı ya da kınamasını hak edecek şekilde hareket etmiş olduğumuz hakkında kendi kendimize yaptığımız tanıklıktır.1 Bu vicdan, insanlar hakkında sahip olduğumuz kesin ve açık bilgi ve eylemlerimizin insanlarda ortaya çıkarabileceği duygular üzerinde kuruludur. Sofunun vicdanı, Allah'ın hoşuna gitmiş ya da gitmemiş olduğuna inanmaktan ibarettir.

O Allahı'nın -ki, hakkında hiçbir fikri yoktur- belirsiz ve kuşkulu işleri ve niyetleri; ancak güvenilmeyen ve tanrısallığın içyüzü hakkında kendisinde fazla bilgi bulunmayan ve onun (yani Allah) için geçerli ya da geçersiz şeyleri belirlemek konusunda çok az müttefik olan kimseler tarafından açıklanır ve yorumlanır. Sözün kısası, inanan insanın vicdanı, kendileri de toplumdan uzak bir vicdana sahip olan ya da çıkarları gerçek ışığını söndüren kimseler tarafından yönetilir.

Bir tanrıtanımazın, bir dinsizin vicdanı olabilir mi? Gizli kötülük ve suçlardan, başka insanların bilmediği ve dolayısıyla üzerlerine hiçbir hüküm ve nüfuzları geçmeyen cinayetlerden çekinmek için, bir tanrıtanımazın sebep ve gerekçeleri nelerdir? Bu tanrıtanımaz sürekli bir tecrübeyle emin olabilir ki, (yaradılıştan geçen etki ve tepki yasasının doğal sonucu olarak) kendiliğinden cezasını bulmayan hiçbir kötülük yoktur. Kendisini korumak istiyor mu? Bu durumda, sağlığına zarar verebilecek bütün suiistimallerden çekinir. Kendisini kendisine ve başkalarına yük edebilecek çökmüş bir hayat sürmek istemez.

Gizli cinayetlere gelince; kendi gözlerinde utanca, sıkıntıya uğramak, kızarmak korkusuyla, elinden asla kurtulamadığı bu korkunun etkisiyle, gizli cinayetler işlemekten çekinir; akıl ve insafa sahipse, namuslu bir adama karşı beslemesi gereken saygının değerini bilir. Ayrıca, beklenmeyen ve akla hayale gelmeyen durumların sonucu olarak, sırrını öğrenmekte çıkarları olduğunu hissettiği kimselerin, gerçeğini öğrenebileceğini bilir. İyilik yapmak için bu dünyada hiçbir neden bulmayan kimseye, ahret, hiçbir neden vermez.

1 Merhum Recaizade üstat Ekrem Bey,

"Vicdandır isaeti filinde ademin
Davacısı, şübudu, kavanini, hâkimi."

demişti.