336
|
23 Mart 1927
|
Süleyman Şefik Paşa’nın Harbiye Nâzırı bulunduğu sıralarda İstanbul’da Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanı Süvari Miralayı Şevket Bey bulunuyordu. Bu Şevket Bey Almanya’da ikmâl-i tahsil etmiştir. Ve ol zaman Boğaziçi’nde ikamet eyliyordu. Hatta Mirlivalığa terfi edildiği tebşîr olunarak Mirliva üniforması giydiği halde ertesi günü böyle bir irâdenin sudûr etmediği tebliğ olunarak te’yis edilmiş olduğundan hicâbından hastalanmış ve hanesine kapanmıştı. O esnada İzmit Kumandanı bulunan Boşnak Erkân-ı Harbiye Kaymakamı Asım Bey ki Trabzon Fırka Kumandanlığı’nda bulunduğu sırada Cuma namazını edadan sonra camiden çıkarken bir Redif Mülâzimi tarafından katledilen Serezli Erkân-ı Harbiye Feriki Hamdi Paşa’nın damadı idi. Mûmâileyh tarafından Yirmi Beşinci Kolordu Kumandanı Şevket Bey’e gönderilen tahrîrât evrakım arasında zuhûr etmiş olmakla aynen takdim kılındı.
Birinci Fırka Kumandanlığı
Numara mahsus I |
İzmit, 29/30.9.35
|
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına Mustafa Kemal imzasıyla ve 29/30 Eylül 335 tarihiyle Sivas’tan keşîde edilmiş telgrafnamenin bir sureti ber-vech-i zîr arz olundu. İstihlâs-ı vatan gayesini takip eylediğini işbu telgrafnamede iş’âr eden ve Fırka mıntakasını teşkil eden İzmit livasına karîb Düzce mevkiine ve liva dahilindeki Adapazarı yakınına kadar teşkilâtı teşmil edip o havali hükümet-i mülkiye ve askeriyesinin iştirakini temîn eylediği istihbâr kılınan mezkûr Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bidayetten itibaren esbâb ve suret-i teşekkülü âcizlerince tamamen mechûl olmakla beraber metn-i telgrafnameden İtilâf Hükûmâtı’nın Anadolu havalisindeki memûrîn-i siyasiyesi ile işgal kuvvetleri kumandanlarının da bî-tarafisini istihsal eylediği beyan olunmuş ve Fırka’ya tayinim hakkındaki emr-i âli 20.9.35 günü akşamı tebliğ ve 23.9.35 günü akşamı da makam-ı âlinizden mübellağ bir emr-i tahrirî ile İzmit’e azîmetim emrolunarak derhal ve en mübrem eşya-yı zâtî ve askeriyemi bile alamaksızın 24.9.335 günü trenle hareket ve İzmit’e bi’l-muvasala işe mübaşeret edilerek tarih-i mezkûrdan beri buradaki kıtanın, hastahanenin, fırın, ambar ve sâirenin teftiş ve işlerinin tanzimiyle iştigal edilmekte olup buradaki ümerâ ve zâbitân ile hükümet-i mahalliye memûrîninin işbu harekât-ı milliyeyi ne suretle telâkki etmekte olduklarına ve bu harekete derece-i temâyül ve vukûflarına ve bu hareketin esbâb ve avâmili hakkında sâbıkan ve lâhıkan derece-i ma’lumâtlarile mezkûr cemiyet tarafından gerek bi’l-vasıta ve gerek bilâ-vasıta vâki olacak teklife karşı cemiyet-i mûmâileyhâ ile teşrik-i mesâi edip etmeyeceklerine dair henüz bir tetkik ve karar itası kadar muvâsalat-ı âcizânemden beri zaman geçmemiş ve meşâgil-i maruza-i âcizîden dolayı mûmâileyhüm ile yegân, yegân temas hâsıl ederek cümlesinin efkâr ve mütâlaatını anlamaya fırsat elvermemiş ve İzmit’e Birinci Fırka Kumandanlığı’na tayinimle azîmetim hakkındaki evâmir ve tebligat-ı kumandanîleri arasında geçen üç gün zarfında vazife-i memuriyetime taalluk edecek bi’l-cümle mevâd hakkında bir emir ve talimat-ı kumandanîleri var ise şeref-telâkki etmek üzere hergün makam-ı âlilerine mürâcaat eylemiş isem de zât-ı âli-i kumandanîlerinin devlethane-i âlilerinde rahatsız bulundukları beyan olunarak nâm-ı âli-i kumandanîlerine olarak tedvîr ve temşiyet-i umûr eden zevat tarafından da işbu harekâtın evveliyat ve netâyicine, esbâb ve müessirâtına dair âcizleri tenvîr edilmemiş olduğu gibi Fırka mıntıkasına tedricen daha ol vakit yaklaştığı bu kere anlaşılan mebhûs harekâtın Fırka mıntaka ve merkezinde zuhûr ve muhitin iştiraki halindeki vaziyet için de bir gûnâ beyânâtta bulunulmamıştır. Ahîren ceridelerle ilân ve bir sureti de li-ecli’t-ta’mim Fırka’ya irsal buyurulmuş olan beyanname-i hümâyûnda