Recep Tayyip Erdoğan'ın 31 Mayıs 2011 tarihli Trabzon mitinginde yaptığı konuşma

Beşikdüzü’ne, Çarşıbaşı’na, Çaykara’ya, Dernekpazarı’na, Düzköy’e, Hayrat’a, Köprübaşı’na, Maçka’ya, Of’a, Sürmene’ye, Şalpazarı’na, Tonya’ya, Vakfıkebir’e, Yomra’ya, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. Fatih’i Fatih Sultan Mehmet olan, valisi Yavuz Sultan Selim olan, cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın doğum yeri, medeniyet şehri Trabzon’u selamlıyorum.

Bizim tarihimizde üç büyük dönüm noktası var. 1071, Anadolu’nun kapıları açıldı. 1453, İstanbul fethedildi. 1461, Trabzon fethedildi. Anadolu’nun fethi Trabzon’la tamamlandı. İstanbul’un fethi Trabzon’la anlam kazandı. İki gün önce İstanbul’un fethinin, yani fethi müminin 558. yıldönümünü kutladık. Bu sene inşallah Trabzon’un fethinin 550. yıldönümünü kutlayacağız. Trabzon’un fethi şimdiden kutlu olsun, mübarek olsun.

Bizi her zaman bağrına basan, bizi her zaman hasretle, muhabbetle, samimiyetle kucaklayan bu harekete, bu davaya yüreğini, gönlünü, kalbini koymuş Trabzon’u, Trabzonlu kardeşlerimi bir kez daha selamlıyorum.

Sizi fazla beklettim, hakkınızı helal edin. Zira ben Hopa’ya eşkıyaların indiğini bilmiyordum. Meğerse eşkıya Hopa’ya da inmiş. Eli taşlı eşkıyalar oraya inmiş. Ve ne yazık ki taşlarla tabii araçlarımıza saldırdılar. Enteresan CHP’nin devasa bir pankartı, yanında kimler kimlerle iş tutuyor bilmenizi istiyorum, “tek yol sokak diyor, tek yol devrim” diyor. Altındaki imza, Halkevleri diyor.

Değerli kardeşlerim, CHP’nin yanında böyle bir pankartın asılmasına göz yummasının ne anlama geldiğini Hakkari’de gördük. Orada da BDP’lilerin eline CHP bayraklarını verdiler, Kılıçdaroğlu onlara konuştu. İçeride bir tane Türk bayrağı var mıydı? Yoktu. Defalarca izledim, defalarca seyrettim. Ah benim sevgili hemşerilerim, bu CHP’ye, bu Kılıçdaroğlu’nun ekibine 12 Haziran’da hesap sormaya var mıyız? 12 günümüz kaldı ha, çok çalışacağız, çok çalışacağız. Bak kimler kimlerle el ele dolaşıyor görelim. Orada bakıyorsun CHP, BDP ile el ele. Geliyorsun batıya, Orta Anadolu, oralara, bakıyorsun CHP-MHP-BDP el ele. Bunlar aynı şeyi referandumda yapmadı mı? Referandumda CHP’si, MHP’si, BDP’si, TKP’si, Halkevleri, illegal örgütler el ele vermedi mi? İşte şimdi de aynısını yapıyorlar. Hedefte kim var? AK PARTi var, AK PARTi var. Fakat, AK PARTi kimin şahsında var? Milletin şahsında var. Çünkü bizim rotamızı çeteler çizmedi. Bizim rotamızı millet çizdi, millet.

Bakın sevgili kardeşlerim, biz Trabzon’la aslında acılar üzerinden konuşmak istemeyiz, aracılar üzerinden konuşmak istemeyiz. Biz Trabzon’la doğrudan konuşuruz, düz konuşuruz, dobra dobra konuşuruz, gönül diliyle konuşuruz.

Bakın bu benim Başbakanlık döneminde Trabzon’a kaçıncı gelişim biliyor musunuz? 25. gelişim. Sizin tabirinizle Trabzon’u su yolu ettik. Bütün dünyaya ulaşmaya çalışırken, 100’e yakın ülkeye, 100’e yakın başkente resmi ziyaretlerde bulunurken, Trabzon’a 25 kez geldik. Çünkü biz size sevdalıyız. Bizim size aşkımız var, Trabzonluya aşığız, tutkuluyuz. Onun için de hep beraber yürüdük. Biz Trabzon’un derdini, meselesini, sorunlarını çok iyi biliriz. Trabzon da ben inanıyorum ki bizim gönlümüzdekini bilir, yüreğimizdekini, zihnimizdeki çok iyi bilir.

Değerli kardeşlerim, bakınız biz yola çıkarken ne dedik? Afyonkarahisar’dan Partimizin kuruluş çalışmalarını yaptık yola çıkıyoruz. Dedik ki, tek millet. Niye? Çünkü, bu milleti bölmeye çalışıyorlar. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla, aklınıza ne gelirse biz tüm insanları Yunus’un diliyle yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü anlayışıyla seviyoruz. Ayrım yok. Allah bizi farklı kavimler halinde yarattı değil mi? Birbirimizle tanışalım, anlaşalım diye. Onun için biz diyoruz ki tek millet. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında bir olduk.

Arkadan ne dedik? Tek bayrak dedik. Bayrağımızın rengi şehidimizin rengi. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin simgesi. Onun için şair ne diyor: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Onun için ne dedik? Tek bayraktan sonra tek vatan dedik. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Tek vatan, bu vatanda kimseye biz ameliyat yaptırtmayız. 780 bin kilometrekare 74 milyonun.

Dördüncüsü ne dedik? Tek devlet dedik. Ve biz devlet içinde devlet tanımıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hepimizin ortak devleti.

