ISSIZ EV

Acep şu ev neden böyle ıssız, sönük, karanlık?...
Bak içinde ne bir mum var, ne bir çocuk sesi var.
Kapısında bir aç toprak, bacasında viranlık;
Nerde ise temeline tüneyecek baykuşlar!...

Eğer bura bir ölüye mezar dahi olsaydı,
Yine onun eşiğinde ayak izi olurdu.
Zira ana kucağında bıraktığı evlâdı
Bir gün baba mezarını arayarak bulurdu.

Ah, ne olur şimdi şurdan biri çıksa, ses verse,
Bana büyük, görülmemiş bir keramet gösterse...
Ben bu şeye şu dik başlı felsefemle inansam.

Evet, ruhum hayat sesi, insan sesi dinlese,
Hatta o ses feryat olsa, acı acı inlese...
Ben bu hale şu yaralı yüreğimle katlansam!...

Bu eser, kültürel öneminden ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nde kamuya maledilmiştir ya da 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre eserin koruma süresi dolmuştur. Kanun'un 27. maddesine göre:

  • Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder.
  • Sahibinin ölümünden sonra alenileşen (herkesçe bilinir duruma gelen) eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.
  • 12. maddenin birinci fıkrasındaki hallerde (sahibinin adı belirtilmeyen eserlerde) koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun.
  • İlk eser sahibi tüzelkişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.