Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:
Bugüne kadar meb’ûslarla icrâ eylediğimiz temaslardan çıkan netice zât-ı devletlerinin her ihtimale karşı hariçte Kuvâ-yı Milliye’nin re’s-i kârında kalmaları noktasında temerküz ediyor. Meclis-i Meb’ûsân riyâseti hususunda vâki olan propagandalarımızdan da anladığımıza göre İstanbul’a gelmek câiz görülmediğinden reis olursanız gayr-i tabii bir vaziyet hâsıl olacağı Meclis-i Millî’nin hakikatte hariçte imiş gibi bir tesir yapacağı Heyet-i Temsiliye’nin müessir-i hakikî bulunduğu fikrinin tahassülü mehâzîrini ileri sürüyorlar. Öyle anlıyoruz ki bize tarafdâr bulunanlar da sırf bu nokta-i nazardan düşünerek ita-yı reyden istinkâf edeceklerdir. Böyle meş’ûm bir neticenin vahdet-i millî üzerine yapacağı tesir müstağni-i arzdır. Bu sebeple biz pek azîm mahzur tevlîd edecek olan bu ciheti ileri sürmekten sarf-ı nazar ediyoruz. Bu bâbdaki irâdelerini istirham eyleriz, istihbârât-ı mevsûkaya nazaran Sadr-ı Esbak Tevfîk Paşa’ya İngilizler Meclis-i Millî’yi toplamamalı idiniz demişlermiş. Aralarında Kanun-ı Esasî mûcibince buna mecburiyet olduğunu bildirmiş. Fakat meclis İtilâf Devletleri aleyhine galeyân ederse ne yaparsınız demişler. O dahi fesih ve ta’dîl, hukuk-ı pâdişâhîdendir demiştir. (Rauf).
Şevket