Hasan Âli Yücel'in UNESCO Kurucu Bakanlar Kurulu Konferansı konuşması

Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler'in eğitim ve kültür konferansına gerçek bir inanla büyük ümitle katılıyor. Çünkü o, milletlerin ortak insanlık prensipleri etrafında toplanmasını öteden beri dünya barışının ana şartı saymaktadır.

Biz buraya son yirmi yıl içinde, insanlığın yeni isteklerine uymak için bütün kurumlarında inkılap yapmış, yeni nesillerini barış sevgisiyle, milletlerarası dostluğa inanla yetiştirmiş bir milletin mümessilleri olarak geliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri kendi emniyet ve rahatını başka milletlerin emniyet ve rahatında aramıştır.

İnkılapçı Türk devletinde milli eğitim esasları şunlar olmuştur:

a) Bütün dünya milletlerini tanımak, anlamak ve saymak.

b) Kapalı bir kültürde mahpus kalmayarak insanlığın ortak kültür kaynaklarına gitmek.

c) Vatandaşlar arasında ırk, din, dil, sınıf ayrılıkları gözetmemek.

Bu fikirlere inanmış bir millet, insan haklarını başarı ile müdafaa etmiş ve edecek milletlerle elbette beraber olacaktır. Birleşmiş Milletler'in, eğitim ve öğretim alanında yapacakları iyi işbirliğini dünya barışının temeli sayıyoruz. Milletleri savaşa olduğu kadar barışa da hazırlamakta, eğitimin ne büyük bir rol oynadığını son yılların olayları meydana koymuştur. İkinci Dünya Harbi, nasıl bazı milletlere aşılanan "insanı küçümseme" duygusundan çıkmışsa, devamlı bir barışı da "insana saygı" esasına dayanan milletlerarası bir eğitim sağlayacaktır. İnsanlığın bilgiye ulaştırılması kâfi değildir. Onlara barışçı prensipleri de aşılamak lazımdır. Yüksek seviyeye varmış toplumlar politik organlarının milli hodbinlikleri yüzünden felakete sürüklendiler. Kültürde ve teknikte ön safa geçmiş Avrupa'nın kültür öncüleri arasında bazı milletler birkaç yıl içinde ortaçağ kafasına dönecek kadar gerilediler.

Artık milletleri birbirine yaklaştırıcı fikirlere sevk edecek prensipleri yaymak ve bütün dünyada eğitimi bu prensiplere bağlamak zamanı gelmiştir.

Birleşmiş Milletler, barışçı eğitimi sağlamakta, insan haklarını inkâr eden rejimlerin savaş idealini yaymakta gösterdikleri azmi ve sadakati göstermelidirler. Yıkma imkânlarının korkunç bir ölçüde arttığı bir devirde milletlerin tek sığınağı, artık sarsılmaz bir kardeşlik ideali olacaktır.

Şimdiye kadar çok defa küçümsenmiş olan insaniyetçi ve barışçı fikirler, son harp tecrübesinden sonra insanların gözünde layık oldukları değeri kazanmaya başlamışlardır. Bu fikirlere ihanet, insanlığa yalnız ölüm ve felaket getirecektir.

Barış idealine ulaşmanın en emin yolu, bizce milletlerin eğitimini ferdin haklarını tanıyan demokrasi prensipleri üzerine kurmaktır. Böyle bir eğitimin ortak prensiplerini bulmak ve her milletin kültür siyasetini milli özelliklerine dokunmaksızın bu prensiplere uydurmak zaruridir. Bu prensipler Birleşmiş Milletler'in anayasasında genel hatları ile belirtilmiştir. Umuyoruz ki, konferansın çalışmaları bu prensiplerin en verimli tatbik şekillerini aydınlatacak, eğitim ve kültür alanında milletlerarası devamlı ve sıkı bir işbirliğinin başlangıcı olacaktır.

Türk milletinin dileği, konferanstan devamlı ve verimli bir kuruluşun, dünyanın bütün milletlerini bir araya toplayacak bir kuruluşun doğduğunu görmektir.

Londra, 4 Kasım 1945


Kaynak: Hasan Âli Yücel, İyi Vatandaş İyi İnsan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 15. Basım. s. 244-245.
Telif durumu: