Nursel Aydoğan'ın 3 Ocak 2017'deki savunması

Bilindiği gibi 20 Mayıs 2016 tarihinde bizim dokunulmazlıklarımız kaldırılmıştır. Bundan dolayı hakkımızda açılan soruşturma ve kovuşturmalardaki davalara katılmayacağımız belirtmiştik. Türkiye bir hukuk devletidir. Hakkında dava açılan kim olursa olsun bağımsız mahkemelerde yargılanırlar. Bize yönelik yapılan hukuksuzluğun hâlen devam ettiğini belirtmek istiyorum. Hâlen cezaevinde tutuklu bulunmama bunun bir göstergesidir. Daha önce tutuklu milletvekilleri ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesince verilmiş karar vardır. Verilen bu karara göre Milletvekili olan sanıkların tutuklu olarak yargılanmayacağına dair karar vermiştir. Bizim de bu karar doğrultusunda tutuksuz yargılanmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Demokratik bir hukuk devletinin en önemli ilkesi kuvvetler ayrılığıdır. Bunlardan en önemlisi de bağımsız yargıdır.

Ben hakkımdaki iddialara karşı cevap vermek istiyorum. İddianamede tarafıma isnat edilen suçlamalardan birincisi 16 Mayıs 2011 tarihinde Bağlar ilçesi 5 Nisan mahallesinde dernek önünde başlayan ve koşu yoluna kadar devam edecek basın açıklaması ile ilgili eylemdir.

O dönem 7 Haziran seçimlerinin hemen öncesiydi. Bu etkinliğin yapılmak istendiği tarihlerde Diyarbakır oldukça karışıktı. Ve sürekli çatışma ortamı vardı. Partimizin o dönem aldığı bir karar vardı. Alınan bu kararda çatışmaların durması ve bir an önce barış ortamının sağlanmasına yönelikti. Bu amaçla diğer partili arkadaşlarla birlikte etkinliğin yapıldığı bölgeye geldik. Bu etkinlik sırasında yürüyüş yasaklanmıştı. Bu etkinlik sırasında Milletvekili adayı Altan Tan’ın kısa bir konuşması bulunmaktadır.

Diğer bir etkinlik de Diyarbakır Sümerpark’ta düzenlenen bir etkinliktir. Bu etkinliğin amacı da kendisini ateşe vererek yakan kişileri ve Diyarbakır cezaevinde tutuklulara işkence yapılmasına yönelik protesto amacıyla yapılan etkinliktir. Bu etkinliğe katılarak mezarlığa kadar yürüdük ancak bu etkinlik hiçbir şekilde toplantı ve yürüyüşe aykırı bir durum oluşturmamıştı. Zaten bu etkinle herhangi bir müdahale de olmadı. Bu etkinliğe yaklaşık 100-150 kadar kişi katılmıştı. Ben de bir Milletvekili adayı olarak katıldım. Herhangi bir propaganda eyleminde bulunmadım. Bu etkinliğin herhangi bir suç oluşturmadığını belirtiyorum.

İddianamedeki diğer bir etkinlik ise düzenlenene cenaze törenleri ile ilgilidir. Ben o dönemde Diyarbakır’da bağımsız milletvekili adayıydım. Diyarbakır’da yaşayan aileler ve bize oy veren kişilerin aileleri yaşamını yitiren kişilerle ilgili olarak düzenlenen cenaze törenlerine katılmamız gerektirdi. Ve biz de bu beklenti doğrultusunda cenaze törenlerine katıldık. Katılmamız tamamen acılarını paylaşmaya yöneliktir. Dolayısıyla çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenazelerine katılmamızın temel olduğunu belirtmek istiyorum. Biz cenazeye katılmanın suç oluşturmayacağını belirtmek istiyorum. Zaten bundan 4-5 yıl kadar önce cenaze törenlerine katılan kişiler hakkında herhangi bir şekilde propaganda yapmak suçundan açılmış bir soruşturma ve dava dahi bulunmamaktadır. Ben özellikle cenaze törenlerine katılmam nedeniyle bunun propaganda kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Hakkımda açılan davalardan öncelikle beraatime karar verilmesini aksi kanaatte iseniz emsal nitelikte başkaca mahkemelerden tarafıma verilen 3 yıllık erteleme şeklinde kararlar mevcuttur. Bu hususun da göz önüne alınmasını mahkemenizce değerlendirilmesini talep ediyorum.


Kaynak: "Nursel Aydoğan: Cenazeye katılmak suç değildir". hdp.org.tr. 12 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2024. 
Telif durumu: