Nutuk/3. bölüm/Ali Rıza Paşa Kabinesi teşkilat-ı milliyeyi düşman teşkilatla, bizi Ali Kemal ve Sait Molla ile bir tutuyor

Efendiler, Harbiye Nâzırı’nın 9 Teşrinisani 335 tarihli bir telgrafı vardı: Onun da muhteviyâtı enteresandır. Bu telgrafnamesinde Cemal Paşa, Kabine’nin fikrini şu noktalar üzerinde teksif ediyordu:

“1–Intihâbatın daire-i selâmette cereyânı,

2–Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanması,

3–Teşkilât-ı milliye namına umûr-ı hükümete müdahale olunmaması hakkında hükümetin tarafınıza evvel ve âhir vâki olan tebligatı kat’îdir.

4–Müteaddid telgrafnamelerinizde dermeyan olunan met â libin de aynı mahiyette –yani müdahale mahiyetinde– olduğu derkârdır.

5– Hükümet, beyannamesinde tesbit ve ilân eylediği bî-taraflıktan ayrılmıyacaktır. Bu cihetle teşkilât-ı milliyeye muhâlif ictihadda bulunanların tazyik ve tecziyesi cihetine gidemez.” Telgrafın nihayetinde şu tehdit vardı: “Şimdiki hal, bir müddetçik daha devam edecek olursa Heyet-i Vükelâ’nın çekileceği muhakkaktır.” (Vesika: 191).

Muhterem Efendiler, bu maddelerin ifade eyledikleri manalar, esasen bütün hakayıkı meydana koymuş bulunuyordu. Kabine, teşkilât-ı milliyeye muhâlif ictihâdta bulunanların memleket ve millete düşman olanlar bulunduğunu kabul etmiyordu. Teşkilât-ı milliye ile düşman teşkilât-ı hainânesini, Ali Kemal ile Sait Molla ile bizi müsavî telâkki ediyordu. Adapazarı, Karacabey, Bozkır, Anzavur hadiselerini efal-i cürmiyeden addetmiyordu.

Cemal Paşa’ya verdiğimiz cevapta, bu noktaları izah ettikten sonra hükümetin his ve temâyülünü açık söyletmek maksadıyla şu cümleyi de ilâve ettik:

“Beyânât-ı vâkıâlarından anladığımıza göre, hükümet-i seniye, teşkilât-ı milliyenin mevcudiyetini ihtimal ki zâid görüyor. Fi’l-hakika keyfiyet bu merkezde olup teşkilât-ı milliyeye ihtiyaç olmaksızın, memleketi tahlîs edecek kuvvete mâlik bulunuluyorsa, ona nazaran esbâbına tevessül edilmek üzere vâzıhan emr ü iş’ârını, arada her türlü su-i tefehhümün izâlesi için arz ve istirham eyleriz.” (Vesika: 192).