gerek İzmir havalisindeki ve gerek Anadolu’daki harekât-ı milliyenin İzmir’in işgalinden mütevellid vaziyetin netâyicinden olduğu hakkındaki işaret-i pâdişâhîye ve bilâ-istisna bütün Müslüman ve Türklerin İzmir’in işgalinden duydukları yeis ve elem dahi müstağni-i arz bulunmasına mebni bugün liva muhîtine ve muhite karîb olan liva dahilindeki bazı mahallere kadar ilerlemiş olan işbu teşkilât ve harekât-ı milliyenin merkez-i liva ve Fırka olan İzmit’e ve daha garba yani İstanbul’a doğru terakkisi halinde zât-i âli-i kumandanîlerinin bu bâbda ısdar buyuracakları evâmir-i müstaceleye şiddetle ihtiyaç hâsıl olduğu derkâr ve esasen mebhûs metn-i telgrafnamede zât-i âli-i kumandanîlerine iş’âr ve tebliğ-i keyfiyet olunması dahi muharrer olup Fırka’nın buradaki vaziyet-i umumiyesi de makam-i âli-i kumandanîlerince yakînen ve tafsilen ma’lûm bulunduğundan bu bâbda etraflıca ma’lumât ve izâhât ve cevap intizârında bulunan cemiyet-i mebhûseye verilecek cevâbın metin ve şekli hakkında tafsilât itasına ve mensubîn-i askeriye, ahalinin tezâhürât-ı temâyülkârânesine ve bi’n-netice iştirak vaziyetine ma’rûz kalır ve hükümet-i mülkiye de ahalinin işbu meyl ü iştirâkini hüsn-i telâkki ve kabul vaziyetinde bulunursa iş’âr ve istiş’âra vakit olmadığı cihetle âcizleri tarafından takip olunacak hatt-ı hareketin acilen inbâsına emir ve müsaade buyurulmasını ehemmiyet-i maslahata binâen arz ve ricâ ederim efendim.
Kaymakam
Mustafa Asım
Zât-ı âlinizin pek mühim olan İzmit’teki Fırka’ya kumanda etmekte olduğunuzu maa’l-memnuniye istihbâr eyledim. Vatan ve milletimizin dûçâr edildiği hâl-i zucretin izahına lüzum yoktur. Milletimizin izhâr ve fiilen isbât eylediği mevcudiyet sayesinde ümit ve halâsın kesb-i kuvvet eylediği âsârıyla sâbit olmaktadır. Milletimiz takibine karar verdiği hatt-ı harekette kemâl-i azim ve kat’iyetle devam eylediği takdirde halâs muhakkaktır. Birkaç ay evvel harekât-ı milliyemizi su-i tefsire uğraşan bedhâhân artık ma’lûm bir hale gelmiştir. Düvel-i İtilâfiye ve İngilizler dahi maksat ve harekâtımızdaki meşrû’iyeti ve azm-i milletin kat’iyetini takdir ederek en nihayet bî-taraf kalacaklarını ve ahvâl-i dahiliyemize müdahale eylemeyeceklerini bildirmişlerdir. Ve hatta milletimizi memnun etmek için Merzifon’u tahliye eyledikleri gibi Samsun’u dahi tahliyeye başlamışlardır. Yalnız Ferit Paşa Kabinesi harekât-ı meşrû’a-i milliyeye karşı haricî düşmanların bile yazmadıkları ihanetkârâne harekâtı tasdikten geri durmadı. Bi’n-netice milletin itimatsızlığına dûçâr oldu. Millet yek-vücûd ve yek-zebân olarak meşrû’ bir kabinenin mevki-i iktidara getirilmesini zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhîden istirham eyledi ve arzu-yı millî taraf-ı şâhâneden is’âf buyurulacağı zamana kadar tekmil Anadolu bi’l-cümle vilâyât, kolordular kabine ile ve gayr-i meşrû’ makamât ile muhabere-i resmiyeyi kat’eyledi. Zât-ı âlilerinin milletçe verilmiş olan işbu umumî karardan hariç kalamayacağınız ve böyle vaziyetler karşısında hamiyet-i meftûreleri icâbâtını izhâr ve tatbik buyuracağınız tabiidir. Binâenaleyh zât-ı âlinizden hususât-ı âtiyeyi ricâ eyleriz:
- Kolordunuz Kumandanı zata, Harbiye Nâzırı Süleyman Şefik Paşa’nın Elaziz Valisi Ali Galip Bey’e Dahiliye Nâzırı Âdil Bey’le beraber Malatya ahali-i İslâmiye’sini Sivas ahali-i İslâmiye’sine karşı mukateleye ve istihlâs-ı vatanı istihdâf eyleyen harekât-ı milliyeyi imhâya ait talimatnamenin suretiyle irtikâb-ı hıyanet ve ihanet eylediğinden kendisinin gayr-i meşrû’ olduğunu ve derhal Nezaret mevkiini terk etmesi lüzumunu ihtar eylemesini bildirmek lâzımdır. Eğer Kolordu Kumandanı’nın bu hareket-i merdâne ve vatanperverâneyi yapamayacak veya yapmak istemeyecek bir zat ise doğrudan doğruya zat-i âli-i vatanperverîlerinin işbu vazife-i milliyeyi ifa buyurmalarına intizâr olunur.
