Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Şehitlerin Kanı, Mucizelerin Gerçekliği ve Hıristiyanlığın Tanrısal Kökeni Aleyhinde Tanıklık Eder

Tarih bana, ilk din kurucuları olan peygamberlerin ya da din yenileyicilerinin büyük mucizeler yaptığını öğretiyorsa, aynı tarih, bu din yenileyici imamların ve onlara bağlı olanların genellikle huzur ve güveni bozucular sayılarak herkesin önünde rezil edildiklerini, büyük acılara uğratıldıklarını ve öldürüldüklerini de öğretiyor. Bundan dolayı, onlara atfedilen mucizeleri gerçekleştirmemiş olduklarına inanmaya eğilimliyim. Eğer gerçekten bu mucizeler, bunları görenler arasında çok taraftar toplamış olsaydı, bu taraftarların, mucize yapıcılarına kötü muamele yapılmasını engellemeleri gerekirdi. Bana, mucize gösterenlerin acımasızca üzüntüye sokuldukları ya da işkence altına alındıkları söylenirse, kolay inanmamak durumum katmerleşir. Bir Allah'ın koruması altında büyüklüğe ve ilahi kudrete erişmiş ve mucizeler, kerametler gösterme Allah vergisine ulaşmış peygamberlerin, kendilerini baskı ve sıkıntı verenlerin zulümlerinden korumak gibi sade bir mucizeyi yapmadıklarına nasıl inanılabilir?

Bu sıkıntı ve baskılardan bile, bunlara uğrayanların dinleri lehinde bir kanıt çıkarmak ustalığına sahip bulunuluyor. Ancak birçok şehitin kanı pahasına mal olmuş ve yayılması için kurucularının işitilmemiş sıkıntı ve işkence çekmiş bulunduğunu bize öğreten bir din, yüce, adil, her şeye gücü yeten bir Allah'ın dini olamaz. Yüce bir Allah, iradelerini bildirmekle görevlendirdiği insanların kötü muameleye uğramalarına izin vermez.

Bir din kurmak isterken her şeye gücü yeten bir Allah, daha kolay ve kullarının en sadıkları için daha az korkulu yollar kullanır.

Allah, dinin kanla damgalanmasını istedi demek, bu Allah zayıftır, adaletsizdir, iyilikbilmezdir, kan dökücüdür ve peygamberlerini hırslı arzularına alçakça feda ediyor demektir.