Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:
Meb’ûsanın İstanbul’da ictimâında meb’ûsların dermeyan edeceği efkâr dolayısıyla hiçbir tehlike mutasavver değildir. Meb’ûsandan en müfritini sulh meselesi mevzu-i bahis oldukta hükümeti Ermenistan teşkilinden, Arabistan’a istiklâl vermekten, Irak’tan feragat etmekten, Anadolu’da menâtık-ı nüfûz tefrîkinden tahzîr edecek diyelim, İngiltere, Fransa, İtalya’yı gücendirmek lâzım gelen bu mütâlaat İstanbul gazetelerinin dahi hükümetin salâhiyettar, me’sul ağızları tarafından yüzlerce defa söylenmiş ve söylenmekte bulunmuştur. Bilâ-muhaberât tasavvurât vadisinde kaldığıma düşmanlarımızın kimseyi düşünmediklerini söylemekten men’ etmeyecekleri münakaşaya bile değmez. Fakat yine bi’l-farz Arabistan’ın mutlaka bizden ayrılması konferansça takarrür ederse hükümetimize vâki olacak böyle bir teklifi hükümet ya kabul veya muhalefetin kuvve-i teyidiyesini hazırlayarak reddedecektir. Pâdişâh, Avrupa muhalefet tarafını iltizâm etmeyip uyuşmak cihetini ihtiyâr eder ve meclis buna karşı giderse meclis ister burada ister Anadolu’da olsun Pâdişâh ânı fesheyler, fikrine muvâfık bir kabineyi re’s-i kâra getirir ve Kuvâ-yı Milliye ile hem-fikir olan meclis pâdişâha karşı ilân-ı husûmet eylerse Anadolu kimin arkasından gider. Sulhu iltizâm eyliyen halife ile mi (myysyvrasdsbalynhavrnh) olsun hâlen kendisini fedakârlığa mecbur tutan Kuvâ-yı Milliye’ye mi tâbi olsun. Bunu iyice tartıp âna göre hareket zarurî olacağına ve takdirde çıkacağı muhik bulunduğuna nazaran meclisi Anadolu’da toplamak fikrinden feragat bir fariza-i vataniyedir fikrindeyiz. Arz-ı hürmet eyleriz. Kara Vasıf
Miralay
Şevket