Apocalypsewolverine
SORİTES PARADOKSU
İki farklı sözcük şimdi ne diyeceksiniz bu ‘’sorites’’ ve ‘’paradoks’’ anlami nedir , bazı kaynaklarda adı
‘’Sotes’’ ve ‘’solos’’ olarak da geçer ve sentez hali nasil olur ?
Hemen başlayalım.
‘’Sorites’’ Yunanca ‘’yığın’ anlamındaki ‘’soros’’ sözcüğünden kaynağını alır. Bu arada soros
kelimesin anlamı ise cesetmiş bir haylı ürkütücü bir sözcük 😦 ‘’Paradoks’’ kelimesi ise ‘’çelişki’’ ya
da ‘’ aykırı düşünce’’ muğlak yani belirsiz, kesin yargı olmayan bir sözcüktür. Dilimiz Türkçe olup
her iki farklı sözcüğü birleştirdiğimizde ‘’çelişki yığını’’ ya da ‘’aykırı düşünce yığını’’ diyebiliriz ve
bir şey anlamayız, biraz felsefik düşünürsek yani düşünme üzerine düşünme gerçekleştirirsek
metabilişsel kavramı ortaya çıkıyor. Sentez hali ‘’Sorites Paradoksu’’ veya diğer anlamı olan ‘’Yığın
Küme Paradoksu’’dur.
Türkçe derslerinden gördüğümüz varsayım metodu ile anlatmaya başlayalım. Paragraflarda
karşımıza çıkardı şimdide felsefi fikir olarak varsayalım bakalım. Varsayalım ki (lakin varsaymamız
gerekiyorsa ) başımız saçlarla kaplı ve santimetre karede 80 ila 120 saç teli olur bilimsel araştırma
sonucu tabiki bu sonuç ve kişiden kişiye değişiyor 100 bin ila 150 bin arası saç teli bulunmaktadır,
referans aralığımızı bu şekilde baz alalım. Bir örnek üzerinden gidecek olursak benim 120.000 saç
telim var diyelim, (varsayım metodu) tek bir tane saç teli makas ile kessek veya koparsak bu beni
kel yapar mı ? Sizce yapar mı ? Tabiki de yapmaz. Yani sadece tek bir saç teli fark oluşturmaz hala
mevcut olan 119.999 saç telim daha var ve bu benim hala saçlı olduğumu gösterir.
Eski Yunan mantık bilimci Miletos’lu Evbulides’’e atfedilmiş olup sorites paradoksu ile bilinen
meşhur anlatımı Euplides (kum yığını) verelim şimdi de. Yukarıda anlattığımız varsayım örneği
çıkarma ‘’saç tellerinin çıkartılması (-) ’’ şimdi bir de ekleme yapalım ‘’kum tanelerinin eklenmesi (+) ’’ örneğini verelim.
1 adet kum tanesı yığın oluşturmaz Lakin 1 kum tanesi yığın oluşturmuyorsa 2 adet kum tanesi de oluşturmaz. “n” sayıdaki kum yığını olmazsa “n+1” de olmaz 2 adet kum tanesi yığın oluşturmazsa 3 adet kum tanesi de yığın oluşturmaz. [o halde ta ki. . . ]
9.999.999 adet kum tanesi yığın oluşturmuyorsa 10.000.000 adet kum tanesi de yığın oluşturmaz.
Sonuç olarak 10.000.000 adet kum tanesi yığın oluşturmaz. (10 Miyon kum tanesi bir yığın mıdır?
Evet. Eğer hayır denilirse sayı ölçüsüz biçimde artırılabilir.) “n” sayıdaki kum
tanesi de yığın oluşturmaz.
Belirsizlik paradoksu ortaya çıkarır, skeptiğe (şüpheye) düşecek belli bir kitle hatta herkes belki de
ve bu sonuca karşı çıkacak olanlar da olacak. O zaman nereyi kaçırdık veya nerede hata yaptık ?
İşte tam da burada ‘’belirsizlik sorunları’’ ortaya çıkacaktır. Bu anlatımda dayandığı tözler veya akıl
yürütme metodları hatalı olma ihtimali bulunmaktadır, İşin özüne dönecek olursak bu örneğin
zamanı fi tarihe dayanmaktadır ve bu konu açıklığa kavuşmuş değil. Bu belirsizlik, şüphe veya siz
adına ne derseniz (paradoks) da diyebilirsiniz kurtulmanın yolu bir kum tanesi eklemenin fark
yarattığı (nüans) noktayı kabul etmenizdir. Peki ya kabul etmezseniz ? O zaman Frontal lobu
çalıştırıp düşünmeye başlayın. Aklımızdaki şüphelerin ferahlığı için sorites kavramına karşılık
yöntemler geliştirişmiştir. ‘’Anti sorites’’ yöntemleri mevcut olup sıralayalım: Chrysippus Yöntemi,
epistemolojik onay, soritessizlik ideali. Bu yöntemleri siz değerli okurlara bırakıyorum araştırmayı.
Belirsizlik ve sorites başlığı altında örnekleri çoğaltabiliriz en basittten anlatalım veya en basite
indirgeyelim ; fakirlik, zenginlik, güzellik, çirkinlik, kısalık, uzunluk vesaire bu terimler muğlaktır
ve kesin bir çizgi yoktur.
Fakir, ne kadar fakir ? Fakir, kime göre fakir ? Fakir, nasıl fakir ? Fakir, ne zaman fakir ? Zengin, ne
kadar zengin ? Zengin, kime göre zengin ? Zengin, nasıl zengin ? Zengin, ne zaman zengin ? Güzel,
ne kadar güzel ? Güzel, kime göre güzel ? Güzel , nasıl güzel ? Güzel, ne zaman güzel ? Vesaire..
örnekleri çoğaltabiliriz ve sonuç olarak kesin bir sonuç olmayıp belirsizdir.(Muğlak) (Spesifik
düşünebilirsiniz) Bu soruların cevaplanması felsefe, mantık, ahlâk (etik) ve hukuk disiplinler arası
çalışmalıdır. Semantik ve kavramsal karmaşa birçok disiplinin ciddi anlamda köşede
sıkıştırmaktadır.
Ahlâk açıdan Soritesi düşünecek olursak karnı aç olduğu için ekmek çalan ile kuyumcuyu soyan
kişiler sizce aynı başlık adı altında mı toplanmalı ? 14 yaşındayken karnını doyurmak için bir parça
ekmek çaldığında beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler diyen Victor Hugo
ile kuyumcuyu soyan bir kişi ihtiyaçları kaygıları düşünceleri aynı mı ? Suç diye tabir ettiğimiz
kavram nerede nasil başlar ? Ekmek çalan kişi o zamana bakılırsa ki toplum suçu paylaşmalı mı ?
Soru 1: Damlaya damlaya göl olur mu, oluyorsa ne zaman göl olur ?
Soru 2 : Azdan az çoktan çok gitmesi sorites paradoksu için ne denilebilir ?