Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Bir Tanrısal Lütufa, Sonsuz İyi ve Kudretli Bir Allah'a İnanılmaz

"Allah nimet ve ihsanlarının mutasarrıfı değil midir? Kendi malını istediği gibi kullanmakta ve tasarrufta özgür değil midir? Malını geri isteyemez mi? Harekât ve duruşunun hesabını sormaya yaratıklarının hiçbir hakkı yoktur. Kudretindeki eserleri istediği gibi kullanabilir. Ölümlülerin mutlak hükümdarı olduğu için keyfinin istediği gibi mutluluk ya da felaket dağıtır."

Yaptığı kötülükler nedeniyle bizi avutmak ve gönül almak için ilahiyatçıların bize yaptığı açıklama budur. Onlara şunu söyleriz: İyilik ve nimetleriyle sonsuz olan bir Allah'ın tasarrufu olmaz, belki aklın gereği olarak, iyilik ve nimetlerini yaratıklarının üzerine saçmaya zorunlu olur. Onlara deriz ki, gerçekten iyiliksever bir varlık, iyilik yapmaktan, hayır yapmaktan çekinmede kendisinde hak bulmaz.1 Yine onlara deriz ki, gerçekten cömert olan bir kimse, verdiğini geri almaz ve bunu yapan her insanın teşekkür beklememesi gerekir; ve nankörler vücuda getirdiğinden dolayı sızlanmaya, yakınmaya hakkı yoktur.

Bu Allah'la insanlar arasında karşılıklı bir anlaşma ve yükümlülükler varsayan din ile, ilahiyatçıların Allah'a atfettikleri zorba ve garip yaratılış nasıl birleştirilebilir? Eğer Allah'ın, yarattıklarına karşı hiçbir borcu, hiçbir görevi yoksa, yaratıkların da Allah'a karşı hiçbir borcu, hiçbir görevi olmayabilir. Her din, bana uyunuz, beni seviniz, bana ibadet ediniz, ben de sizi mutlu edeceğim dediği varsayılan tanrısallıktan insanların beklemekte kendilerini haklı zannettikleri mutluluk üzerine kuruludur. İnsanlar da "Bizi mutlu ediniz, sözlerinize sadık kalınız, biz de sizi seveceğiz, yasalarınıza uyacağız" diyor. Yarattıklarının mutluluğunu ihmal etmekle, teveccüh ve iltifatlarını keyfi olarak dağıtmak ve armağanlarını geri almakla, Allah, her dine temel hizmetini gören anlaşmayı bozmuyor mu, yırtmıyor mu? Çiçeron haklı olarak, "Allah insana kendisini sevdirmezse onun Allah'ı olamaz"2 demişti. Tanrısallığı iyilik oluşturur; bu iyilik ancak insanın hissettiği mutluluklarla ortaya çıkar. İnsan mutsuz olur olmaz bu iyilik ve onunla birlikte tanrısallık da yok olur; sonsuz bir iyilik ne taraf tutucu, ne de ayrıcalıkçı olabilir. Eğer Allah sonsuz iyiyse bütün yarattıklarını mutlu etmelidir. Sınırsız bir iyilik fikrini yok etmek için tek bir mutsuz yeterlidir.

Sonsuz iyi ve güçlü olan bir Allah'ın ülkesinde tek bir insanın sıkıntı içinde olmasını havsala alır mı?3 Sıkıntılı olan bir hayvan, bir peynir kurdu, tanrısal lütufa, Allah'ın sonsuz iyiliklerine karşı, yenilmeyen, itiraz kabul etmez kanıtlar olurlar.

İlahiyatçılara göre, bu dünyanın keder ve acıları, suç işleyen insanların ilahiyat katından üzerlerine çektikleri ve hak ettikleri cezalardır. Ancak insanlar niçin suçludur? Eğer Allah her şeye kadir ise, "Bu dünyada her şey düzen ve intizam üzerine bulunsun, bütün uyruğum, iyi, masum, her kusurdan ve günahtan arınmış olsun, mutlu olsun" demek, onun için "Her şey olsun!" demekten daha mı masraflıdır? Daha çok mu zahmetlidir? Bu kadar mutlak güçlü olan Allah'ın, eserini noksan ve kusurdan arınmış olarak vücuda getirmesi, bu kadar kusurlu, bu kadar kötü yapmasından daha mı zordu? İnsanların yokluğu ile mutlu ve bilgili olarak var olmaları arasındaki boyut, insanların yokluğuyla budala ve sefil olarak var olmaları arasındaki boyuttan daha mı fazlaydı?

Din bize bir cehennemden, yani Allah'ın sonsuz kerem, lütuf ve iyiliğine rağmen, insanların pek çoğu için sonsuz ızdıraplar sakladığı mahpesten, sonsuz acılar veren cehennemden söz ediyor. Dolayısıyla, insanları bu dünyada pek mutsuz kıldıktan sonra, Allah'ın onları ahrette daha çok mutsuz kılabileceğini dolaylı olarak anlatıyor. Bu duruma karşı, "O zamanda, Allah'ın iyiliği yerine adaleti geçer" diyerek işin içinden çıkıyorlar. Ancak bir büyük ki, en korkunç eziyete yer verir, o sonsuz değildir, sonsuz bir iyilik değildir. Öte yandan sonsuz kötü olan bir Allah'a, değişmez bir varlık gözüyle bakılabilir mi? Merhametsiz bir kahır ve gazapla dolu olan ve bir adı da kahhar (batırıcı, yok edici) olan bir Allah, kendisinde, merhametin, ayırt etmeksizin herkesi korumanın (rahmanülrahimliğin) ve iyiliğin gölgesi olsun bulunabilen bir Allah mıdır?

1 Kur'an'ın [Arapça metin] Yani, "İstediğini sever; istediğine hakaret edersin..." diyen ayetini hatırlamalı.
İçtihadın ilmihali, "Mızraksız İlmihal"i makamında olan ve "İçtihadın müdir fikirleri" unvanı altında toplanmış bulunan ilkelerimizden biri de şudur: İyi adam ödül umudu ve ceza korkusu olmaksızın iyidir. İnsan yalnız yaptığı kötülükten değil, yapabildiği halde yapmadığı iyilikten sorumludur.
2 Nisi Deus homini placnerit, Deus non erit.
3 J.M. Guyau bu nefis ve açık fikri şu kıtasında ne kadar yüksek ve samimi bir ahenk ve incelikle ifade etmiştir:

Il suffit d'un seul evi d'appel aux cieux jété
Et qui se soit perdu dans l'infini silence
Le doute restera dans mon caeuv révolté,
Aussi long qu'ici-bas est longue la souffrance

Çevirisi şöyledir: Semalara atılan ve sonsuz sessizlik içinde kaybolan tek bir yardımcı feryadı yeter: Dünyada ızdırap sürdüğü sürece isyan etmiş kalbimde kuşku devam edecektir.