Rübâb-ı Şikeste/Derd-i Nîhân
Hazan, hazan... Yine sen, ey remîde fasl-ı hüzal!..
Şu kırdığın mütehassis, nahif dallardan
Şu döktüğün mütevellim, zavallı yapraklar
– Zavallı acz-i hayât!
– Bilir misin nasıl izhâr-ı derd eder, ağlar?..
Bugün nasılsa gam-âlûd sislerinle cibâl,
Yarım da cism-i tabiat kefenlenip kardan
Ölür bütün şu menâzır, donar şu ırmaklar,
Donar; fakat heyhât,
İçin için yine hepsinde bir melâl ağlar!..