Nutuk/20. bölüm/Vesika 192

Harbiye Nâzırı Cemal Paşa Hazretlerine

C: 9.11.35 tarih ve 325 numara.

Teşkilât-ı milliyenin memleket ve millet için hayat ve memât meselesi olduğu pek muhik olarak hükümet-i seniyece de tasdik ve kabul buyurulmuş ve hatta Meclis-i Millî’nin ictimâından sonra dahi beka ve devamı arzusu ile endişe-i vatana ma’tûf hissiyât-ı milliyetperverâne ve efkâr-ı sâibe ve dûrbînâne izhâr kılınmıştır.

İntihâbat mücadelesi o derece serbest cereyân etmektedir ki en müterakkî ve medenî memleketlerde bile bu suretle müdahalesiz bir intihap vâki olmamıştır zannındayım. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ve Heyet-i Temsiliyemizin gayr-i meşrû’ bir tesir ve müdahalesi olmamıştır ve olmayacaktır. Her şahıs namzetliğini kendisi vaz’ etmektedir.

Meclis-i Meb’ûsân hakkındaki mütâlaatımızı arz etmiştik. Bu mütâlaanın kabul ve adem-i kabulünde bi’t-tabi hükümet tamamen serbesttir. Heyet-i merkeziyeler vasıtasıyla efkâr-ı umumiye-i milletin istimzâc kılındığı ve neticesinin arz edileceği evvelce bildirilmiştir. Bundan sonra da hükümet-i seniyece kararında sebat etmek veya etmemek yine hükümete ait bir husustur.

Asayiş ve inzibatın temînine, vahdet-i milliyeyi ihlâl ve teşkilât-ı milliyeyi imhâya çalışan İngilizler ve muhipleri, Nigehbâncılar ve Hürriyet ve İtilâf gibi milletin mahvına teşebbüs edenlere dair kabine nezdinde murahhasımız olan zât-ı devletleri vasıtasıyla vukubulmakta olan ma’rûzâtımızın müdahale mahiyetinde telâkki buyurulması her halde hulûs-ı niyetimizle kabil-i telif görülmemektedir.

Teşkilât-ı milliyeye muhâlif ictihâdda bulunanlar ancak memleket ve millete düşman olanlardır. Hükümet-i seniyenin bunların menâfi-i memleketi ızrar eden ictihâdlarını hüsn-i telâkki etmemesi pek tabii ve lâzımdır. Şüphesizdir ki bu ictihâdât ef’ale geçmedikçe müdahale edilemez. Adapazarı, Karacabey, Bozkır hadiselerinin ef’âl-i cürmiyeden oldukları müstağni-i arzdır.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne ve teşkilâtına gelince: hükümet-i seniye ile yaptığı itilâfa sadık ve âmâl-i hükümete her hususta müzâhirdir. Hükümetin şâyân-ı itimat görmediği ef’âlinin önünü almaya teşebbüs etmesini inkıyâdsızlıkla ittiham pek haksızlık olur. Meselâ Niğde’den ahali tarafından tard olunmuş Mutasarrıf Cavit Bey’in Aydın Mutasarrıflığı’na tayin edilmiş olmasını doğru görmemek, binâenaleyh bu pek sakîm ve hatarnâk muamelenin tashihini istirham eylemek bu zatın gittiği yerde halk tarafından adem-i kabulü suretiyle tahassul edecek vaziyet-i elîmenin hudûsuna mümânaat kaygusundan başka bir şey değildir.

Beyânât-ı vâkıâlarından anladığımıza göre hükümet-i seniye teşkilât-ı milliyenin mevcudiyetini ihtimal ki zâid görüyor. Fi’l-hakika keyfiyet bu merkezde olup teşkilât-ı milliyeye ihtiyaç olmaksızın memleketi tahlîs edecek kuvvete mâlik bulunuyorsa ona nazaran esbâbına tevessül edilmek üzere vâzıhan emr ü iş’ârını arada her türlü su-i tefehhümün izâlesi için arz ve istirham eyleriz.

Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal