II. Mehmed'in namaz ile ilgili fermanı

Allahü Teala, emirlerinin yerine getirilmesini bize nasib ve müyesser eylesin. Bu hükümde bildirmek istediğim husus şudur. Rum diyarındaki şehir ve kasabalarda ve buraların köylerinde yaşayan Müslüman ahali, İslam dininin emir buyurduğu farzları yapıp, sünnetlerine riayet etmekte, Kelam-ı Kadime, Furkan-ı Mecid’e Kuran-ı Kerim’e hadisi şeriflere uymakta gevşeklik gösterip muhalefet ederler imiş. Allahü Teala’nın “Namazı ikame ediniz” emrini çiğneyip; “Namaz dinin direğidir. Onu dosdoğru kılan dinini ikame etmiş olur. Terk eden dinini yıkmış olur.” Hadis-i Şerif’ine uymayıp tuğyan yoluna saparlar ve böylece mescid ve camileri viraneye ve harabeye döndürüp fısk ve fücür, yani günah işlenen yerleri ma’mür ederler imiş. Bu ve buna benzer haberler bize ulaşıyor. Eğer bunlar doğru ise. Emr-i bil-ma’ruf ve nehy-i anil-münker eylemek üzerime vacib olduğundan, bir adamımı bu iş için vazifelendirdim. O bu meseleyi takib edecek. Şöyle emreyledim ki:

Her kim namazı terk ederse, dövülmek ve mali cezaya çarptırılarak tazir eylemek meşru olduğundan, İslam dininin emri gereği artık Rum diyarında namazını geçirenler tesbit edilip, haklarından gelinsin. Halka namaz kılmaları tenbih edilip. Kılmayanlar hakarete uğratılıp teşhir edilsin. Hiç kimse ne olursa olsun bu icraata mani olmaya! Rum sancağı beyleri ve kadıları ve subaşıları ve bunların emrindeki dığer memurlar, gönderdiğim vazifeliye bu hususta elbirlik edip yardımcı olalar. Böylece İslamiyetin yüce ahkamı, emri ve yasaklarını yerine getirmekte gevşeklik ve tembelliğe asla meydan verilmeye. Öyle ki. mescider dolacak. medreseler ma’mur edilecek ve din-i İslam kuvvetlenmiş olacaktır. Böylece Müslümanlar refah, huzur ve saadet içinde olup, padişahın devam-ı devletine ve kudretinin artmasına duacı olacaktır. Bunu böyle bilesiniz. Alatmet-i şerifeme (tuğrama) itimad kılasınız

Kaynakça değiştir

  • Osman Gazi’den Sultan Vahideddin Han’a Osmanlı Tarihi, c. 2, s. 107, Çamlıca Yayıncılık