Bununla kalmadık, yola çıktık 14 Ağustos 2001. Üç şey daha açıkladık. Neydi o? Biz etnik milliyetçiliğe karşıyız dedik. Nedir bu? Biz Türk milliyetçiliğine de karşıyız, Kürt milliyetçiliğine de karşıyız, Laz milliyetçiliğine de karşıyız, Gürcü milliyetçiliğine de karşıyız, hepsine karşıyız. Biz ne diyoruz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Onun için tek millet diyoruz, tek millet. Çünkü bir ırkı bir diğer ırka üstün tutamayız, tutmayacağız. Neden? Tutarsak ayrımcılık olur. Tutarsak işte bu ülkeyi şimdi bölüyorlar. Birisi Türk milliyetçiliği yapıyor oradan oy almaya çalışıyor. Trabzon’da da var biliyorsunuz birileri. Birisi öbür tarafta Güneydoğu’da bakıyorsun Kürt milliyetçiliği yapıyor, oradan oy almaya çalışıyor. Onlar yoksa benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi falan değil ha, sadece istismar yapıyorlar, alakası yok. Sorun onlara, sizin bugüne kadar Kürt kardeşlerime ne hizmetiniz oldu? Hiçbir şey yok. Ve Türk milliyetçiliği yaparak geçinenlere de sorun, siz ne kazandırdınız bu ülkeye? İktidara geldiniz, 3,5 yıl kalabildiniz. 5 yıl kalacaktınız ya, niye kalmadınız? 3,5 yılda kaçıp gittiniz. Acaba 3,5 yılda bu MHP, Trabzon’umuza ne verdi soruyorum size. Ne verdi Allah aşkına söyleyin. Şu Trabzon’a şunu yaptı deyin ya, var mı? Yok.

Ah benim değerli kardeşlerim, şimdi ikinci adım ne? Bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız. Biz batıya ne geliyorsa doğuya da o gidecek, kuzeye ne geliyorsa güneye de o gidecek. Yani, 780 bin kilometrekarenin tamamını ayağa kaldıracağız ve biz kaldırıyoruz. Şu Trabzon ya, yatardık kalkardık Tanjant Tanjant Tanjant, öyle miydi? Kim yaptı burayı? Biz yaptık. Ya yatardık kalkardık Karadeniz Sahil Yolu, öyle mi? 15 yıl biz gelene kadar şu Karadeniz Sahil Yolunu biliyorsunuz ne hale getirdiler. Biz geldik yüzde 35’ini yapmışlardı. Ben size ne dedim, ben size ne dedim Belediyenin önünde yaptığım konuşmada; biz dedim, bir dönemde Allah’ın izniyle bunu bitireceğiz. Ve bitirdik mi? Bitirdik. Ve zor kısımları biz yaptık, dağları deldik dağları. 12 tane tünel açtık biz dağlarda. Ah ah, bu dağların dili olsa konuşsa. Biz Ferhat’ız Ferhat, siz de Şirin. Millet Şirin, biz Ferhat. Dedim ya, sevdalıyız size be, aşkımız var aşkımız. Onun için böyle yürüyoruz. Daha çok şeyler yapacağız inşallah, daha neler olacak neler.

Değerli kardeşlerim, bitmedi. Bizde dinsel milliyetçilik de yok. Bu ülkede yaşayan Müslümanı, Hristiyanı, herkes, Alevisi, Sünnisi, hepsine eşit mesafedeyiz. Niye? Çünkü bizim medeniyetimizin bize verdiği terbiye bu, bunun için.

Şimdi sevgili kardeşlerim, bu ara bir dedikodudur gidiyor. Duydum, tabii inanmadım, ama çok rahatsız oldum, onu ben dedim ya, sözüm açık, çünkü bunun spekülasyonlarını, dedikodusunu kimlerin yaptığını da biliyoruz, siz de biliyorsunuz. Nedir o? Kardeşlerim Trabzonspor’la ilgili bir dedikodu. Ve güya Fenerbahçe’yi ben şampiyon yapmışım. Ve bazı gençleri sokaklarda yürütüyorlar, onlar belli zaten, belli. Ben şu partilidir, bu partilidir dememe gerek yok, ama siz anlarsınız. Sevgili kardeşlerim, bakınız bir tane karton asmışlar, biz Fenerbahçeli Başbakan istemeyiz. Yahu, bir siyasi parti değil, takım tutma olayı farklı bir şey. Ta çocukluktan beri tutmuşuz gelmişiz, herkes bir şey tutar. Şimdi benim evimde damadım Trabzonsporlu, torunlarım Trabzonsporlu… Benim evimde böyle bir sıkıntı yok. Eşim benim Beşiktaşlı, şimdi ben eşimi mi boşayacağım yani. Böyle bir saçmalık olur mu? Şimdi bunu bir siyasi istismar malzemesi yapıyorlar. Ya sevgili kardeşlerim, peki ben Rizeliyim, Rizespor şampiyon olamadı. Ben bu kadar kudretliydim de, bu işlere karışıyordum da o zaman Rize’yi çıkarırdık Süper Lige da, öyle mi? Ne oldu? Ordu çıktı, onun hakkıydı vurdi vurdi aldı. Ben de bugün onun için biraz sonra gidip tebrik edeceğim. Ben Kasımpaşa’da doğdum büyüdüm, Kasımpaşa Süper Lig’den düştü, ben bu noktalarda karışsaydım Kasımpaşa’yı düşürmezdim. Ya böyle saçmalık olur mu?

Değerli kardeşlerim, bizimle Trabzon’un arasını açmaya çalışan bu gafillere ne olur 12 Haziran’da sandıkta gelin bir ders verin, gelin bir ders verin.

