Nihayet 6 Mart günü, kim ve ne olduğuna intikal edemediğim bir zat tarafından şu haber verildi:
Makam-ı Sadaret’in, Bahriye Nâzırı Salih Paşa’ya tevcîh kılındığı ma’rûzdur.
Halit
Bu telgrafı, şu telgraf takip etti:
Zât-ı akdes-i hazret-i hilâfet-penâhî, şimdi Meclis-i Mebusan Reisi’ni huzur-ı hümâyânlarında şeref-i müsûle nâil kılarak mesned-i sadareti, Â’yân’dan Bahriye Nâzır-ı Sâbıkı Salih Paşa’ya tefviz buyurduklarını ferman buyurmuş ve müşarünileyh dahi kabineyi teşkil ile meşgûl bulunmuş olduğundan buhranın yarın akşama kadar tamamıyla zâil olacağı tebliğ olunur.
Celâlettin Arif
Efendiler, Rauf Bey’in de aynı günde fakat henüz kabine reisi taayyün etmeden verdiği ma’lumât vardır. Şâyân-ı dikkat olduğu için bu ma’lumâtı muhtevi telgrafını, aynen arz ediyorum:
Zata mahsus gayet aceledir.
Dakika tehiri gayr-i câizdir. |
Harbiye, 6 Mart 36
|
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:
1 — Dün gece İzzet ve Salih Paşalarla görüştüm. Her ikisine de sadaret teklifi vâki olmamıştır. Vekâlet eden kabine de kimin olacağını bilmiyor. Dahiliye Nâzır-ı Esbakı Reşit Bey’in Saray ile Fransa ve İngiltere Sefaretleri arasında cevelân etmekte olduğu mevsûkan istihbâr ediliyor. Bir rivayete göre, mûmâileyhin makama getirileceği merkezindedir. Evvelsi gece zât-ı şâhâne Tevfik Paşa’yı kabul etti. Bi’l-âhire Ferit Paşa’yı kabul ile beşten on sonraya kadar görüştü. Dünkü Cuma günü Baltalimanı’nda Ali Kemal ve Esbak Dahiliye Nâzırı Mehmet Ali dahil olduğu halde uzun müzakereler cereyân etti. Bi’l-âhire Rahip Frew’un iştirakiyle Ali Kemal’in evinde müzakere devam eyledi. Celâlettin Arif Bey, dün dört sonrada huzura kabul olundu ve buhran-ı hazırın devama tahammülü olmadığından ve dahilin ve mebusanın itimâdını hâiz bir kabinenin bir an evvel mevki-i iktidara getirilmesi için vâki olan mükerrer ma’rûzâtına zât-ı şâhâne, vaziyetin nezaketini aynı suretle idrâk eylediğini ve Kuvâ-yı Milliye’nin lüzumunu serd ettikten sonra, dahil ve haricin itimâdını hâiz olabilecek bir zatı tayin hususu, pek acele kabil olamayacağı ve Pazar’a kadar teemmül lâzım geldiği tarzında cevap vermişler. Sâlifü’l-arz hususâttan mütehassıl ihtisâsât-ı şahsiyem, Pâdişâh’ın İngilizlerle mükâleme ve muhaberede olduğu ve Londra’dan cevap intizârında bulunduğu kanaatini veriyor. Her halde vaziyet pek buhranlıdır, İngilizlerden ümitvar olurlar ise hatta Ferit Paşa’nın mevki-i iktidara getirilmesi istib’âd edilemez. Hulâsa, şimdiye kadar Pâdişâh doğrudan doğruya Tevfik ve Ferit Paşalardan mâadâ kimseyi kabul etmemiş ve Ferit Paşa ile mülâkatı da hafî olmuştur. Saray’a mensup, itimâdınızı hâiz olduğunu bildiğim bir zat, Perşembe günü zât-ı şâhâne’nin pek yakınları namına bendenizi suret-i mahsusada gördü ve fikrimi sordu. Cevâben vaziyeti, saltanat, devlet ve millet lehine halledebilecek zatın, zât-ı devletleri olabileceği ve fakat şu sırada meşgûl bulunan İstanbul’a avdetiniz mümkün olamayacağına nazaran İzzet Paşa’nın mevki-i iktidara gelmesi lüzumunu açık bir lisanla söyledim. Salih Paşa, Meclis’in seddinin de muhtemel olduğunu ima ediyor. Birinci Reis Vekili Hüseyin Kâzım Bey’in de saray ve İngilizler ile Meclis namına entrika yaptığı anlaşılıyor. Berâ-yı ma’lumât ma’rûzdur.
