Nişan Kasidesi
Ey 'izzet ü sa'âdet ile mu'teber nişân
Vey nâm-ı padişâh-ı cihâna makarr nişân
Devr eyleyeli felek-i âb-gîne-reng
Yazılmadı senün gibi 'âli-güher nişân
Teşbîh olmasa idi Süleyman yüzügine
Halka musallat olmaz idi bu kadar nişân
Her düşmana ki vara ider hükmini revân
Gûyâ ki bile alı varur yüz bin er nişân
Her 'arsada ki 'arza kıla hükm ile dürer
Çarh-ı felek bitisini hükmen dürer nişân
Ser-keşleri mutî' ide câbirleri hêlak
Gösterse halka halka kemendini ger nişân
Zâhir budur ki doste vü düşmana yarar
Çün göstere 'alâmeti tîg u siper nişân
Şemşîr ki oldı şeh-per-i şâhîn-i saltanat
Bir beyzâdur ki gösterür andan eser nişân
Zımmında muzmer olmasa bir tîg-ı âb-dâr
Pulad beyza vaz'ına olmazdı her nişân
Bâd-ı murâd ile doludur ki ikib bâd-bân
Oldı meger sefîne-i feth ü zafer nişân
Kullâba aldı çekdi iki yayı bir kezin
Eyledi iki başa zaferden veter nişân
Başın sarar etegine mektup alur varur
Bir parmag ile ey nice iklîm açar nişân
Zâhir yüzinde ahsene-i eşkâle mâ-sadak
Mâ'nâ yüzinde çarh-ı melâyik-siper nişân
Gûyâ ki ceng itmege saflar düzer sütûr
Bayrakları ile önce 'alemler çeker nişân
Halk-ı zamâne dâ'ireden çıkmasun diyu
Oldı müdevver ey melik-i dâd-ger nişân
Nakş itdi sînesinde iki pâdişâh adın
Virse 'âceb mi feth ü zaferden haber nişân
Şol Şâh-ı Şah-zâde bilâ misl ü bî-bedel
Kim virmedi nazîrini cinn ü beşer nişân
Nevbâve-i ser âmed-i Sultân Bayezid
Mahmûd-ı Şah-zâde Şeh-i tâc-ver nişân
Cism-i lâtifi ile bulur zîb ü fer cihân
İsm-i şerîfi ile olur nâmver nişân
Altunlu giydi çıkdı gümüş taht üstine
Hükm eyledi cihâna Feridun-fer nişân
Çok tâc-dâr-ı tavk-ı 'ubûdiyyete çeker
Çok şehrîyârı halka-be-gûşı ider nişân
Hindûstahı almag içün dem-be-dem verür
Tâvûs gibi kendüzine zîb ü fer-nişân
Sen Şehriyâr hükmini tenfîz itmege
Baglandı beline iki yerden kemer nişân
Birisi şer' dâ'iresidür birisi 'urf
Virse aceb mi hâşiyet-i nef ü dâr-ı nişân
Yazıldı şol zemîne berât-ı müsellemî
Kim anda na'l-i sümm-i semendün ider nişân
Tevkî'üne hilâli şebîh idemez güneş
Altun kalemler ile ider gerçi zernişân
İçindeki beyazı işârâtı bes nedür
Zabt itmedi ise memleket-i Rûmı ger nişân
Fındıklara sitâreler altun varak sarub
Tâ'lîm-hânesine anun atdılar nişân
Bir çarhı tâsdur felek-i heft-cûş kim
Beglik diyu kenârına yazar kâmer nişân
Emrûd-şekl olmaz idi ey nihâl-i lutf
Olmasa bag-ı saltanatunda semer nişân
İtmez ise kalem gibi yolunda dogruluk
Ey nice şehlerün belin iki büker nişân
Mektûb-ı gayrı şehlerün olmaz bu vech ile
Destâr gibi hiç ola mı âster nişân
'osman ogullarında sen ey şâh-ı muhterem
Cûd-ı 'âli alemsin ü 'adl-i 'ömer nişân
Şehzâdelerde şanûna ey gevher-i şerîf
"Hayrü-l ümûrı evsatuha" hod yeter nişân
Yedi sa'âdet encümi içinde sen şehün
Hôrşid-i rütbet oldugıdur hûb-ter nişân
Medhün sefinesin donadurken bu bahrde
Gavvâs-ı tab' bir gazel-i ter ider nişân
Çekdi çevrdi kendüyi ey sîm-ber nişân
Müşgîn kaşuna benzemek ister meger nişân
Döne döne çekilmez idi böyle galiba
Bir kezde benzese kaşuna ey püser nişân
Bir yana cânı kodı gözün bir yana dili
Ya'ni her atıcıya gerek ikişer nişân
Öldügüme kayırmazın ey kaşları kemân
Gamzen okına ben gidicek kim diker nişân
Ey haşre münkir ol kad ü ol hâle kıl nazar
Yetmeye mi kıyâmete bu fitneler nişân
Zülfüne benzemek ile küllû vücûh ile
Ey dil-rübâ kenarad olur meger nişân
Hükm ile söylenmez ki hâcil oldı râstı
Zülf ü dehân öninde ege möhr eger nişân
Dem-beste eyledükçe necâtîyi zülf-i dost
Lutf ile hâtırın ele alub yazar nişân
Olsun hemîşe başlarun üstinde yiri var
Mansûr ola ne yana kim ider sefer nişân
Tahsîl-i fazl u kesb-i kemâlât eyleyüb
Kodı cihânda gerçi cok ehl-i hüner nişân
Bu 'asr içinde da'vî-i şi'r eyleyenlere
İnsâf bu kasîde yeter mâ-hazar nişân
Evsâf-ı şehriyâr ile elfâz-ı bendeye
Bu nâzm-ı dil-pezîrdürür muhtasar nişân
Zevk ü tenaum ehli söz vire mi şeref
Hâme gibi kaçan yaza her ney-şeker nişân
Levh-i zeberced üstine her ay başında bir
Yazuldıgınca ey melik-i bahr ü ber nişân
Düşmân hisârı ile kara kâfir illerin
Kalb-i adû gibi zîr ü zeber nişân
Kaynak: Mermer, Ahmet (1997). "Necati Bey'in Nişan Kasidesi". İlmî Araştırmalar, 5. ss. 199-218. Bu eser, başka bir eserin bilimsel olmayan metodlarla oluşturulmuş bir transkripsiyonu veya faksimilesi olup ana eserden bağımsız bir telif hakkı korumasına sahip değildir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'un işlenmiş eserleri tanımlayan 6. maddesine göre; henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (ilmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler istisna olmak üzere) halinde oluşturulan eser telif korumasına tâbi olacaktır. Ancak bu eser kanunun gösterdiği istisna kapsamında olduğundan kamu malıdır. |