Kalkmış değerli kardeşlerim, günlerdir futbol üzerinden siyaset. Ya sen MHP’nin adayı veya adayları ya siz kalkıp da şu Trabzon’a ne yaptığınızı bir anlatın ya, Trabzonspor’a ne yaptığınızı anlatın ya. Kardeşlerim, Allah aşkına şu anda bakınız biz Trabzon’da şurada kısa süre içerisinde iki adet uluslararası organizasyon düzenledik. Birileri burada inanın Trabzon şampiyonluğu kaybetsin de bunu Hükümet aleyhine kullanalım diyerek ellerini ovuşturdular. Trabzon kupayı kaldıramayınca bu ellerini ovuşturanlar adeta bayram ettiler. Bugün de futbolu istismar ederek buradan kendilerine rant devşirmenin gayreti içerisine giriyorlar. Hiç kimse benimle Trabzon’un arasına, Trabzonspor arasına giremez. İnanın ben Trabzon tesislerini 3 kez gezdim, ziyaret ettim. Ama Fenerbahçe’ye 1 kere gitmiş değilim bak bunu da söylüyorum. Ya neymiş? Fenerbahçe’nin Başkanı Alex’le beni gelmiş ziyaret etmiş, eder, ben bu ülkenin Başbakanıyım. Arkasından Trabzon’un Başkanı randevu talep etti, bir hafta sonra ona randevu verdim, onlar geldi, onlarla oturduk konuştuk. Ve biliyorsunuz Avni Aker’de Şampiyonlar Ligi oynanmasına müsait değil. Onun için bir restorasyon gerekiyor. Dediler ki Sayın Başbakanın bunun için bize destek. Ve biz nedir dedik? Dediler bizim 6 trilyona ihtiyacımız var, daha son maç oynanmamış, son maç oynanmamış daha. Ve ben tamam dedim yaparız. Ve 6 trilyon desteğin sözünü verdik ve Avni Aker restore edilecek, aksi takdirde Şampiyonlar Ligi bu statta oynanamaz, başka yerde oynanacak, şimdi burada oynanacak. Ama bitti mi? Bitmedi. Bakın şimdi Trabzon’u bir spor kenti haline getirdik değil mi? Kapalı Spor Salonunu gördünüz. Yüzme, ayrıca açılıp kapanan, biraz sonra ona da değineceğim. Avrupa Gençlik Olimpiyatlarını Trabzon’a kim kazandırdı? Biz kazandırdık. Şimdi 23-30 Temmuz’da olimpiyatlar yapılacak yine Trabzon’da. Türkiye’nin bu olimpiyatlar için de ilk ve tek üstü açılır kapanır olimpiyat yüzme havuzunu, 7 bin 500 kişilik kapalı spor salonunu, tenis kortlarını biz inşa ettik. Aynı şekilde 7 bin 500 seyirci kapasiteli Akçaabat Atletizm pistini Yomra jimnastik Salonunu ilçelerin tamamında kapalı spor salonlarını ve gençlik merkezlerini Trabzon’a biz kazandırdık. Ve biz Trabzon’da her zaman destekçi olduk. Değerli kardeşlerim, Trabzon’u sporun başkenti yapmak için var gücümüzle çalıştık. Tesellimiz şudur değerli kardeşlerim: Ne derlerse desinler ben biliyorum ki az önce şu gençler hava alanında bizi karşıladılar. Demek ki bizi yürekten tanıyan, seven, bilen gençlerimiz de var. Ben bu gençlerimizi de alkışlıyorum, takdir ediyorum, sağ olasınız, var olasınız diyorum. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. İnşallah Trabzon, bu istismarcılara, bu yalancılara, bu iftiracılara gereken cevabı 12 Haziran’da sandıkta verecek. Çünkü bunlar istismarda sınır tanımıyor sevgili kardeşlerim. İnanın ellerine ne geçirirlerse, sınırsızca, ilkesizce istismar ediyorlar. Hangi şehirde milletin tutunduğu, değer verdiği ne varsa insafsızca, vicdansızca istismar ediyorlar.

Değerli kardeşlerim, bakınız şimdi bir başka konuya gireceğim. Biz bu ülkede iktidarı kimden aldık? MHP’den aldık, yanında kim vardı? CHP’nin yavrusu DSP vardı. Diğerini söylemeye gerek yok, o zaten artık kayboldu gitti mefta. Şimdi biz geldiğimizde MHP’nin bize devrettiği iktidarda milli gelirimiz neydi biliyor musunuz değerli kardeşlerim? 230 milyar dolar. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? 740 milyar dolar. 230 nerede 740 nerede. Bitmedi, bitmedi, bakınız bizim borcumuz neydi biliyor musunuz MHP’den aldığımız zaman? Milli gelirin yüzde 61’i değerli kardeşlerim borçtu. Şimdi milli gelirin yüzde 26’sı borç, bak nereden nereye düştü, nereye düştüğünü görüyor musunuz? Bitmedi, devlet borçlanıyordu, ne kadar faiz veriyordu biliyor musunuz? 100 liraya 63 lira faiz veriyordu. Vade 9 ay fazla vermiyorlardı. Kredi miredi yok bunların. Şimdi bu faiz kimin cebinden çıkıyordu? Benim Trabzonlu kardeşimin cebinden çıkıyordu öyle mi? Şimdi nereye düştü? Yüzde 7. Aradaki fark 56. Bu yüzde 56 faiz kimin cebinde kalıyor? Benim vatandaşımın cebinde kalıyor. Kardeşim, enflasyon neydi biliyor musunuz? Yüzde 30, yüzde 30. Ah ah, mutfaklarumuzda ne piştu, ne hale gelduk biliyorsunuz da? Şimdi enflasyon ne oldu? yüzde 4. 26 kimin cebinde kalıyor? Benim Ayşe kardeşimin, Fatma kardeşimin cebinde kalıyor. Bitmedi, IMF’nin kapısına gittiler, yalvardılar yakardılar 30 milyar dolar borç aldılar. Ödediler ödediler, bize ne kadarla bıraktılar biliyor musunuz? 23,5 milyar dolar borçla bıraktılar. Ey Bahçeli, senin gidecek yerin var mı? Bu borcu kim ödedi? Biz. Ödedik ödedik ödedik şu anda ne kadar var biliyor musunuz? 4,9 milyar dolar. 5, buraya kadar düşürdük. Bunlar milliyetçiyiz diyor biliyor musunuz, neresi bunların milliyetçi ya? Bunlar kafatası milliyetçisi, bunlar ırkçı. Değerli kardeşlerim, milliyetçilik bu vatanı dört dörtlük sevmektir, milliyetçilik milliyetseverliktir, bu milletin haklarını korumak ve yüceltmektir. Bak sevgili kardeşim, bizim milli bankamız hangi banka? Merkez Bankası. Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar vardı. Bunun da yarısı yurt dışındaki vatandaşlarımıza aitti. Şimdi bu kasada ne var biliyor musunuz? Sayın Bahçeli iyi duy, 95 milyar dolar var. 95 milyar, medya, bunları yazmıyorsunuz, bunları çizmiyorsunuz. Neden? Acaba ne olur, AK PARTi daha güçlü gelirse ne olur hep bunun endişesini taşıyor. Ya korkmayın be, nazar etmeyin ya, çalışın sizin de olur be. Beraber hizmet edelim bu ülkeye be. Ah değerli kardeşlerim, 95 milyar dolar. Niye Türkiye güçlü? Küresel finans krizi oldu Türkiye niye yıkılmadı? Sayın Bahçeli, senin iktidarında 21 tane banka iflas etti, Fona devrettiniz. Bedelini kim ödedi? Benim Trabzonlu kardeşim ödedi, millet ödedi. Şimdi bak bu küresel finans krizinde Amerika çöktü, bankalar çöktü, Türkiye’de 1 tane banka iflas etti mi? Ah benim Trabzonlu kardeşim, bunu git MHP’ye gönül veren kardeşlerime anlat, CHP’ye gönül veren kardeşlerime anlat, olsun anlatalım, anlatalım da onlar gene oy vermesun, biz anlatalum. Bizim görevimiz o, anlatacağız sonuna kadar, bize düşen görev o. Anlamayrum ki.

Bakınız değerli kardeşlerim, bunlar MHP, CHP, diğer partiler hepsi, işçiden, memurdan nemalar adı altında paralar kestiler mi? Çünkü faizleri ödemek için kredi bulamıyorlardı, bunun için tuttular böyle işçiden, memurdan para kesiyorlardı, ne kadar kesmişler biliyor musunuz? 13,5 katrilyon, 13,5 katrilyon. Masaya oturdum ki önümde bu var. Hani para? Para yok, ne var? Kağıt var. Dedik ki devlet memuruna, işçisine borçlu olamaz. Hemen bunu ödeyeceğiz. Ve değerli kardeşlerim, takır takır anında sendikalarla görüşüldü ve paraları ödedik. 13,5 katrilyon bunu biz ödedik. MHP; işçiye, memura bunlar kalktılar, onlara zulmettiler biz bu zulmü kaldırdık. Çünkü kasada bir şey yok. Aynı şey hepsi için geçerli. Bunu Bay Kemal de çok iyi bilir. Konut Edindirme Yardımı altında da kestiler, size konut vereceğiz dediler, memura, işçiye aynı şeyi yaptılar. Şu ana kadar bize makbuzu getiren kişilere 3 katrilyon ödedik, hala da ödüyoruz 3 katrilyon. Bak bu da onlardan bize kaldı. Onlar borçlandı biz ödedik, onlar kirletti biz temizliyoruz, yapılan bu. Ah benim değerli kardeşlerim, ah benim sevgili hemşerilerim, bunları iyi bilelim, bunları gidelim herkese anlatalım. Anlatalım ki sandıklardan gümbür gümbür 6-0’la AK PARTi çıksın, AK PARTi.

Şimdi bir de bunlar fındığı çok istismar ediyorlar, fındık fındık. Şimdi ben bakın burada fındıkla ilgili size bazı rakamlar vereceğim. Değerli kardeşlerim, fındıkta biz her zaman siz kardeşlerimin yanında oldum. Fındığın alım fiyatı 2000 yılında neydi biliyor musunuz? 1,7 dolar. 2001 yılında 1,05 dolar. 2002’de düştü 0,98, geliyorum AK PARTi dönemine, 2003 yılında biz 1,8 dolara çıkardık. 2004 yılında 3,45 dolara çıkardık, bak dolar bazında söylüyorum. 2005, 2006, 2007, 2008 aynı istikrarlı bir şekilde devam etti. Son 2 yılı veriyorum, 2009, 2010. 2009’da 3,2 dolar, 2010’da 3 dolar. Ancak; bunun üzerine dönüm başına 150 lira primi de eklediğinizde fındığın kilosu 4 doların üzerine çıkıyor. Her zaman fındık üreticisinin yanında olduk, fındık üreticisinin yüzünü güldürdük ve güldürmeye devam ediyoruz. Bakınız FİSKOBİRLİK geldiğimizde çok ciddi bir borcunu biz sildik. Yaklaşık 2,5 milyar dolar gibi veya 2,5 katrilyon sildik. Şimdi yine sıkıntıları var. Tuttuk şimdi her ay kendilerine 2 bin 500 ton yağlığa ham fındık veriyoruz. Niye? Ayakta kalsın, kendini kurtarsın diye. Ama bunların istismarı bitmiyor. Bunlar yapmayı bilmez, bunlar proje bilmez, bunlar sadece istismar eder.

