Nağme-i Seher/âl uyaklı sitâyiş
Habbezâ mâh-ı mübârek-eser ü ferruh-fâl
Ki sa’âdetle odur mü’mine ser-nâme-I sâl
Habbezâ mâh-ı safâ-perver ü zevk-âyin kim
Hâtır u dilde neşâtı ne keder kor ne melâl
Mâh-ı mes’ûd-ı celî şa’şa’a ya’ni Ramazan
Kim olur şekli-i hilâli nice bin ni’mete dâl
Öyle bir mâh-ı dil-efrûz ki şeyh ü şâbı
Bî-karar eylemede şevkla her rûz u leyâl
Eyle dikkatle nazar gurre-i garrâsına kim
Az olur çehre-i hûbânda bile böyle hilâl
Öyledir neş’e-i iftârı ki bahş etmez anı
Rind-i mey-nuşâ şarâbile dolu sâgar-ı âl
Gündüzü rûşeni-i feyz ile müstagni-i mihr
Gecesi şa’şa’a-i şevkla çün vakt-i zevâl
Mücrim-ı rû-siyehi rûze eder eylerse
Mazhar-ı magrifet-i hazret-i Hak celle celâl
O zamândır bu ki sâbun-ı tazarru’la gider
Dâmeninden kişinin levs-i güneh çirk-i vebâl
Fıska meyl etmeden âzâde olursa n’ola hulk
Ki şeyâtînin urur pâyine allah şikâl
Makdem-i feyzi kılıp âlemi yekser rûşen
Verdi her memlekete başkaca bir sûret ü hâl
Kıldı bu beldeyi bâzâr-ı meserret gûyâ
Cümle esvâkını şenlikle edip mâl-â-mâl
Etdi her ma’bedi hem-hâlet-i gülzâr-ı behişt
Oldı vâ-izler ona bülbül-i pâkize-makal
Gark olub pertev-i envâr-ı kanâdîle menâr
Görünür baksan uzaktan şecer-i tûr-misâl
Tarh olub kûşe-be-kûşe nice cem’iyyetgâh
Her biri halkıñ eder bir tarafa isti’câl
Oldı esbâb-ı temâşâ vü tarab âmâde
İstimâ’-ı nagâmat eyle yahud seyr-i hayâl
Olamaz hâsılı bir böyle müferreh eyyâm
Âşık-ı sâdık-ı mehcûra meger rûz-ı visâl
Minnet ol hazret-i Hallâk’a ki oldum ben de
Hele âzâde-i endûh u gam u renciş-i bâl
Kalmadı âyine-i dilde gubâr-ı ekdâr
Böyle bir lûtfı felek etmişiken bana muhâl
Geldi bu şevklâ hem tûti-i hâmem nutka
Hayli dem mihnetile olmuşidi ebkem ü lâl
Oldı lezzetde can zâika-i sâmiaya
Deheninden bu müferrih gazel-i tâze-me’âl
Leb ü dendân-ı safâ-bahşın ayâ mâh-cemâl
Benzer ol hokka-ı mercâna k’ola onda le’âl
Aks-i nâlem görünür onda misâl-i şu’le
Ol kadar safveti var sînenin ey çeşmi gazâl
Bag-ı cennetde de gars eylememiştir rıdvan
Kadd-i nâzik gibi mevzûn ü ger âzâde-nihâl
Erdi hurşîde hevâdâri-i aşkınla gönül
Buldı bir zerre iken mertebe-i âlü’l-âl
Âh lâyık mı bizi dem-be-dem âzârın ile
Eylemek böyle keder-nâk ü perîşân-ahvâl
Kalurız böyle perîşân eger olmazsa mu’în
Lutf-ı şâhenşeh-i pür-cûd ü pesendîde-hısâl
Nice şâhenşeh o kim tıynet-i pâkin kalmış
cevher-i 'adlî ile zîbinde hûda mute‘âl
Nice şâhenşeh o kim istese bir bendesini
Yedi iklîme eder vâli-i bâ-istiklâl
Nice şâhenşeh ki o kim devr ü zamâna olamaz
Hükm-i fermânını bir sûret ile redde mecâl
O hudâvend-i mu’azzam ki mübâhât eyler
Haşmet ü fer-i şükûhuyla serîr-i iclâl
O cihân-dâver-i efham ki cihâna olmuş
Hâk-bûs-ı der-i iclâli e’azz-ı âmâl
Re'y-i pür-nûridir ol mihr-i cihân-ârâ kim
Eylemez gerdiş-i eyyâm ona îrâs-ı zevâl
İlm ü irfânına bir şâhid-i âdildir kim
Mazhar-ı âtıfeti olmada erbâb-ı kemâl
O nerimânkim eder askeriniñ her birisi
evvelîr hamlede ordu-yı adû-yı pâ-mâl
Pertev-i kevkebinin hıyresi çeşm-i hurşîd
Safvet-i meşrebinin tîresi enhâr-ı zülâl
Zu'efâya keremi genc-nisâr-ı ihsân
Fukarâya ni'amı sufre-keş-i birr ü nevâl
Ebr-i ihsânı tarâvet-dih-i gülzâr-ı salâh
Kahrı âteş-fiken-i hırmen-i sermân-ı dalâl
Her ne emretse felek hükmünü icrâ eyler
Ol kadar yâr u müsâ'iddir o şâha ikbâl
Lûtf-ı tab'ı o kadardır ki kef-i desti eder
Ma'den ü yem gibi her yâna cevâhir ibzâl
Dâd-ger-i pâdişehâ dâver-i âlî-güherâ
Ey hudâvend-i felek-câh u hümâyûn-ikbâl!
Fehm ü dânişte adâletde kerâmette saña
Gelmedi şimdiye dek hiç nazîr ü emsâl
Eyledin himmetinin şânını i'lâ Hakk'a
Her ne lâzımsa edip saltanata istikmâl
Feyz-i eltâfıñ ile halk-ı cihân görmededir
Ahd-i adliñde huzûr-ı dil ü âsâyiş-i hâl
Acizim vasf-ı şerîfinde senin ve'l-hâsıl
Alamaz midhatını satha-i efkur u hayâl
Söz tamâm oldu hemân lâzım olan ey * Ekrem *
Etmedir hayr-du'âya el açıp isti'câl
Tâ ki her sâl gelip yümn ile şehr-i ramazân
Onu ta'kîb ede hem sa'd ile mâh-ı Şevvâl
Ömrünü şevket ü iclâlini efzûn etsin
Kesret-i şevk u sürûr ile hudâ-yı müte'âl