Celâlettin Arif Bey, bugün saraya gidecek. Vaziyeti gayet sarîh bir surette zât-ı şâhâne’ye anlatacak. Muhâlifleri mevki-i iktidara getirirse Anadolu teşkilâtının sarsılması ve bu suretle şarktaki, kendileri için bi’n-netice muzır olacak prensiplerin, memleketimize gireceğini ve makam-ı hilâfetin nazar-ı İslâm’da dûçâr olacağı vaziyeti teşrih edecek ve Anadolu’dan, teşkilât-ı milliye merkezlerinden buna dair gelmiş olan bi’l-umûm telgrafları gösterecek ve bu hususa ait ayrıca tahriren bir rapor takdim eyleyecektir. Rapor birlikte yazılmıştır. Suretini bilahare takdim ederiz. (Rauf.) 2 — Bu telgraf, 6.3.336 saat 17.15 sonrada Harbiye telgrafhanesine verilmiştir.
Salih
Efendiler, Rauf Bey’in sadrazam bulmak mevzu-i bahis olurken benden bahsetmesi elbette lüzumsuz idi. Aramızda asla böyle bir şey mevzu-i bahis olmuş değildi. Ben, İstanbul Hükümeti’nin yaşayacağından esasen ümitvar değildim. Osmanlı Devleti’nin itmâm-ı hayat ettiğine ise çoktan kani idim. Osmanlı Devleti’nin, makam-ı sadaretini işgal etmek gibi zayıf ve bî-mana bir fikrin benim dimâğımda yeri olamayacağı tabii idi. Ben, güzerânı tabii olan safahat-ı inkılâbı sükûnetle takip ederken, âtinin tedbirlerinden başka bir şey düşünmüyordum.
Rauf Bey, bahsettiği Celâlettin Arif Bey’in raporu suretini de gönderdi (Vesika: 245). Kabine teşekkül ettikten sonra da şu ma’lumâtı verdi:
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:
1– Kabine şu vechile teşekkül etmiştir: Sadrazam Salih Paşa, Şeyhülislâm ibka, Dahiliye ibka, Hariciye Safa Bey ibka, Harbiye ibka, Bahriye Salih Paşa vekâleten, Nafia Tevfik Bey asaleten, Maliye Tevfik Bey vekâleten, Şûrâ-yı Devlet Abdurrahman Şeref Bey vekâleten, Maarif Abdurrahman Şeref Bey asaleten, Evkaf Şeyhülislâm-ı Esbak Ömer Hulusi Efendi asaleten, Adliye Celâl Bey, Ticaret Defterhane Emini Ziya Bey.
2– Celâl Bey’in mesleğini bilmiyoruz. Bu şekil, Damat Ferit Paşa’ya zaman kazandırmak maksadıyla sarayın tertibidir. Salih Paşa, bir buhrana set çekmek suretiyle bu suretle vatana nâfi bir hizmet yaptığı itikadındadır. Bizim fikrimiz bu kabineye itimat vermemektir ve bunu grupta temîn için çalışıyoruz. Ferit Paşa tehlikesi elân mevcuttur. Ona nazaran vaziyetin temîn buyurulması maruzdur.
3 — Şâyân-ı dikkat olarak şunu da arz edelim ki, Salih Paşa’ca Meclis-i Mebusan dahilinden nâzır almaklığın adem-i imkânı anlaşıldıktan sonra, hariçten alacakları zevâtın tesbiti için grubun fikrini istimzâc edecekti. Halbuki ahîren bundan da sarf-ı nazar ederek esâmisi ma’rûz kabineyi kendiliğinden teşkil eylemiştir efendim. (Rauf.)
Salih