Bakın emekli vatandaşlarımız AK PARTi döneminde adeta altın çağını yaşıyor, yaşadılar, yaşamaya devam ediyor. Bakın ben size burada bir şimdi rakamlar veriyorum, Halep oradaysa arşın burada. Ya emeklinin yanında biz olduk, her zaman biz. 2002 yılında 257 lira emekli maaşı alan benim SSK’lı işçi kardeşime biz bugün ne veriyoruz biliyor musunuz? 782 lira veriyoruz. Artış ne kadar, yüzde 204. 2002 yılında 216 lira alan SSK tarım emekçisi kardeşimin eline bugün ne geçiyor biliyor musunuz? 705 lira geçiyor. Artış ne kadar, yüzde 226. Bağ-Kur tarım emeklisi kardeşim, 2002 yılında ne alıyordu biliyor musunuz, çok korkunç, yani MHP’nin Bağ-Kur emeklisine verdiği neydi biliyor musunuz? 66 lira. Yanlış duymadınız 66 lira. Peki şimdi biz ne veriyoruz, ona gelelim. Değerli kardeşlerim, bakınız biz Bağ-Kur tarım emeklisi kardeşime bugün 473 lira veriyoruz. Artış ne kadar, tam yüzde 617. Bağ-Kur esnaf emeklisi 2002 yılında 149 lira alıyordu. Bugün eline ne geçiyor biliyor musunuz? 634 lira geçiyor. Artış, yüzde 325. Emekli Sandığına tabi olan memur kardeşim 2002 yılında 377 lira alıyordu. Bugün onların eline ne geçiyor, 936 lira geçiyor. Artış ne kadar, yüzde 148. Bunlar üstelik en düşük olanlar. İmkanlar yükseldikçe emeklilerimizin maaşlarını da artırmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz, Türkiye güçlendikçe bu paranın turşusunu kuracak değiliz. Bunu kime aktaracağız? Halkımıza. Ya biz emanetçiyiz be. Biz size efendi olmaya gelmedik, sizin hizmetkarınız olmaya geldik. Bizim durumumuz bu.

Değerli kardeşlerim, durmadan sözleşmeli personeli soruyorlar. Sözleşmeli personelle ilgili yaklaşık 1 aydır çalışma yaptırtıyorum. Ve onlara söz verdiğimiz müjdeli haberi inşallah en kısa sürede duyuracağız. Yani bu konuda sözleşmeli kardeşlerimiz hiçbir endişeye asla kapılmasınlar. Bize güvenin, biz diğerleri gibi kuru sıkı atmayız. Onların sırtında yumurta çuvalı yok. Ama bizim sırtımızda 74 milyonun sorumluluğu var. Ne diyordu onlar geçmişte? O ne veriyorsa, ben 5 kat fazlasını vereceğim. Öyle değil mi? Ne diyordu? 2 anahtar vereceğim. Geldi mi anahtarlar? Araba, bina geldi mi? Ama bak, biz şu anda 500 bini aşkın inşaat yapıyoruz, 360 binini sahiplerine teslim ettik. Biz buyuz, inşallah size de çıkar.

Değerli kardeşlerim, şimdi bununla kalmadık. Biz yeni adımlar atacağız. Bakın eğitimde 163 bin derslik yaptık değil mi? Ve bundan hamdolsun Trabzon payını aldı. Sağlıkta attığımız adımlar aynı şekilde. Bundan da Trabzon çok çok büyük derecede payını aldı. Fakat şimdi Trabzon’a bugün ben bir müjde veriyorum. Nedir o? Evet, inşallah hazırlıklarımız tamam. Seçimden sonra Trabzon’umuzu da büyükşehir yapıyoruz, büyükşehir. Aynen İstanbul’un Büyükşehir statüsü neyse, Kocaeli’nin neyse, Trabzon’un da büyükşehir statüsü o olacak. Bunun için bizim MHP’ye, CHP’ye bakmamıza gerek yok. Zaten onlar bununla uğraşmıyor. Onlar neyle uğraşıyor biliyor musun? Sayın Kılıçdaroğlu Çorum’a gidiyor, Sungurlu’dan geçerken orada bir şöyle takılıyor. Çay içerken diyorlar ki, bizim Sungurlu’yu il yap, yaptım gitti diyor. Eskiden bu işi emekli bazı siyasetçiler yapardı ve hep başımıza bela oldu o yerler, neden? Ya bakıyorsun ufacık bir ilçe, oldu il. Hak eden olsun. Ondan sonra geldi Çorum’a, Çorum’da konuşuyor, ne dese beğenirsiniz? Ya Çorumspor’u küme düşürenlere bu ülke teslim edilir mi diyor? Böyle bir anlayış olur mu? Böyle bir kafa yapısı olur mu? Ya o zaman bu ülkede ne kadar kulüp varsa yandı keten helvam. Adama demezler mi ya, Bay Kemal, Tunceli’yi sen niye o zaman Bank Asya’ya çıkartamıyorsun, niye o zaman Süper Lige çıkartamıyorsun, senden bir şey olmaz ya. Ah benim kardeşlerim, bunlardan siyasetçi olmaz, bunlardan lider olmaz. Zaten bu lider değil, bu siyasetçi değil, bu olsa olsa CHP’nin içerisinde varlık mücadelesi veren bir kişi. Sanal bir yönetici, bu kadar. Ama işte 12 Haziran’da bunlara hesabı sormaya var mıyız? Biz Trabzon’un belli bir ölçekte büyükşehir yapmayacağız. Ya mülki sınır neyse, o mülki sınırın tamamını ne yapacağız, büyükşehir kapsamına alacağız. Yani büyükşehir kapsamına girmeyen hiçbir ilçe kalmayacak. Bu ne demek? Bu şu demek: Trabzon’un tamamının 100 binlik, 50 binlik, 25 binlik, 5 binlik imar planlarını büyükşehir yapacak. Binlik uygulama planını ilçe belediyeleri yapacak. Artık belde belediyesi kalmayacak. Belde belediyeleri mahalle statüsüne geçecek ve ilçe belediyelerinin adeta bir şubesi gibi çalışacaklar ve oralarda çalışanlar da o ilçe belediyelerinin personeli olacak; olay bu. Kimsenin açıkta kalması diye bir şey yok. Şu anda Trabzon’un tamamında su kanalizasyonu var mı? Yok. Ama şimdi büyükşehir olunca ne olacak? Tüm Trabzon’un tamamı için bir Trabzon su ve kanalizasyon idaresi olacak. Dolayısıyla, içme suyu, atık su kanalı, bunun yanında yağmur suyu kanalı, bunların hepsini büyükşehir yapmak durumunda.

Sevgili kardeşlerim, Trabzon’a 8,5 yıl boyunca çok büyük eserler kazandırdık, büyük yatırımlar kazandırdık. Ve inşallah, şimdi Karadeniz Sahil Yolunu biliyorsunuz tamamladık. Buraya şimdi Gürcistan’dan geliyorum, Sarp-Sarpi Sınır Kapısını Gürcistan Cumhurbaşkanıyla beraber bu sabah açtık. Ondan sonra Hopa’da Artvin mitingini yaptık. Artık Gürcistan’a pasaportla geçmeyeceksiniz. Ya? Nüfus kağıdınızı göstereceksiniz geçeceksiniz. Vize-mize diye bir şey yok. İşte biz buyuz. Ey Bahçeli, ey CHP, ya siz bunları niye yapamadunuz? Olay bu, bu bu. Şimdi önümüzdeki yıldan itibaren Sarp’ta ortak pencere modeline geçiyoruz. Giriş-çıkışlar daha da hızlanacak.

Trabzon’da değerli kardeşlerim, biliyorsunuz şimdi yeni bir adım atıyoruz, yani bu Tanjant yollarından sonra tabi Trabzon’da benim en çok beklediğim şey, 3 Kasım seçimlerinin ardından biz TOKİ olarak bir hedef belirledik Trabzon’da, ne dedik? Türkiye genelinde 500 bin konut üreteceğiz, bu bitti. Bunun başında da Trabzonlu bir kardeşimiz biliyorsunuz, Erdoğan Bayraktar’ı getirdik. Ve önceki gün itibariyle bu 500 bin bitti. Şimdi ikinci 500 bine inşallah 2023 hedefi olarak başlıyoruz.

Değerli kardeşlerim, tabi Trabzon kentsel dönüşüm ve değişimden en önemli payı alan illerimizden biri oldu. İşte bunlardan en güzeli, hakikaten çok beğendiğim Zağnos Vadisi, öyle mi? Ayasofya, Tabakhane, Çömlekçi bölgeleri. Temelini yeni attığımız burada yaklaşık 100 bin insanımızın yaşam alanına kavuşmasına sağlayacak Kanuni Bulvarı Projesi. Bu projeler hız kesmeden devam edecek. İnşallah başta eski TOKİ Başkanım olmak üzere milletvekillerimiz de bunu yakın takibe alacaklar.

Tabi burada en önemli adımlardan bir tanesi; hızlı tren Ankara’dan-Sivas’a, oradan Erzincan’a geliyor. İnşallah bir sonraki aşamada hızlı treni Trabzon’a getiriyoruz.

Sevgili kardeşlerim, tabi Trabzon’da biliyorsunuz Akyazı’da bir adım attık. Nedir o? Akyazı’da Trabzon’a yakışan bir stadı, şu anda dolgusu yapılıyor, 40 bin kişilik bir stadı biz Trabzon’umuza kazandırıyoruz. Tabi sadece burada stat yapılmayacak, statla beraber orada otellerinden çeşitli komplekse kadar her şeyi orada gerçekleştireceğiz. Mitingimizden, şu anda belki de yapılıyor, bakan arkadaşlarıma siz gidin yapın dedim, çünkü burada gecikme var. Akçaabat’ta Devlet Hastanesinin bugün açılışını yapıyoruz. Bu hastane 30 trilyona mal oldu. 200 yataklı modern bir sağlık tesisi. Ayrıca, Trabzon’a 400 yataklı eğitim ve araştırma hastanesini bitirdik. Şu anda hastanenin ulaşımını sağlayacak yol inşa ediliyor. Yol bittikten sonra bu modern hastaneyi de Trabzon’un emrine sunuyoruz.

Ama diyorum ki, ne olur beni sevindirin da. Seçimden sonra teşekküre geldiğimde oranın açılışını beraber yapalım. Tamam, 6-0’a var mıyız? Var mıyız? Çünkü, Trabzon’da 2 milletvekilliği eksildi. Onun için çok çalışmamız lazım. Taman değil mi? Kapı kapı dolaşmaya tamam mı? Eş, dost hem dua, hem çalışacağız.

Trabzon’a bugüne kadar getirdiğimiz hizmetlerden bazılarını da size anlatayım. Eğitimde 163 bin derslik Türkiye’de, ama 1808 dersliği Trabzon’a yaptık. 1 milyona yakın bilgisayar gönderdik illere. Trabzon’a 11997 adet, yani 12 bin adet bilgisayar gönderdik. Bizden önce Trabzon’da bilişim teknolojileri sınıfları var mıydı? Bunu MHP’lilere anlatın, bunu CHP’lilere anlatın. Yahu AK PARTi çocuklarımızı bilgisayarla tanıştırdı diye mi ona karşı geleceğiz? Okullarımıza bilişim teknolojisi getirdi diye mi karşı geleceğiz? Kitapları ücretsiz olarak her yıl sıraların üzerine koydu diye mi karşı geleceğiz? Sosyal güvencesi olmayanlara ilköğretimde erkeğe 30, kıza 35 lira verdi diye mi karşı geleceğiz? Ortaöğretimde erkek öğrenciye 45 lira, kıza 55 lira verdi diye mi karşı geleceğiz? Bunları anlatın. Ama üniversitede MHP 45 liracık veriyordu, burs. Üniversiteli gençler, biz ne veriyoruz? 240 lira veriyoruz. Eğer Kredi Yurtlar Kurumunda kalıyorsa 150 lira da ne veriyoruz? Beslenme yardımı. Mastır yapıyorsa 480 lira, doktora öğrencisiyse 720 lira veriyoruz. Yurtlar nasıl? 1 yataklı, 3 yataklı odalar. Tuvaleti, banyosu her şeyi içinde, böyle bir durum.

