Nağme-i Seher/Terkîb-i Bend-i Nâ-Tamâm
Nedir menâfi'i emrse rûzenin bilmem
Bu dâr-ı pür-miheni cilvegâh eder âdem
Ne hazzı var meselâ ayş u nûş kılsa kişi
Degil mi âhiri nîş-i belâ vü zahm-ı elem
Bu oldı deydene-i rûzgâr-ı bed-girdâr
Ki her meserretin elbet sonu olur mâtem
Firîb-i hurde-i ikbâl-i dehr olur mukbil
Sanır ki ola cihân içre dâ'imâ hurrem
Döner mi çerh-i felek her zamân murâd üzre
Anıda bir gün eder iktizâ-yı devr-i dijem
Cihânda hâsılı yoktur hevesçe kâm almış
Gerek gedâ-yı muhakkar gerek şeh-i efham
Verir mi ârif olan kabz u bast-ı dehre vücûd
Olur mı nâfile hâtır-rübûde-i âlem
Hakîkat üzre tasavvur olunsa dünyânın
Çıkar vücûdu adem zevk u lütfu renciş ü gam
Degil degil bu fenâ bezmi câygâh-ı huzûr
Hazer ki olmayasın dil-harâb-ı câm-ı gurûr
Bu âlemin ki yogu vârı cümle yeksândır
Bu sırra vâkıf olan hâl-i dehre handândır
Eden hakîkat-i eşyâya iktisâb-ı vukuf
Seferber oldıgına âleme peşîmândır
Garîb-i gülşen-i âlâmdır bu bâg-ı fenâ
Gül-i şüküftesi hem-hâlet-i mugaylandır
Viren bu âlem-i sûrînin âl ü nakşına dil
Soñunda pâ-zede-i mihnet-i firâvândır
Bu sûrgehte olan bir nefes sürûr ile şâd
Hezâr sâle gam-ı mâtem ile giryândır
Emîn olur mu kişi dest-bürd-i kahrından
Felek ki eski cefâkâr-ı bezm-i imkândır
Muhâl ise ta'accüb intizâm-ı kevn ü fesâd
Esâs-ı dehr cihân olalı perîşândır
Olan bekasına ka'il bu kârgâh-ı gamın
Fenâ-yı nefsine esbâb arar harîfândır
Yazık bu mertebe re'yi sakîm olan dûna
Ki hande-bahş ola akvâli merd-i mecnûna
Yoluñ şaşırma tarîk-ı savâb ara her gâh
K'ider bu bâdiye çok rehrevânını gümrâh
Serâbı âb sınırsın hayâli ayn-ı misâl
Bu vechile seni bir gün kılar fütâde-i çâh
Ne çerh u bahtı zahîr et ne mâle ol magrûr
Ne eyle kendiñi dilhaste-i tahassür-i câh
Ne kâr-ı sa'bıñ olursa verir kolaylıgını
Bütün umûrda dergâh-ı hakkı eyle penâh
Açar suhûletile kufl-ı genc-i eltâfı
Medenk-i âh gibi zûr-ı bang-i yâ allâh
Kalaydı iş bize vay idi hâl-i zârımıza
Olurdu acz ile hep kârımız tazallüm-i vâh
Veren Hudâ mı degildir bu fikr ü aklı bize
Cebîn-i hamdi hemân eyle sûde-i dergâh
Tahayyür eyle Hudâ’nın kemâl-i kudretine
Edip semâ vü zemîne basîret üzre nigâh
Gör añla cilve-i esrâr-ı sun’-ı mevlâ’yı
Cihâna akl-ı kasîrince verme ma’nâyı