11.9.335
Başkumandan-ı akdesimiz efendimiz hazretlerine olan ma’rûzâtımızı doğrudan doğruya arz etmeği musırrâne talep talep ederiz. Mümânaat buyurulduğu halde ve pâdişâhımıza, milletimize, vatanımıza ihanetinize hükmedilerek başka suretle ittihâz-ı tedâbîre mecbur kalınacaktır.
Bundan hâsıl olacak fenalığın bütün mes’ûliyeti zât-ı feha-metpenâhîlerine râci olacağını arz eyleriz.
Mahmut
Ömer Halis
Şimdi doğrudan doğruya Başkumandan-ı akdesimiz Halife-i zî-şânımız efendimize ma’rûzât-ı mühimmede bulunmak mecburiyetindeyiz. Hâil ika’ edilmemesini ricâ ederiz. Aksi takdirde tevellüd edecek netâyic-i vahimenin mes’ûliyeti sırf zât-ı fahîmânelerine râci kalacağını arz ederiz.
Kâzım
On Birinci Fırka Kumandanı
Mümtaz
Cevdet
11.9.35
Zât-ı hazret-i padişâhîye doğruca ma’rûzâtta bulunmak üzere yolu açık bulundurmak hususuna ait istirhamın tervîci tehir edildiği takdirde hâdis olacak halden maddî ve manevî vebal mes’ûliyetiniz derecesi tezâuf etmektedir. Vakit geçirilmesinde faide olmadığını arz ederim.
Salâhattin
Vakayi-i ve hakayıki doğrudan doğruya Başkumandan-ı akdesimiz efendimize bilâ-vasıta arz etmek isterim, ma’rûzâtımı takdim için mümânaat ika’ buyurulmamasını istirham ederim.
Zât-ı şâhâneye keşîde edilecek telgrafnamenin ale’l-usûl çekilmesi ve usûlü vechile takdim edileceği suretinde Sadrazam Paşa’nın cevaplarına karşı ne emir buyuruluyor?
Makam-ı Sadaret’e yazılan telgrafı vermişler.
Bir de vilâyetten de Dahiliye Nezareti’ne yazdığı te’kidtir efendim.
Sadrazam ve Dahiliye Nâzırı bir arada imişler.
Sadrazam’ın konağında telgraf merkezi olmadığından yakın bir telgraf merkezine teşrif etmelerini yazdık, cevap bekliyoruz. Başmemur Muâvini geldi. Sadrazam Paşa’ya yazılan ifade telefonla söylendi, alınan cevapta telgrafname münderecâtı Sadrazam Paşa Hazretlerine arz olundu, vuku bulacak ma’rûzâtları usûlü dairesinde telgrafla arz olunmalıdır. Telgrafnameleri kezalik usûlü dairesinde takdim edilir, Müdür Bey buyurduklarını söylüyor efendim.
Alınacak cevap gelince derhal yazılacağı tabiidir. Boş durmamak üzere telgraf işleyebilir miyiz?
Deminki ifadeyi Sadrazam Paşa arz etmişler, alınacak cevâba intizâr edildiğini söylüyorlar efendim.
Şef muâvininin ifadesidir.
Merkezimiz mümânaat ika etmiyor. Ancak alınan emri vazifemiz hemen makam-ı aidine takdim etmektir. O da saniye tehirsiz ifa ediliyor. Başka ne yapabiliriz efendim? Peki şimdi Sadrazam’a iblâğ ederiz efendim.
Telefonla Sadrazam Paşa’ya tebliğ olunup alınacak cevâba intizâr edildiğini Başmemur söyledi efendim.
Saat: 9,5
Bu usûl Sadrazam’ın yeni bir icadı mıdır? Millete muhatap olmaktan utanan Sadrazam’ın irtikâb-ı kizb ü dürûğ ettiğine şüphe yoktur; fakat sizin bu âdi harekete âlet olmamanız lâzımdır.
Sadrazam’a söyleyiniz makine başında milletin ve ordunun ihtarına kulaklarını açarak dikkatle dinlesin ve siz de yalan söylemekten vazgeçiniz.
C: Emrinizi Başmemur’a verdim efendim.
Sizin buraya yazılacak telgraflarınızı derhal telefondan makamlarına, derhal telefondan yazılacağını Başmemur söylüyor efendim.
Başmemur’a verdim.
Saat: 9
– Sorayım. Şef Fahri.
Sadrazam Paşa’nın konağına telgraf ve telefon vardır.
– Sadrazam Paşa’ya sadarette veya mâbeyn-i hümâyû ndadır; kendisini buldurup hemen telgrafhaneye gelmesini söyleyin. Mevzu-i bahis olan mesele zannettiğiniz gibi basit değildir. Çok mühimdir, bi’l-âhire sizi mes’ûl ederiz, isminiz ve şahsınız bizce malûmdur, işi uzatmayın, çabuk cevap veriniz.
– İşte Başmemur diyorlar ki, Sadrâzam Paşa konağındadır. Emrederlerse yazılacak telgrafı telefondan konağına yazarız, diyorlar.
Bendeniz emirlerinden hariç ne yapabilirim ki... Ufak bir maiyet memuru mes’ûl ad buyurulsun.
– Bizim size yazdıklarımızı telefon veya telgrafla derhal Sadrazam’a bildiriniz. O sizin bileceğiniz bir iştir. Neticesini derhal bildiriniz.
– Üçüncü Kolordu Kumandanı, Sadrazam Paşa’yı telefonda veya telgrafta bekliyor.
– Emrinizi ifaya çalışıyorum. Biraz sabır buyurunuz.
Başmemur Fahri Bey diyor ki, Sadrazam Paşa ve Dahiliye Nâzırı ile Harbiye Nâzırı’nın konaklarında telgraf yoktur. Bunlara yazılacak telgrafları doğruca İstanbul’a yazıp buradan da müvezzi-i mahsus ile kendilerine gönderilir.
15.9.335
1 2.9.1919 tarihli talimata zeyldir.
Maksat, meşrû’ bir heyet re’sikâra geçinceye kadar Ferit Paşa Kabinesi’yle kat’-ı münasebet olunduğundan Dersaadet’le muhhaberât-ı resmiye icrâ edilmeyecektir. Hususî ve ticarî muhhaberât tamamen serbesttir. Yalnız Dersaadet’le olacak bu gibi hususî muhhaberâtın da taht-ı murakabede bulundurulması lâ zımdır.
Mustafa Kemal
Erzurum K. O. 15, Ankara K. O. 20, Diyarbekir K. O. 13, Konya K. O. 12, Niğde Fırka 11 Kumandanlıklarına.
Konya, Ankara, Kastamonu, Hüdavendigâr, Trabzon, Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbekir, Mamuretülaziz vilâyetlerine.
Erzincan, Canik, Kayseri, Niğde, Malatya, Amasya, Bolu, Antalya, Eskişehir ve Afyonkarahisar Mutasarrıflıklarına yazılmıştır.
12.9.335 tarihli tebligata zeyldir:
1 - Hıyanet-i vataniyesi fiilen vesâike müsteniden sâbit olmuş bulunan Ferit Paşa Kabinesi’nin ıskatı ile yerine âmâl-i milliyeye hâdim meşrû’ bir heyetin tayin ve ikamesi istirhamatının zât-ı akdes-i hazret-i padişâhîye arz ve ref’ine heyet-i hâzıra-i hükümet mümânaat eylemekte bulunduğundan Kongre’ce takarrür ettirilip tatbiki Heyet-i Temsiliye’mize havale edilen tedâbîr, ma’rûzât-ı mezkûre mesmû-ı şâhâne olup meşrû’ bir heyet mevki-i iktidara geçinceye kadar Ferit Paşa Kabinesi’yle yalnız muhhaberât-ı resmiyenin kat’ıdır.
2 - Vâzıh olan bu maksad-ı meşrû’un tesrî’-i istihsali için sizce vârid-i hâtır ve kabil-i icrâ sâir tedâbîr-i müessire varsa iş’ârı ricâ olunur.
Mustafa Kemal
Balıkesir’de K. O. 14 K., Konya’da K. O. 12 K., Diyarbekir’de K. O. 13 K.,