Değerli kardeşlerim; şimdi size bir müjde. Nedir o? Bakınız artık okullardan karatahtayı kaldırıyoruz. Bilgisayar donanımlı akıllı tahtaya geçiyoruz. İnternet ağıyla dünyaya bağlı olacağız. Çocuklarımıza birer tane böyle elektronik kitap vereceğiz. Nasıl? Bütün dersler, bütün kitaplar bunun içerisine girmiş olacak. Zengin-fakir ayrımı yapmaksızın bütün çocuklarımıza bunu dağıtacağız, ayrım yok, herkese dağıtacağız. 4 yıl içinde bütün okullarımıza bunlar peyderpey monte edilmiş olacak, çocuklarımızın hepsine de bunları vermiş olacağız. Ben ne diyorum biliyor musunuz? Yahu diyorum, Amerika’da Edward, George’un, Almanya’da Hans’ın, Helga’nın çocukları, uşakları bunu alacak da, bizim Trabzon’a Ahmet’im, Mehmet’im, Hasan’ım, Hüseyin’im, Ayşe’m, Fadime’m bu yavrular niye bunu alamasın? Alacak alacak evvel Allah, bizim de olacak. 4 yıl, her şey tamam, hemen inşallah seçimlerden sonra kazanan firma teslimata başlıyor, okullarda montajını yapıyoruz. Dert ne? Dert şu: Biz size sevdalıyız, bizim aşkımız var, dert dağları aşırtır, öyle mi?

Değerli kardeşlerim; sağlık alanında Trabzon’da aile hekimliğine geçtik mi? Hepinizin özel doktoru var mı? Bugüne kadar niye yoktu? Sorun onlara, ey MHP, ey CHP niye yoktu? Bunu bir anlat, ver bunun hesabını. Ama şimdi var, aç telefonu doktorunla konuş. Şimdi evlerde de doktorlar icabında muayeneye gelecek. Bakınız Trabzon’a biz sağlıkta ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 297 trilyon yatırım yaptık. Değerli kardeşlerim, istediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Ayırım var mı? Ama geçmişte MHP’nin döneminde var mıydı? CHP’de aynı durum var mıydı? Ah ah, ölülerimiz bile rehin kalmadı mı bu hastanelerde? Ey Bahçeli, ölülerimizi vermediniz bize ölülerimizi.

Ey Kılıçdaroğlu, Genel Müdürdün SSK’da, rehin aldınız ölülerimizi. Parayı öde öyle al dediniz. SSK’nın Genel Müdürlüğünü yaptın 8 yıl. Ben de o zaman SSK’lıydım. Hastane kapılarında bize az mı çile çektirdiler? Bu CHP bu. Bu CHP’nin eline düşme. Akıl hocası diyor ki, bu CHP var ya bu CHP diyor, akıl hocası şimdi Kılıçdaroğlu’nun, bu CHP diyor sütü olan ineği CHP’nin iktidarında sütü kurur diyor. Ama şimdi o bunların akıl hocası.

Bak, bana bir dostumuzun biri vasıtasıyla nüfus kağıdı geldi, çok enteresan. Bu kimi anlatıyor biliyor musun? Bu CHP’yi anlatıyor. Bu nüfus kağıdının içerisinde mühürler var, çok ilginç. Nüfus kağıdı, Trabzonlu bir kardeşimizin. Bak ne diyor, 2 metre tril bezi verildi. Siz teyzeler bilir bunu. Tarih ne zaman biliyor musunuz? 7.5.1942. Gençler ben de dahil siz bunu bilmezsiniz, ama ben babamdan dinledim. Babam bana nüfus kağıdını gösterdi, işte şimdi bir yaşlı amcanın nüfus kağıdı elimize geldi Trabzon’dan. Tril bezi 2 metre, oraya da mührü basar, 2 metre verildi. Bu CHP bizi bunlara muhtaç etti. Bunlar değişmez, bunlar aynı. O kadar geriye gitmeyelim, 70’li yıllara gelelim. Biz benzini, sana yağını, toz şekerini yine mühürle almadık mı? O zaman da Ecevit Başbakandı, Sayın Baykal Enerji Bakanıydı. Mazot bulamıyorduk mazot, gazyağı bulamıyorduk, benzin bulamıyorduk. Kuyruklardaydık hatırlayın o günleri. Bakanlar Kurulu paltoyla toplanıyordu, kaloriferler yanmıyordu.

Şimdi ah benim kardeşlerim, Trabzon’da doğalgazımız var mı? Adınız neydi? Şimdi ne yapıyorsun Ayşe abla? Eskiden bodruma iniyorduk değil mi? Sizin bodrumda sıçanlar bol muydu? Çünkü bizim bodrumda sıçan çoktu. Korkardım da. Anam sabahleyin inerdi oraya oradan kömürü alır, 5 kat çıkar yukarı. Koku var, kül var, bütün o kül. Bir odayı ısıtırsın, bilemedim iki odayı değil mi? Ama şimdi doğalgaz. Kombinin düğmesine bas sıcak su, bas bütün daire ısınıyor. Peki soralım, Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu siz niye bunları getiremediniz bu ülkeye? Bak AK PARTi artık 69 vilayete getirdi. İnşallah 81’ine ulaşacağız. Niye? Batılı buna layık da, benim Ayşe kardeşim, Fatma kardeşim, Ahmet’im, Mehmet’im, bu millet niçin bundan mahrum edildi soruyorum sizlere, neden? İşte biz bunu başardık. Ve dedik ki ayrım olmayacak. Her vatandaşım istediği hastaneye gidecek, istediği eczaneden ilacını alacak. Hastaneleri birleştireceğiz, birleştirmek istemediler. CHP karşısına dikildi. Hayır dedik, olacak ve oldu.

Öğrencilere burs vereceğiz, belediyeler burs veriyor. İstanbul Belediyesi 50 bin öğrenciye burs veriyor. CHP, Anayasa Mahkemesine götürdü. Gençler, ne oldu? Anayasa Mahkemesi bu işi engelledi. Ve şu anda gençler belediyelerden burs alamıyor. Bu CHP’ye mi benim genç kardeşlerim oy verecek?

Değerli kardeşlerim; adalette hizmetlerin en iyisi verilsin diye Trabzon Adli Tıp binasını tamamladık. Trabzon’a Adalet Sarayını kazandırdık, Sürmene’ye hamdolsun bu şekilde, hızla devam ediyor, eksikleri de gideriyoruz.

Trabzon’a 3 bin 938 konut uygulaması başlattık. 2 bin 568’ini tamamladık, sahiplerine teslim ettik. 1370 konutun da yapımı devam ediyor.

Değerli kardeşlerim; Zağnos Vadisindeki dönüşüm projelerinden biri tamamlandı, geldik açılışını yaptık. Şimdi Çömlekçi’de, Tabakhane’de, Ayasofya’da, Pelitli’de, Yomra’da, Araklı’da, Ortahisar’da, Çağlayan’da kentsel dönüşüm gerçekleştirdik. Buralarda en kısa zamanda Zağnos gibi pırıl pırıl ailecek gidilecek yerler haline gelecek.

Kardeşlerim; bütün bunların yanında şüphesiz ki en önemlisi buradaki attığımız adımlarla beraber ulaştırmada Trabzon’a bizden önce yapılan Cumhuriyet tarihinde 73 kilometreydi 79 senede. Biz 8 yılda 85 kilometre bölünmüş yol yaptık, farkımız bu. Trabzon’u Giresun ve Rize’ye bölünmüş yolla bağladık. Trabzon Havalimanı yeni İç Hatlar Terminal binası nasıl? Modern? Hizmete açtık. Aynı şekilde dış hatlar. Trabzon Havaalanında 2002’de 396 bin yolcu vardı, 2010’da ne oldu biliyor musunuz? 1 milyon 963 bin, yani 2 milyona yükseldi. Olay bu.

KÖYDES, 215 trilyon gönderdik. İnşallah Trabzon’un köyleri su ve yol sorunu çözülecek. KÖYDES’i bu yol ve su sorunları bitene kadar devam ettireceğiz.

Değerli kardeşlerim; bunun yanında tarımda Trabzon’da 2002’de, yani MHP’nin döneminde verilen destek neydi biliyor musunuz? 7 trilyon. Biz 2010 yılında 19 kattan fazlasını verdik, 135 trilyon destek verdik. Ah benim kardeşlerim, bunlar mı benim Trabzonlu kardeşimin yanındalar? Bitmedi. Ziraat Bankası Sayın Bahçeli’nin iktidarında yüzde 59 faizle kredi veriyordu. Ah benim sevgili kardeşlerim, şimdi biz yüzde 5 faizle veriyoruz. Farkı görüyor musun? 12’de 1. Çiftçi kardeşimizi düşünen kim? Biz biz. Onlar yüzde 59 faizle sömürüyordu, biz yüzde 5 faiz. Halk Bankası, esnaf sanatkâra yine Sayın Bahçeli zamanında yüzde 47 faizle kredi veriyordu. Biz yüzde 5 faizle. Bak nereden nereye. Ve 2002 yılında Sayın Bahçeli 1 milyon 663 bin lira kredi verdi, biz 2010 yılında bu rakamı 28 kattan fazla artışla 47 milyon 143 bin liraya yükselttik. Farkımız bu.

Şimdi çıkmış Bahçeli diyor ki, bu TOKİ’yi ben diyor Yüce Divan’a vereceğim. Sadece Başkanı vermeyeceğim, Başbakanı da vereceğim diyor. TOKİ bizden önce kime bağlıydı biliyor musunuz? Bu Bahçeli’ye bağlıydı. Bahçeli’nin kendisi veya adamlarına, arkadaki ben kardeşlerime sesleniyorum, hanım kardeşlerime de dolaylı olarak söylüyorum, sorun, deyin ki siz kaç tane toplu konut yaptınız 3,5 senede, bir sorun. Bak Erdoğan Bayraktar’ın başında olduğu bu dönemde 500 bine yakın inşaat, 360 bin konut sahiplerine teslim edildi.

Şimdi yeni bir şey başlıyor, ne biliyor musun? Sosyal güvencesi olmayan, yoksul, işi olmayanlara şimdi biz 50 ila 65 metrekare arasında daire vereceğiz. Ama parasız değil ha, parasız değil. Peşinatsız, beyaz eşyasını alacağız, mobilyasını alacağız, 20 yıl vadeyle ayda 100 veya 120 lira taksitle. Kendisine inşallah iş temini de bu arada sağlanacak ve böylece köprü altında şurada burada değil, ama bunu niçin yapacağız biliyor musun? Evlenen çiftlere için yapacağız. Aile bizde kutsal, aileyi teşvik için yapacağız, ben boşuna mı diyorum en az 3 tane çocuk, bunun için diyorum. Boşuna konuşmuyoruz bunları.

Değerli kardeşlerim; Devlet Su İşleri olarak Trabzon’a ne kadar yatırım yaptık biliyor musun? Rakama dikkat edin, 467 trilyon. Aslında bugün açılışını yapacaktım, onu da seçim sonrasına bıraktım, her şey tamam, hazır. Nedir bu? Atasu Barajı Trabzon’a ve bu baraj gerçekten Trabzon’umuz için çok önemli bir yatırım. Burada yüzde 92 oranında fiziki gerçekleşme tamam, dedik ki seçimden sonraya kalsın. Ve bura da su tutmaya başladı. İnşallah bununla artık Trabzon’da su-mu böyle bir sıkıntı zaten inşallah olmayacak.

Şimdi gelelim işin artık finaline. Çok beklediniz, çok yoruldunuz. Şimdi buradan ben Ordu’ya yetişeceğim, Ordu’da da bekletmeyelim daha fazla diyorum. Ama bak 12 günümüz var, bugünü saymazsak 11 gün değil mi? Çok koşacağız, çok çalışacağız. Şöyle bir bayrakları göreyim, bayrakları görelim, maşallah. Hep beraber şarkımızı söylüyoruz. Gür seda ile, hazır mıyız? Ama çok yorulduğunuz belli, sesiniz çıkmıyor. Hazır mıyız?

Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor.

Günümüz kutlu olsun. 12 Haziran ülkemiz, Trabzon’umuz için hayırlara vesile olsun. 12 Haziran milletimiz, tüm Trabzonlu kardeşlerim için, Türk demokrasisi için, Partimiz için, yeni anayasamız için, temel hak ve özgürlükler için yeni bir milat olsun diyor, sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.