- İki taş üstünde bir kara kuş oturur. (Kazan)
- Gözenek gözenek gözü var. Ağa yanında sözü var. (Bal)
- Küçük burnu, kocaman karnı var. (Nohut)
- Üstten kesilir, alttan içilir. (Koyun)
- Açılır kabak gibi, uzanır kavak gibi. (Kuzu dışkısı)
- Bir gecede kırk yatak gezer. (Pire)
- Arşın ayaklı, tavşan bıyıklı. (Buğday Başağı)
- Gece hatun, gündüz toktaba (Süpürge)
- Ben beslerim, o süsler. (Çiçek)
- Ak koyun okşar, birbirine çokşar (Diş)
- Bal ile badem, ne güzel Adem, (Ceviz)
- Çarığı çattım, bacadan attım.(Güneş)
- Daldan dala, kırmızı pala. (Sincap)
- Dam ardında taş gömülü. (Ayı)
- Dağdan gelir, taştan gelir, başı püsküllü aslan gelir. (Sel)
- Duruşu aslan gibi, yatışı kaplan gibi. (Kedi)
- Yirmi yirmi kırk, arasında ceviz tık.(Baklava)
- Yol üstünde asker dizili.(Karınca)
- Her yeri tutar, suyu tutmaz. (Kar)
- Ebenin etekleri, süpürür yerleri. (Rüzgar)
- Ufacık sandık içine un bastık. (Hurma)
- Başı dağ gibi, içi kum gibi. (Haşhaş)
- Hay eyledim sıpayı, aştı gitti tepeyi. (Kurşun)
- Fındık, fıstık duvara kıstık. (Taka)
- Ben giderim o gider, yanımda tintin eder. (Gölge)
- İki dereden sel gelir, beş kardeş önüne varır. (Burun)
- Yedi delikli tohmak, bunu bilmeyen ahmak. (Kafa)
- Bir dalda bir kuş oturur, her kanadında yüz elli yumurta götürür. (Ceviz ağacı)
- Gece belâda, gündüz kalede. (Yatak)
- Allah yapar yapısını, demir açar kapısını. (Karpuz)
- Dağdan kestim tahtalık, suya attım ağ balık. (Sabun)
- Bir sekiye yığlışırlar, Allah diye çığrışırlar. (Kavurga)
- El yatar, Ellez oturur. (Soba)
- Dağa gider serilir, eve gelir dürülür. (Örme)
- Sıra sıra odalar, birbirini kovalar. (Tren)
- kolu var ayağı yok, karnı var canı yok. (Ceket)
- Kara öküz yatar, sarı öküz kalkar. (Ateş)
- Hanım içeride, saçı dışarıda. (Mısır)
- Hayadım huyadım, ananım önüne dayadım. (Yayık)
- Yuvarladım yumak oldu, geldi bize konak oldu. (Çadır)
- Anası şişman, babası uzun. (Soba)
- Kızı güzel, oğlu gezer. (Ateş ve Duman)
- Benim bir oğlum var adı aşır, bulduğunu bana taşır. (Kaşık)
- Ağaca çıkar adam değil, semeri var eşek değil. (Salyangoz)
- Altı tahta üstü tahta, içinde bir kara kahpe. (Tosbağa)
- Ayağa aldım, üstüne saldım. (Çorap)
- Benim dam dolu değneğim var, hiç biri ele alınmaz. (Saman)
- Benim bir oğlum var, iki kılıcı var. (Loğ taşı)
- Benim bir kilimim var yaz solmaz, kış solmaz. (Ardıç)
- Buradan baktım kaba saba, yanına vardım kenger baba. (Yığın)
- Çarığı çattım, iki kulak taktım. (Terazi)
- Dal üstünde sarı tayın. (Ayva)
- Dam ardında dana bağlı gittim geldim gene bağlı. (Loğ taşı)
- Yol üstünde yağlı kayış. (Yılan)
- Yol üstünde kırmızı tellik. (Kızılcık)
- Dut ağacını oyarlar, içine mâni koyarlar. (Saz)