- Bütün millet ve ordunun ıskattan ibaret olan taleb-i meşrû’u zât-ı şâhânece is’af buyuruluncaya kadar İzmit hükümet-i mülkiyesi ile beraber Kumandanlık dahi Ferit Paşa Kabinesi ile resmî münasebatını kat’ ederek milletin hareketine peyrev olacaktır.
- İngilizlere karşı hareket-i vâkıânızın tamamen ahvâl-i dahiliyemize ait olup kendilerine karşı hiçbir maksad-ı mahsusumuz bulunmadığı izah edilecek ve anâsır-ı Hıristiyaniye’nin bir gûnâ tereddüd ve tevahhuşuna mahal bırakılmayacak surette cihet-i mülkiye ile müştereken her türlü tedâbîr-i inzibatiye ittihâz olunacaktır.
- Fırkanızın mevcudu her yerde olduğu gibi terhîs edilmiş halde bulunmadığından bir gûna dağdağaya meydan verilmeyerek ve seferberlik tarzında olmayarak mevziî millî müfrezeler teşkiliyle takviyesi esbâbına tevessül olunacaktır. Fırkanızda kırk beş kadar ümerâ ve zâbitân bulunduğu tahminine nazaran o havalide külliyetli millî müfrezeler teşkilâtı sehîl olur. İşbu teşkilât-ı milliyenin bilhassa İzmit-Kandıra hattıyla bunun garbında Üsküdar’a doğru teşmili icap eder.
- Her ihtimale karşı İzmit civarında Birinci Fırka’nın ve bi’l-cümle kumandan ve zâbit arkadaşlarınızın bulunacakları vaziyetin tedbirli ve ihtiyatkâr olması lüzumunu hatırlatırım. Harekât-ı milliyemize ve ahvâl-i dahiliyemize fiilen müdahale edecek olan ecnebi kuvvetlerine karşı namuskârâne ve merdâne mukabelede asla tereddüt gösterilmeyecektir. Bu gibi ahvâlde müdafaanın menâfi-i memleket için muzır olabileceği ve . . . . . asla iltifat olunmamalıdır. Hakkını gasp ve şeref ve mevcudiyetini tahkîr ettirenlere hak ve şeref verebilecek hiçbir âli-cenâb düşman yoktur.
- İstanbul ile muhtelif vasıtalarla irtibat tesis ve temîn olunmak lâzımdır. Bu suretle evvelâ Üsküdar’da namuskâr zâbitânımız ve mert ordumuzun taht-ı müzaheretinde kuvvetli teşkilât-ı milliye yapılmak için zât-ı âlileriyle Birinci Fırka’nın bi’l-cümle zâbitân arkadaşlarımın sarf-ı himmet eyleyeceklerine emniyetim berkemâldir.
- Eskişehir civarında Kuvâ-yı Milliye ile birlikte bulunan Garbî Anadolu Umum Kuvâ-yı Milliye Kumandanı Fuat Paşa Hazretleriyle Ankara’da Yirminci Kolordu Kumandan Vekili Kaymakam Mahmut Bey’le Kastamonu Havalisi Kumandanı Miralay Osman Bey’le ve Bursa’da Elli Altıncı Fırka Kumandanı Bekir Sami Bey’le tesis ve muhafaza-i irtibat buyurmaları münasip olur. Bursa’da Bekir Sami Bey’le sık, sık muhabere ve ora vaziyeti hakkında doğrudan doğruya bizi dahi tenvîr buyurmanızı ricâ ederiz. Bâlâdaki ricâlarımızın alınıp icâbatına tevessül buyrulduğuna ve netâyicine dair ita-yı ma’lumât buyrulmasını ricâ eder muhabbetle gözlerinizden öperiz kardeşim.
Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal
**Şevket Bey’den sonra mezkûr Kolordu Kumandanlığı’na tayin olunan Kiraz Hamdi Paşa’dır. Asım Bey’in mürâcaatına ait tahrîrâtın aslını bi’l-âhire göndermiştir.