Nutuk/20. bölüm/Vesika 294

Edirne’de Birinci Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Beyefendi’ye

C: 8.11.35 Sobranya azasından Celâl Beyefendi’ye; Garbî Trakya’nın tamamen İslâmların elinde yekpare olarak kalması ve münasip zaman ve fırsatta anavatana iltihak eylemesi cümlemizin yegâne gayesidir. Bu sebeple bu muazzez parçanın hiçbir sebep ve bahane ile ecnebi müstemlekesi olmaya razı olmaması esastır. Hükümet-i Osmaniye’nin siyaseten buralara muâvenette bulunması müşkildir. Vahdet-i milliyeyi temsil eden Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, mütareke zamanındaki hudûdu esas kabul etmiş olduğundan Meriç’in garbını resmî bir lisanla söyleyemez. Bu sebeple maksadın istihsali için en birinci çare Garbî Trakya’da ekseriyet-i kahireyi teşkil eden dindaş ve ırkdaşlarımızın teşkilât-ı milliyelerini taazzuv ve takviye ederek Wilson prensiplerine istinâden hukuklarını talep ve istihsale çalışmalarıdır. Gerek Fransız ve gerek Yunan âmâline asla muvafakat olunmaması, ecnebi işgaline kat’iyen rıza gösterilmemesi şart-ı esasîdir. Hükümetin kuvve-i maliyesi malûmdur. Bi’l-fiil harp devam eden İzmir cephesi için bile bir muâvenet-i nakdiyede bulunacak halde değildir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ise parası yoktur. Binâenaleyh Garbî Trakya teşkilâtı için menâbi-i vâridatın yine aynı topraklardan tedâriki zaruridir. Buna zât-ı âlileri gibi doğrudan doğruya alâkadar olan ashâb-ı hamiyetin çare-sâz olabileceği me’mul-i kavidir. Maahaza muhâcirînin Gümilcine havalisine gönderilmesi için hükümet-i seniyeden muâvenet-i nakdiye talep edilmiş ve bu kere de te’kiden istirhamatta bulunulmuştur. Vaziyeti olduğu gibi görerek, mevcut müşkilâta galebe etmeye ve maksad-ı mukaddesin istihsaline çalışmağa mecburuz. Cenâb-ı Hak millet-i masumemizin yüzünü elbette zât-ı âlileri gibi hamiyetkâr vatanperver mürşid ve mücahitlerin gayreti ile güldürecektir. Muntazaman tenvîr buyurulmaklığımızı ricâ ederiz kardeşim.

Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal